Sehe 121–140 zwischen insgesmt: 235

  • Osmanlılar Fütühat, İmparatorluk, Avrupa ile İlişkiler

    ALTMIŞ YILIN ÜRÜNÜ; HALİL İNALCIK OSMANLILAR’I YAZDI…

    Halil İnalcık, Osmanlı sosyal-ekonomik yapısını, onu belirleyen belli başlı kurum ve kanunları, tahrir sistemini, Osmanlı’nın kuruluşuna dair merak edilen soruları, Osmanlı fetih yöntemlerini, tarihten günümüze Avrupa ile ilişkilerle alakalı bugüne kadar bilinmeyen birçok şeyi OSMANLILAR kitabında anlatıyor.

    “Bu kitabı okuyanlar umuyoruz ki, Osmanlı İmparatorluğu’nun ortaya çıkışı ve gelişimi, fetih yöntemleri, devlet sistemi ve nihayet ezeli rakibi Hıristiyan Avrupa ile ilişkileri üzerine altmış yıla varan araştırmalarımın genel çizgisini bulacaktır. “ Prof. Dr. Halil İnalcık

     

    ***

    “Halil İnalcık, bu sahanın en seçkin uygulayıcılarından biri… Dünya bilimine katkıları su götürmez. Çabalarının hedefi haline gelmiş konu üzerinde bize sadece teşekkür etmek düşer.”

    Immanuel Wallerstein

    ***

    “O yıllarda Yunanistan “cahiliye” dönemindeydi, İnalcık’ın “Fatih Devri Üzerine Tetkikler ve Vesikalar” kitabı çıkmıştı. Seminerde tanıştığım, bilgisiyle beni büyüleyen bu genç adam Türklere hayranlık duymamı sağladı.”

    Prof. Dr. Elizabeth Zachariadou

    ***

    “Çok etkileyici, biraz ciddi ve çok fazla gülmeyen bir insan olarak hafızama kaydettim. Aramızda çok fazla yaş farkı vardı, bir süre dostluk anlamında sorunsuz bir ilişki sürdürdük ve bu dostlukta, ilginçtir, yaş farkını hiç hissetmedik. Onunla ilgili yaygın deyiş “Osmanlı Tarihinin Babası”ydı… Bu zaten çok açıktı.”

    Prof. Dr. Gilles Veinstein
    devamını oku

    10,24
  • Otağ 3 / Sultan Alparslan

    “Ey Allâh’ım, sana müvekkil oldum ve bu cihatla sana yaklaştım, senin katında secdeye kapanıyor ve yalvarıyorum. Bu sözlerim, gerçek duygularımı ifade etmiyorsa beni yanımdaki yardımcılarımı ve askerlerimi yok et! Eğer içtenliğimi kabul ediyorsan düşmanlara karşı bu cihatta bana yardım et ve beni muzaffer bir sultan kıl!” Sultan Muhammed Alparslan Ahmet Şimşirgil, Osmanlı İmparatorluğu’nun bütün safhalarını anlattığı KAYI serisinden sonra, şimdi de OTAĞ serisi ile eski Türklerin tarihini anlatmaya devam ediyor. Orta Asya’nın derinliklerindeki Türk imgesi, ezber bozan bilgiler ışığında bir kez daha parlıyor. Şimşirgil, serinin OTAĞ III- Horasan’dan Anadolu’ya Selçuklular/Sultan Alparslan adını verdiği üçüncü kitabında Cend’den atılan Selçuklu okunun Malazgirt’te Sultan Alparslan komutasındaki orduyla Anadolu’ya düşerek bu toprakları nasıl yurt edindiklerini tüm yönleriyle anlatıyor. • Anadolu kapısını Türklere açan Selçuklular kimlerdi? • Yeni bir vatanın kapıları nasıl açıldı? • Dukak ve Selçuk konusunda ezber bozan bilgiler! • Büyük Selçuklu Devleti’nin temellerini atan Dandanakan Savaşı’nda neler yaşandı? • Amidülmülk Kündürî ve Selçuklu sarayında dini çatışmalar! • Selçuklu devlet teşkilatının temellerini atan ünlü vezir Nizâmülmülk kimdir? • Muhammed Alparslan’ı sultan yapan büyük savaş! • Romanos Diogenes ve Türkler üzerine seferleri! • Malazgirt Savaşı’nı meydana getiren sebepler nelerdi? • İmparator Romanos Diogenes’in hazin sonu! • Yiğitliği, mertliği, İslam’a bağlılığı ve siyasî/askerî dehasıyla Türk coğrafyasına damgasını vuran Sultan Alparslan nasıl vefat etti, vasiyeti neydi? Tüm bu soruların cevaplarıyla birlikte Türklerin efsanevi komutanı Sultan Alparslan ve Malazgirt Savaşı’nı Ahmet Şimşirgil’in kaleminden roman tadında okuyacaksınız!

