Sehe 1801–1820 zwischen insgesmt: 3476

  • Küçük Sahabiler 7 / On Gümüş Para

    Tıpkı ilk dört kitap gibi yine Ceyhun Şen’in çocuklar tarafından çok sevilen, anne-baba ve eğitimcilerce de takdir edilen çizgileri eşliğinde yayınlanan dizinin ikinci seti de, en sahih hadis kaynaklarından derlenen ve 4  yaş grubu için yeniden kaleme alınan bu minik öyküler, Peygamber Efendimizin hayatında çocuklarla ilgili hatıralarından oluşuyor.

    5,90
  • Küçük Sahabiler 7 / On Gümüş Para

    Tıpkı ilk dört kitap gibi yine Ceyhun Şen’in çocuklar tarafından çok sevilen, anne-baba ve eğitimcilerce de takdir edilen çizgileri eşliğinde yayınlanan dizinin ikinci seti de, en sahih hadis kaynaklarından derlenen ve 4+ yaş grubu için yeniden kaleme alınan bu minik öyküler, Peygamber Efendimizin hayatında çocuklarla ilgili hatıralarından oluşuyor.
    5,90
  • Küçük Sahabiler 8 / Dünyanın En Şanslı Çocuğu

    Tıpkı ilk dört kitap gibi yine Ceyhun Şen’in çocuklar tarafından çok sevilen, anne-baba ve eğitimcilerce de takdir edilen çizgileri eşliğinde yayınlanan dizinin ikinci seti de, en sahih hadis kaynaklarından derlenen ve 4  yaş grubu için yeniden kaleme alınan bu minik öyküler, Peygamber Efendimizin hayatında çocuklarla ilgili hatıralarından oluşuyor.

    5,90
  • Küçük Sahabiler Seti (4 Kitap)

    Minikler için Özkan Öze´nin kaleminden dört kitap: Küçük Sahabiler 1: Enes´in Bir Sırrı, Küçük Sahabiler 2: Güzel Bir Koku, Küçük Sahabiler 3: Zeyd´in Uyku Duası, Küçük Sahabiler 4: Umeyr´in Yavru Kuşu

    15,90
  • Küçük Sahabiler Seti 2 (4 kitap)

    Küçük Sahabiler-5: Ağaca Taş Atan Çocuk Küçük Sahabiler-6: Enes’in Görevi Küçük Sahabiler-7: On Gümüş Para Küçük Sahabiler-8: Dünyanın En Şanslı Çocuğu

    15,90
  • Küçük Şehzade

    “Sarayın bahçesindeki fıskiyeli havuzun su sesleri dalga dalga meyve ağaçlarının üzerine dökülüyor. Koşmaktan yorulan çocuklar ağaç diplerine, gölgelere sığınmışlar. Kimi halıların üzerine başlarını koymuş çoktan uyumuşlar. Lalaları onların yüzlerine konan sinekleri ipek bir tülbentle kovalıyor. Ve kendi gözlerini kapamaya çalışan uykuya karşı direniyorlar.”

    6,90
  • Küçük Şeyler

    Samipaşazade Sezai Küçük Şeyler’i kaleme alarak basit konuların bile iyi anlatıla­rak önemli bir eser yazılabileceğini ortaya koyar. Yazar, ilk örnek olma özelliği kazanan bu hikâyelerde; kaygı, özlem, hayal kırıklığı, sıkıntı ve aşk acısı içinde yaşayan insanları anlatmıştır. “Hiç” hikâyesinde bir gencin yaşadığı hayal kırıklığı, “Arlezyalı” ve “Pandomima”da aşk acısı sonucu intiharı düşünen insanlar, “İki Yüz Elli Kuruşa Bir Asır”da ağaç kesiminin, tabiatı seven bir insanın dünyasını nasıl yıktığı hikâye edilmiştir.
    Bu yayında, Küçük Şeyler hikâye kitabının hem ori­jinal hem de sadeleştirilmiş metni bir arada verilerek okuyucunun eserden daha fazla istifadesi amaçlanmış­tır. Böylece okurlar, eseri orijinal diliyle de okuma imkânı bulabilecektir. Türk Klasikleri serisi içinde yayımladığımız Küçük Şeyler’e okuyucuların ilgi göstereceklerini düşünüyoruz.