    7,94
  • Öteki Vatikan

    Kitabın kapağını açıp Vatikan’ın kapısından içeri girdiğiniz an mafyanın, siyasetin, holdinglerin, tacizlerin ve daha birçok günah dolu odanın tam olarak orada bulunduğunu göreceksiniz. Vatikan’ın birçok mafyanın kesiştiği merkez ve ünlü mafyaların kara para aklama yeri olduğunu hayretle okuyacaksınız. Dün, iyi geceler, denerek odasına uğurlanan sapasağlam Papa’nın sabah olunca kalp krizinden öldüğü yalanlarını okudukça buranın nasıl bir yılan çukuru olduğunu göreceksiniz. Bu kitap dünya siyasetini tamamıyla etkileyen Vatikan’ın öteki hikâyesini anlatıyor. Okuyacaklarınız tüm bildiklerinizi alt üst edecek! Kitabın kapağını açıp Vatikan’ın kapısından içeri girdiğiniz an mafyanın, siyasetin, holdinglerin, tacizlerin ve daha birçok günah dolu odanın tam olarak orada bulunduğunu göreceksiniz. Vatikan’ın birçok mafyanın kesiştiği merkez ve ünlü mafyaların kara para aklama yeri olduğunu hayretle okuyacaksınız. Dün, iyi geceler, denerek odasına uğurlanan sapasağlam Papa’nın sabah olunca kalp krizinden öldüğü yalanlarını okudukça buranın nasıl bir yılan çukuru olduğunu göreceksiniz. Bu kitap dünya siyasetini tamamıyla etkileyen Vatikan’ın öteki hikâyesini anlatıyor. Okuyacaklarınız tüm bildiklerinizi alt üst edecek!

    9,09
  • Payitahtın Son Sahibi II. Abdülhamid Han

    Yaptığı geziler, televizyon programları ve yazdığı kitaplarla birçok insana tarihi sevdiren Talha Uğurluel, Sultan II. Abdülhamid’in kişisel tarihindeki detaylar üzerinden İmparatorluğun son günlerini anlatmaya devam ediyor. Uğurluel, siyasi tartışmaların ve politik heveslerin dışına çıkarak II. Abdülhamid Han’ın gayriresmî tarihine ve İmparatorluğun son günlerine bir başka pencereden bakıyor. Zat-ı Şahane’nin kendi hikâyesine kulak kabartıyor ve karşımıza sesleri bugüne uzanan birçok hatıra çıkarıyor.
    n* Sultan II. Abdülhamid, amcası Abdülaziz döneminden nasıl dersler çıkarmıştı?
    n* Yönetim merkezini neden Yıldız Sarayı’na taşıdı?
    n* Otuz üç yıl boyunca Cuma Selamlığı’nı neden hiç aksatmadı?
    n* Osmanlı coğrafyasının dört bir yanına yaptırdığı okullar imparatorluğun geleceğini nasıl şekillendirdi?
    n* Hamidiye Hicaz Demiryolu projesiyle neyi amaçladı?* Dünyayı ayağına getiren fotoğraf merakının altında yatan sebepler nelerdi?
    n* Türk Müzeciliğinin kurulmasına nasıl katkı sağladı?
    n* Tarihi tablolaştıran Sultan Hamid’in sanata ve sanatçıya verdiği önem…
    n* Abdülhamid Han’ın kütüphanesini hayatı bahasına koruyan Serhafızıkütüb Sabri Efendi’nin hikâyesi…
    n* Sürgün günlerinde neler yaşadı?
    n* Cenazesine katılan halk, arkasından nasıl seslendi?
    nUğurluel bu çalışmasında, siyasi tartışmaların uzağındaki “öteki Abdülhamid’e” odaklanarak karşımıza hayatın bütün renklerini barındıran bir portre çıkarıyor.
    11,39
  • Rahmet Peygamberi

    “Âlemlere Rahmet” olarak gönderilen Hz. Muhammed’in (s.a.v.) evrensel misyonunu son derece açık ve anlaşılır bir dille sunan bir kitabın yazarı Nedvî, Türk okuyucusunun yakından tanıdığı bir ilim adamıdır. İlâhî mesajın evrenselliğini vurgular şekilde yeryüzündeki belli başlı din ve devletlerin İslâm öncesi yozlaşmış durumlarını tahlil ederek işe başlayan yazar, Hz. Muhammed’in nübüvveti ve İslâm’ın hayata geçirilişiyle hangi önemli değişimlerin yaşandığını vurgulayarak “kısas-ı enbiyâ”ya son nebî mührünü.

    9,09
  • Saraydaki Casus/ Gizli Belgelerle Abdülhamid Devri ve İngiliz Ajanı Yahudi: Vambery

    Hayatı macera filmleri kadar fantezi ve serüven dolu Yahudi profesörün ilgi çekici hikayesidir. Takma adı Raşit Efendi olan sahte derviş Vambery, Abdülhamid’in en yakınına kadar sokulur. Saraydaki bütün gelişmeleri anında İngilizlere rapor eder. Yahudilerin Filistin’e yerleşmeleri için girişimlerde bulunur. Jöntürklere akıl hocalığı yapar. Yakın tarihimizin uzman ismi Prof. Dr. Mim Kemal Öke, İngiliz, İsrail ve Türk arşivlerinin karanlık raflarındaki belgeleri günışığına çıkardı.

    7,94
  • Sarayın Kutsalları & Asr-ı Saadet’ten Osmanlı’ya

    Saray arşivlerinde bugün binlerce eşya, tanınmayı ve fark edilmeyi bekliyor. Çünkü hepsinin bize anlatacağı bir hikâye var. Bazıları binlerce yıl öncesini gördü, bazıları ise sadece birkaç yüz yıllık bir geçmişe sahip. Bazılarına bir peygamber dokundu, bazılarına on binlerce insan, bazıları uğruna savaşlar verildi, bazıları barışın simgesi oldu. Kimisi herkesin gözü önünde günümüze ulaştı, kimisi de herkesten gizlenerek…

    7,90
  • Şehit Hasan el-Benna’dan Müslüman Gençlere

    “Ben kendimi bir tek amaç için vakfettim. O da: Yaşamımla insanları İslam’a davet etmektir.” diyen Hasan el-Bennâ, Osmanlı İmparatorluğunun yıkıldığı, İslam coğrafyasının büyük işgaller ve katliamlarla karşı karşıya kaldığı, Müslümanların emperyalist kültürün saldırılarına karşı teyakkuz halini kaybettiği bir dönemde “Hedefimiz, yeniden Müslüman ferdi, Müslüman aileyi, Müslüman toplumu, Müslüman devleti ve Müslüman ümmeti oluşturmaktır.” diyerek her alanda İslamileşme hedefiyle yola çıkmış izzetli bir öncüdür
    7,94
  • Selçuklu Müesseseleri ve Medeniyeti

    Selçuklular kurdukları devletlerle elde ettikleri zaferlerle tarihe hiçbir zaman unutulmayacak çok önemli bir not düştüler. Onların başarıları sadece askerlik sanatını mükemmel denilecek kadar iyi bilmeleri ile sınırlı değildir. Selçuklular teşkilatçı yapısıyla, adaletiyle, hoşgörüsüyle, sosyal devlet anlayışıyla bilime ve bilim adamına verdiği değerle çok önemli hasletlere sahip bir topluluk idi. Onlar, sağlık, adalet ve eğitim alanlarında gerçekleştirdikleri politikalarla yönettikleri ahaliyi memnun ettiler. Selçuklular, düşmanlarını bile kendilerine hayran bıraktılar. Onlardan hâlâ öğrenecek çok şeyimiz var…
    Prof. Dr. Muharrem Kesik, alanında önemli bir eksiği kapatan bu eseri sizin için kaleme aldı.