    8,90
  • Küçük Şeyler

    Büyük şeylerin büyüsüne aldanan gözler için küçük şeyler önemsenmeye değmez şeylerdir. Oysa tüm büyüklükler, küçük şeyler üzerinde temellenir. Koskoca gökdelenler küçük kum taneleri üzerine kurulurlar. Uçsuz bucaksız kâinatın tuğlası ise, görmeye hiçbir mikroskobun güç yetiremediği atomlardır. Bu bakımdan, küçük şeylerde takınılan bir ciddiyet ve duyarlılık, büyük şeylere de aksedecek bir duyarlılık ve tutarlılığın muştusunu verir. Aynı şekilde, küçük şeylere ilişkin bir dikkatsizlik, büyük arızaların habercisidir. Küçük Şeyler, eksenine işte bu gerçeği alıyor ve bize küçük şeylerde büyük gerçeklerin izini sürebileceğimiz bir dikkatin yolunu öğretiyor.

    10,90
  • Küçük Yağmur Damlası / Doğanın Eşsiz Hikayeleri 4

    Gökten düşen bir yağmur damlası neler yaşar, hiç merak ettiniz mi?
    Öyleyse küçük yağmur damlasıyla tanışmalısınız!

    6,90
  • Küçüklerin Büyük Soruları Seti (5 Kitap)

    1.Ölmek Ne Demek? 2.Cennet Nasıl Bir Yer? 3.Allah’ın Güzel İsimlerini Neden Öğrenmeliyim? 4.Kur’an Okumayı Neden Öğrenmeliyim? 5.Melekler Kız mı, Erkek mi?

    19,90
  • Kudüs Tarihi

    Tarihe göz atan herkes “Kudüs’ün İslam ümmetinin gücünün veya zayıflığının kıstası” olduğunu görür. Kutsal şehrin işgali, ümmetin zayıflığının ve dağılmışlığının sonucudur. Yukarıda söylediğimiz gibi Kudüs’ün yönetimini elinde bulundurmak güç göstergesidir. İslam ümmetinin güçlü olduğu her dönemde Kudüs, Müslümanların yönetimine girmiş; ümmetin zayıfladığı zamanlarda yabancılar bu şehre göz dikmişlerdir. Kutsal şehir eskiden olduğu gibi günümüzde de pek çok kimsenin arzuyla sahip olmak istediği bir yerdir. Tarih boyunca şehri Romalılar işgal etmiş, sonra Hz. Ömer zamanında Müslümanlar şehri fethetmişler, İslam ümmetinin zayıflamasıyla Haçlılar şehri iki asır boyunca işgal etmişlerdir. Ardından Müslümanlar güçlerini tazelemişler ve büyük komutan Salahaddin Eyyubi, Müslüman kuvvetlerini toplamayı ve onlarda cihat ruhunu canlandırmayı başarmış ve Kudüs’ü Haçlıların elinden kurtarmıştır. Kudüs şehrine eski azametini, güzelliğini iade etmiş ve şan ve şeref sembolü olan minberi Mescid-i Aksa’ya getirmiştir.

    8,90
  • Kudüs ve Aksa

    Kudüs’ü yazmak, kutsalın değerini anlatmak kadar zor. Kudüs’ü anlatmak, orada yaşamak kadar zor. Bu çalışma, Kudüs’ün ne denli önemli bir coğrafya olduğunu gösterecek kadar kısa bir tarih, Kudüs’ün üç din için ne kadar kutsal olduğunu anlatacak kadar bilgi, geçmişte ve günümüzde yaşananlardan çeşitli dersler çıkartacak kadar farkındalık oluşturmayı hedeflemiştir.