    devamını oku

    12,40
  • Selçuklular Batıni Fitnesine ve Haçlı Savaşına Karşı Bir İslami Mücadele Projesinin Doğuşu

    Bu kitap Hz.Peygamber (s.a.v) dönemi ile Raşit halifeler dönemini ele alan kitaplar silsilesinin devamıdır.Bu kitaba da ”Selçuklular Devleti ve Batıni fitnesi ile Haçlı Savaşına karşı mücadelede İslami bir projenin doğuşu” adını verdik.Bu, ümmetimizin tarih zincirindeki halkalardan birini içeren ve haçlı seferlerini ele alan bir kitap konumundadır.
    Bu kitap Selçuklular’ı, soylarını, padişahlarını, yurtlarını, ilk ortaya çıkışlarını; Türklerin Selçuklular’ın çıkışından kısa bir süre önce İslam alemi ve İslami doğu ile temasını; Samani Devletini ve Gazneliler Devletini, Gaznevi-Selçuklu çekişmesini, Dandanakan muharebesini, Selçuklu Devleti’nin ortaya çıkmasını ele almaktadır

    14,84
  • Selçuklular Muhteşem Çağın Mütevazı Çocukları

    TÜRK TOPRAKLARININ TEMELİNİ ATANLAR:
    BÜYÜK SELÇUKLULAR…

    Büyük Selçuklular, Türk tarihinin hangi kırılma anlarını yaşamışlardı? İslam’a geçiş ve Türklerin Anadolu’ya geliş süreçlerinin başlaması, dünya tarihini hangi boyutlarıyla değiştirmişti? Devlete adını veren Selçuk Bey’in hikâyesi nerede başlamıştı? Sultan Alp Arslan’ın Türk tarihindeki liderler arasında zirvede olmasının sebepleri nelerdi? Nizâmülmülk’ün hangi özellikleri kendisini hakkında en çok konuşulan vezir yapmıştı? Dandanakan Savaşı; Türkiye Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti için kuruluş tarihi olarak değerlendirilebilir mi?

    Ömrünü Genel Türk Tarihi ve daha özelinde Selçuklu Tarihi’ne vakfetmiş, değerli tarihçi Prof. Dr. Erkan Göksu’nun kaleminden Selçuklular… Hem akademik ciddiyetle tarihî hadiseleri belgeler üzerinden aktaran hem de bir bilgi bombardımanından ziyade döneme geniş bir perspektifle kuşbakışı bir çerçeve çizen bu çalışma; romancılık yeteneği de olan Göksu ile yapılan nehir söyleşilerden oluşuyor.

    Selçuk Bey, Tuğrul ve Çağrı beyler, Sultan Alp Arslan, Sultan Melikşah, Nizâmülmülk, Sultan Berkyaruk, Sultan Muhammed Tapar, Sultan Sencer, Hasan Sabbah, Romanos Diogenes, Arslan Yabgu, Terken Hatun gibi şahsiyetlerin yanı sıra çift başlı kartal, Nizamiye Medreseleri, Batıniler, Malazgirt Zaferi, Dandanakan Savaşı gibi Türk tarihinin en sıra dışı konularının bir araya getirildiği “SELÇUKLULAR – Muhteşem Çağın Mütevazı Çocukları” kitabını yediden yetmişe herkes keyifle okuyacak.
    devamını oku

    6,79
  • Siyasetname

    Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk, Selçuklu Devleti’nin siyasi hayatında olduğu kadar müesseselerin teşekkülü, ilmi faaliyetlerin yaygınlaştırılması ve kalite kazanması konusunda da etkili olmuş kişilerin başında gelmektedir. Sultan Melikşah’ın isteği üzerine kaleme aldığı Siyasetname, İslam dünyasında kendisinden önce mevcut olan bir geleceğin devamı olmakla beraber, onlardan ayrılan önemil tarafları vardır: Nizamülmülk, eserini kaleme alırken, yalnız nasihat vermekle yetinmemiş, teklifler de getirmiştir.