    9,90
  • Kudüs Yazıları

    Kudüs, söylemlerimizin coşkusuna ve iddialarımızın büyüklüğüne rağmen, hakkında pek az bilgi sahibi olduğumuz bir şehir aslında. Çok önemli ve yaygın birkaç anekdot dışında, Kudüs’le ilgili malumatımızın tamamen ezbere dayalı olduğu söylenebilir. Bunun üzerine, bir de herkes söz ettiği, siyasi sloganlara konu olduğu ve çok gündeme taşındığı için konunun “eskimesi” ve “sıradanlaşma sonucu dikkatimizin dağılması” tehlikelerini eklediğimizde, Kudüs’ü hak ettiği ilmî ihtimamdan epey mahrum bıraktığımız, su götürmez bir gerçeğe dönüşüyor. Kudüs konusunda mikrofonun ilk uzatılması gereken kişilerden biri olan Taha Kılınç’ın bu kitabı, bugünlerde şahit olduğumuz Kudüs seferberliğine “bilgi temelli” bir katkıda bulunmak amacıyla hazırlandı. “Kudüs Yazıları”nı oluşturan 34 metin, elbette Kudüs’le ilgili söylenmesi gereken her şeyi söylemek iddiasında değil. Ancak kitap, “Nerden başlayalım?” sorusuna mütevazı bir cevap denemesi olarak görülebilir. İçerdiği okuma önerileri, gündeme taşıdığı bazı isimler ve olaylar, tamamen bu başlangıç noktasının bulunabilmesi hedefine yönelik.

    10,90
  • Kudüs: Bir Pusula Kudüs, Filistin ve Ortadoğu Yazıları

    “Tarihte Kudüs kadar çığlıkla anılan başka şehir olmadı. Tarihte hiçbir şehirde Kudüs’te olduğu kadar efsanelerle hakikat çarpışmadı. Hiçbir şehir Kudüs gibi “geleneğin” temsilini üstlenmedi. Kudüs, hakikati boğan efsaneler adına binlerin akın ederek insan kanını sel edebildiği bir çekim merkezi… Aynı zamanda kadim “gelenekleri yok etmeden, onları kuşatıcı son muştunun öteki ile yüzleştiği mekânın adı… Kudüs bugün bir çığlıktır! Boğulmak istenen hakikat medeniyetinin çığlığı… Bu çığlık, onu tutsak eden paslı zincirleri parçaladığı gün Kudüs’ün temsil ettiği dünya da zincirlerini parçalayacak. Yeni bir dönem başlayacak, İslâm Âlemine insanlık için yeni bir muştuyu seslenecek. Tıpkı Selahaddin’in haçlı zincirini parçalamasının askeri zaferden öte anlamlarının olması, yeni bir dünyanın habercisi oluşu gibi. Kudüs, üstümüzdeki ölü toprağını silkeleyip atacağımız bir direnişin ilk çığlığıdır. Bu haykırış hakikati efsanelerle kapatmaya çalışan şeytani ideolojide meşruiyetini bulan hile ve zulmün karanlık örtüsünü Mescid-i Aksâ’dan indireceği ana ayarlanmış bir sur gibi üflenmeye ayarlı… Bu direniş ruhu medeniyetimizi her alanda küllendirilen, üstüne ölü toprağı serpilmeye çalışılan hakikat ruhunun kendine gelişini sembolize eder.. Kudüs bir medeniyetin yeniden diriliş sancılarının direnişi kuşandığı şehirdir. Kudüs direnişini kuşanmadan medeniyet dirilişi gerçekleşmeyecek. Selahaddin olmadan insanlık mutlak hakikat medeniyetiyle yeniden tanışmayacak demektir. Kudüs yeniden bir göreve çağırıyor. Kudüs’ü hem korkutuyor hem muştuluyor. Kudüs, havf ve recâ vadileri arasında bir şehir…” Mutlak hakikat nurunu tamamlayacaksa Kudüs şehrayini yeniden gök kubbemizde ışıldayacak demektir.” (2009)