    10,24
  • Son Kızılbaş Şah İsmail

    Bir yaşında yetim, altı yaşında şeyh, on dört yaşında hükümdar, Kızılbaşların Şahı, Safevî Devleti’nin kurucusu, Ebu’l-Muzaffer, Mürşid-i Kâmil, Allah’ın Yeryüzündeki Gölgesi, Hataî… Kısacık bir ömre sığdırılan büyük bir tarih. Şeyhlikten şahlığa doğru uzanan çetin mücadele… Baş döndürücü zaferlerin ardından gelen Çaldıran yenilgisi. Kızılbaş Türkmenlerin şeyhlerini şah yapmak için giriştikleri mücadeleler… Bir inanç hareketinin devletleşmesi, biçim değiştirmesi, farklılaşması… Dinin siyasallaşması; devletin dinin hizmetine alınması, dinin devletin dayanağı haline gelmesi. Tarihten güncele doğru inanılmaz benzerlikler… XVI. yüzyılın başlarında İran’da kurulan yeni devlet, tarihin akışını değiştirdi. Devletin kurucuları olan Kızılbaş Türkmenler aynı zamanda onun kurbanıydılar da. Şah’ın emirlerine kayıtsız-şartsız itaat ettiler. Bir yanda Şah’ın otoritesini kurmak, diğer yanda ülkenin sınırlarını korumak ve devleti ayakta tutmak için canlarını verdiler. Bazen onlar Şah’a hakim oldular, bazen de şah onlara. Bu kitapta Şah İsmail ve Kızılbaş hareketi orijinal kaynakların ışığında inceleniyor. Bilinenin aksine bambaşka bir Şah İsmail portresi çıkıyor.
    devamını oku

    7,94
  • Sultan Abdülhamid’in Hatıra Defteri

    … Dün yaptığım bu yorum, bugün beni biraz düşündürdü. Şimdiye kadar sigara dumanları arasında düşünceyle geçen günlerimin bazı hatıralarını yazmaktaki ihmalime neredeyse pişman oldum ve üzüldüm. Uzun bir hayat ve uzun bir hükümdarlık çağı geçirdim. Hatıralarım, yalnız benim değil, biraz tarihin ve özellikle tarihindir… … Ah!.. Beni edebiyata düşman sanır ve böyle gösterirlerdi. Hayır!.. Ben edebiyatın değil, edepsizliğin, edebiyatçıların değil, edepsizlerin düşmanı idim… … Ben, sayıp döktüğüm bu küçük hizmetlerimle iftihar etmeye de kendimde hak bulmuyorum; çünkü hepsi vazifemdi. Bugün üzgün ve pişman olarak görüyorum ve yaşarsam ileride kendi kalemimle enine boyuna itiraf edeceğim ki, benim de birçok kusurlarım vardır… … Ben, hangi şartlar içinde ve nasıl bir zamanda padişah oldum?.. Bunu hatırlatmak isterim!..

    12,54
  • Sultan Alp Arslan Fethin Babası

    Cend’den Mâverâünnehir’e, Hârizm’den Horasan’a, İran’dan Anadolu’ya hâkimiyetlerini doğu ile batı arasında birleştirmiş ilk devlet… Bu coğrafyada bizleri kalıcı kılan fikirlerin kaynağı, Anadolu’nun Türkleşmesinden cumhuriyetimizin kuruluşuna kadar gelen yolun başı: Selçuklular…

    Sadece 9 yıl tahtta kalmasına rağmen Türk tarihinde adı en fazla geçen hükümdar olan, babası Çağrı ve amcası Tuğrul Beylerle Anadolu’nun Müslümanlaşmasını sağlayan, özgür bir hükümdar olarak Fırat’ın batısına ilk defa geçmeyi başaran, 1071’de Malazgirt’te destan yazan, Türk tarihinin efsanesi Sultan Alp Arslan…

    Sultan Alp Arslan üzerine hem akademik ihtiyaçları karşılayacak hem de akıcı üslubuyla tarih severlerin merakını giderecek bu çalışmayla, geri planda kalmış Selçuklu tarihi ile Sultan Alp Arslan yeniden gün yüzüne çıkıyor.
    devamını oku

    6,79
  • Sultanın Casusları 16. Yüzyılda İstihbarat, Sabotaj ve Rüşvet Ağları

    Akdeniz dünyasındaki siyasi gelişmeler, korsanlık faaliyetleri gibi konularda gerçekleştirdiği ilmî çalışmalarla öne çıkan isimlerden olan Emrah Safa Gürkan’ın elinizdeki kitabı, imparatorluk çağının doruk noktası olarak genel kabul gören XVI. asırda casusluk ve karşı istihbarat meselesini, orijinal yerli ve yabancı belge ve kitabî kaynaklara dayalı olarak incelemekte; çok az ciddî çalışmaya konu olmuş haber alma “ameliyesi” hakkında doyurucu sayılabilecek ilginç bilgiler sunmaktadır.”
    Feridun M. Emecen

    Bazen işleyişi itinayla düzenlenmiş resmi bir teşkilat çerçevesinde, bazen de fırsatçı ve dalavereci casuslar aracılığıyla, devletler ve ordular tarih boyunca istihbarat yapmıştır. Bu istihbarat teşkilat ve elemanlarının tek görevi haber toplamak ve bu haberi şifreleme ve gizlenmiş yazı gibi metotlarla zamanında ve güvenli bir şekilde aktarmak değildir; düşman hükümdar ve komutanlarını bir suikast ile ortadan kaldırmak, askeri hedeflere sabotaj yapmak ve düşman yönetiminden memnun olmayan “beşinci kol”ları kışkırtmak gibi “örtülü operasyon”lara da girişmektedirler.
    İşte, Osmanlıca kaynakları Avrupa arşivlerindeki İtalyanca, İspanyolca, Fransızca, Portekizce, Almanca ve Latince binlerce belgeyle harmanlayan elinizdeki bu kitap, Osmanlıların Yeniçağ’daki istihbarat faaliyetlerini, rakipleri Habsburg ve Venediklilerle karşılaştırmalı bir şekilde ele almaktadır. Sultanın Casusları: 16. Yüzyılda İstihbarat, Sabotaj ve Rüşvet Ağları, cihanşümul bir imparatorluk olan Osmanlıların Avrupa ve Akdeniz’e yolladığı casusların sahadaki faaliyetlerinin yanı sıra, Osmanlı istihbaratının kurumsal yapısı, Osmanlı karşı istihbaratı (kontrespiyonaj), Osmanlı paşa ve elçilerinin haber alma kaynakları, istihbarî bilginin siyasi fonksiyonu ve Osmanlı karar alma süreci gibi konuları titizlikle irdelemektedir.
    İstihbarat, korsanlık, kölelik, ihtida, Osmanlı-Avrupa ilişkileri ve serhad çalışmaları gibi alanlarda araştırmalar yapan Doç. Dr. Emrah Safa Gürkan’ın bu eseri, yıllar süren arşiv çalışmasıyla bir araya getirilmiş tarihi örnekler eşliğinde istihbarat dünyasının gizemli sayfalarını aralıyor. Böylece, hem Osmanlı hem de istihbarat tarihi alanında çok önemli bir boşluğu dolduruyor.

    12,54
  • Sultanın Korsanları Osmanlı Akdenizi’nde Gaza, Yağma ve Esaret, 1500-1700