    16,90
  • Kudüs… Ey Kudüs

    TARİHİN İÇİNE SIĞMAYAN, TÜM COĞRAFYALARIN ÖTESİNDE, BAŞLI BAŞINA BİR MEDENİYET: KUDÜS “14 Mart 1948 günüydü. O gün İngilizlerin Filistin’den ayrıldıklarını, Yahudilerin İsrail Devleti’nin kuruluşunu ilan ettiklerini, Arapların savaşa girdiklerini gördü. Bir ihtilaf Kutsal Toprağı alevlere boğacak ve alevler bir daha da sönmeyecekti. Bu kitap ihtilafın doğuşunu anlatıyor.” Şehir tarihi, dinler tarihi, kültür tarihi… Hiç şüphe yok ki dünyada Kudüs’ten başka, tüm bu konulara tek başına cevap verebilecek bir şehir yok. Kudüs bir şehirden çok daha ötesi olduğu gibi çağlar öncesini ve sonrasını kendinde buluşturan başlı başına bir medeniyet. Kudüs… Ey Kudüs, 1948 Arap-İsrail Savaşı sırasında iki kesim tarafından parçalanan Kutsal Kent’in, Kudüs’ün dramatik ve olağanüstü öyküsünü anlatıyor. Larry Collins ve Dominique Lapierre, titiz ve sıkı bir araştırma süreci elde ettiği bilgileri etkileyici bir üslupla okuyucuya aktarıyorlar. Filistin’i bölmek için Birleşmiş Milletler’deki oylama ve oylamanın Yahudiler arasında yarattığı sevinç ve Araplar arasında yaşanan keder, Tel-Aviv – Kudüs karayolu boyunca yaşanan savaşlar, 1948 yılı Mart ayı sonlarında Kudüs’ün neredeyse aç bırakılması, Hurva’nın tahrip edilmesi ve Eski Şehir’in yıkılmasına neden olan saldırılar, İsrail Devleti’nin ilan edilişi, Arap Lejyonu’nun Kudüs’e girişi, Deir Yassin ve Hadassah Hastanesi katliamları gibi dramatik, önemli ve günümüze dek yankıları devam eden olayları Arap ve Yahudi aktörler üzerinden tüm ayrıntılarıyla anlatıyorlar. Elinizdeki kitapta Kudüs’e dair her şeyi, bir arada bulabileceksiniz. Bazen siyaset ve politika, bazen tarih ve coğrafya, benzersiz fotoğraflar, önemli tarihler, yeni okumalara yönlendirebilecek devasa bir kaynakça… Kudüs… Ey Kudüs, sizi hem bir roman gibi peşinden sürükleyecek hem de bir belgesel gibi sarsacak.

    17,90
  • Kudüs’ün Tarihi: Bir Şehir Üç Semavi Din

    Üç din tarafından da binlerce yıldır kutsal olarak görülen, çatışmalarla bölünen, fethedilen, yeniden inşa edilen ve defalarca yası tutulan Kudüs, kendi kutsallığının trajedisiyle sarsılmıştır. Bu ufuk açıcı kitapta, Tanrı’nın Tarihi’nin yazarı Karen Armstrong Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudilerin bu şehri nasıl benimsediğini ve bu üç farklı kutsallık anlayışının bu şehri binlerce yıldır nasıl yaraladığını anlatıyor. Armstrong, ruhani ve siyasi gelişmeleri şaşırtıcı ayrıntılarıyla açıklıyor: Hz. Davut’un başkentinden Roma İmparatorluğu’nun bir eyaletine, Hz. İsa’nın kutsadığı kozmopolit şehirden Müslümanların fethedip taltif ettiği kente, Avrupalı haçlıların ödülünden günümüzdeki Arap-İsrail çatışmasının mermi delikleriyle bezenmiş sembolüne. Müthiş bir akıcılık ve berraklıkla yazılmış bu anlatı, yıllarca süren hummalı bir araştırmanın ürünü. Kudüs, sadece tarihi değil inançları ve tinselliği de anlatarak yıllara meydan okuyan bir kitap. “Çok zengin bir bilgi kaynağı… Armstrong’un yıllar içindeki adım adım gezintisi bize dinsel kararların ve siyasal koşulların kenti bir dinden diğerinin hâkimiyetine nasıl geçirdiğini gösteriyor.” Time “Üç bin yıldır Müslümanların, Hristiyanların ve Yahudilerin gözünde kutsal bir kent olan Kudüs’ün kapsamlı, etkileyici ve kolay okunur tarihi.” The Denver Post “Armstrong’un yüksek, güvenilir sesi ilgimizi çekiyor çünkü yüzyıllar boyunca sakinlerinin, fatihlerinin ve propagandacıların kente yüklediği tinsel deneyimi ciddiye alıyor.” San Francisco Chronicle “Armstrong’un geniş kapsamlı, bol resimli anlatısı başka kitaplarda çok az bulunan toplumsal ve siyasal koşullarla ilgili bilgiler içeriyor.” Publishers Weekly “Muhteşem… Ayakları yere basan ve sabırlı bir anlatı… Bütün Müslümanların, Hristiyanların ve Yahudilerin okuması lazım.” The Washington Post “Dünya üzerindeki dinsel anlamda en önemli şehrin yazılmış en ciddi ve okunaklı tarihi.” The Baltimore Sun