    “Osmanlı” adını verdiğimiz korsanlar hangi etnik kökenlerden gelmektedir? Bunlar fırsatçı yağmacılar mı, yoksa İslam’ın bayrağını taşıyan nusret-karin din savaşçıları mıdır? Mühtedi ve Hıristiyan denizciler Müslüman dünyaya ne kadar adapte olmuş; aileleri, vatanları ve reddettikleri inançlarını ne dereceye kadar arkalarında bırakabilmişlerdir? Gemilerde korsanlarımız ne yiyip içmekte, doğal ihtiyaçlarını nasıl karşılamakta ve denizin belirsizliklerine hangi ibadet ve ritüellerle karşı koymaktadır? Hastalıklarla nasıl mücadele edilmekte, hijyen ve disiplin nasıl sağlanmaktadır? Bir korsan akınında kullanılan askerî taktikler nelerdir? Gazilerimiz avlarını nasıl aldatmaktadır? Korsan akınlarına uygun gemi tipleri nelerdir? Bunlar ateşli silahların yaygınlaşmasından nasıl etkilenmiştir? Topoğrafik faktörler hangi limanları korsanlığa mahkûm etmiştir? Elde edilen ganimetin korsan limanlarına katkısı ve Avrupa ekonomisine zararı ne boyuttadır? Bu ganimet nasıl elden çıkarılmakta ve paylaşılmaktadır? İnsanları korsanlığa iten sosyo-ekonomik etkenler nelerdir? Korsanlarımızın yavaş yavaş gelişmeye başlayan uluslararası hukuktaki yeri nedir? Korsanlık, ticaret ve kaçakçılık arasında nasıl bir ilişki vardır?
    İşte daha önce sorulmayan tüm bu suallerin cevabı Osmanlıca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, İngilizce, Portekizce, Katalanca, Latince ve Almanca kaynakları harmanlayan Sultanın Korsanları: Osmanlı Akdenizi’nde Gazâ, Yağma ve Esaret, 1500-1700’de. Yıllar süren arşiv çalışmasıyla bir araya getirilmiş İzlanda’dan Adriyatik’e, Korsika’dan Azorlar’a uzanan tarihî örnekler; okuyucuyu din değiştiren fırsatçı mühtedilerin, firar etmek için binbir yolu deneyen Cervantes gibi esirlerin, aynı gemide yoldaşlık yapan ve beraber yiyip içen Hıristiyan ve Müslümanların, sırtında kırbaç güneşin altında terleyen kürekçilerin, yeniçerilere fark ettirmeden korsan gemisini bir Hıristiyan limanına yanaştırıp özgürlüğüne kavuşan esir denizcilerin, Hıristiyan dünyasında bıraktığı ailesini ziyaret eden gazilerin, hakarete uğradığı, sevdiği kızı alamadığı ya da dolandırıldığı için intikam hırsıyla Mağrib’e gidip korsanları Hıristiyan kıyılarına getiren müntakim mürtedlerin, halkın veli mertebesine çıkardığı Hıristiyan doğumlu nev-müslimlerin dünyasına davet ediyor.
    Yakınçağ Akdeniz’inde istihbarat, korsanlık, kölelik, ihtida ve dinler ötesi diplomasi gibi alanlarda araştırmalar yapan Doç. Dr. Emrah Safa Gürkan’ın tarihsel kategorileri altüst eden serhad kahramanlarını incelediği bu ikinci eseri, Osmanlı bahriye tarihinin en gizemli sayfalarını aralamakla kalmıyor; Osmanlı korsanlarını Akdeniz ve dünya tarihindeki iktisadî, siyasî ve teknolojik gelişmelerin ışığında analiz ediyor.
    devamını oku

    12,54
  • Tarih Bizi Çağırıyor

    Bu çağrı tarihin derinliklerinden geliyor ve tarihin içinde doğan bir neferi çağırıyor.
    Tarihin çağırdığı bu nefer; uzun savaşlardan, soğuktan, fırtınadan, yoksulluktan, kıtlıktan, sıtmadan çıktı. Bu nefer tam da tükendik dediğimiz ve büyük bir umutla yeni bir Kızılelma aradığımız yerden doğdu.
    O, vatanın hem sahibi, hem varisi, hem geçmişi, hem geleceğidir. Umutsuzluğa düşülen her yerde bir teselli gibi görünür. Vefalıdır, beklenildiği yere gider. Tarihi kuran da bu neferdir, tarihin çağırdığı da.
    Bazen o tarihi sürükledi, bazen de talihi onu.
    Sırası yine geldi, tarih yine onu çağırmaya başladı.

    7,94