    21,90
  • Kudüs’ün İstilasından Urfa’nın Fethine Müslümanların Haçlılarla Mücadelesi

    Kudüs’ün 1099’da Haçlılarca istilası, İslâm dünyasını dehşete düşüren bir sürecin dönüm noktasıdır. Urfa’nın 1146’da Haçlılardan kurtarılarak yeniden fethi ise o dehşet verici sürecin son bulacağını haber veren ilk büyük tarihsel gelişmedir. Bu iki tarihi olay arasındaki kırk yedi yıllık zaman dilimi, Müslümanların Haçlılara karşı mücadelesinin oluşup rayına oturması açısından tarihi bir öneme haizdir. Ancak Batılı araştırmaların aksine Müslüman dünyada o dönemin önemine denk gelen çalışmalar yapılmamıştır. Ayrıca Haçlılara karşı Müslüman mücadelesi, daha çok Batılı araştırmacıların gözüyle ve Haçlı Seferleri odağa alınarak işlenmiştir. Bu, aslında Müslüman mücadelesinin İslâm karşıtlarının gözüyle işlenmesidir. İstilaya istilacıların mantığıyla yaklaşmaktır. Bu kitap, sözü edilen dönemi Haçlılara karşı Müslüman mücadelesini odağı alarak ve Batılı araştırmaları da göz ardı etmeden ele almakta; I. Kılıçarslan, Tuğtegin, İbn Ammâr, Muhammed Tapar, İlgazi, Belek Han, Mevdûd, Aksungur el-Porsukî, İmâdüddin Zengî gibi kahramanların Haçlılara karşı mücadelesini bir arada işleyerek Haçlılara karşı Müslüman mücadelesi araştırmalarına özgün bir katkı sağlamaktadır. Kitabın Haçlılara karşı o devirdeki Müslüman mücadelesini değerlendiren sonuç bölümü de ayrıca dikkate değerdir ve kitaba farklı bir önem kazandırmaktadır.

    10,90
  • Kudüslü Ömer / İslam Şehirleri Dizisi 1

    Kudüs, biz Müslümanlar için neden önemli? Tarihinde neler yaşanmış? Bugün neden işgal altında? Yahudiler neden zulmediyor, bizi neden öldürüyor, evlerimizi neden elimizden alıyor, etrafımıza neden duvarlar örüyorlar? Var mısınız yol arkadaşlığına? Hadi o zaman kemerlerinizi bağlayın ve sıkı tutunun. Ya da en iyisi abdest alın. Çünkü gezimiz camiler, türbeler, muhteşem tarihî eserlerle dolu…

    10,90
  • Kudüsteki Son Osmanlı Iğdırlı Hasan Onbaşı

    Kudüs’te, son nefesini verene kadar nöbete duran Iğdırlı Hasan Onbaşı… Yıllar sonra bir fotoğrafın peşinden Kudüs yollarına düşen yazar Ahmet Kalemoğlu… “Aşk, bu topraklarda ölümünedir…” Çölün kavuran sıcağında ilerleyen Türk Ordusu… Direndikleri kum fırtınaları, savaştıkları susuzluk, çaresini bulamadıkları güneş… Çölün ortasında kalacaklarını düşünürken feraha erdiklerinin işareti diye gördükleri hurma ağaçları… Ağaçların ardındaysa düşman askerleri… Çöl, askerin henüz cepheye varmadan savaştığı ilk düşman… Kanal Cephesi ve İngiliz askerleriyle girilen o çetin muharebe… “Ölüm bizim peşimizde değil, biz onun peşindeyiz.” Payına düşen tüm mücadeleleri verdikten sonra, dönüşe hazır beklerken verilen son göreve ilk gönüllü oydu… Iğdırlı Hasan Onbaşı! Mescid-i Aksa’nın, Kudüs’ün yetim kalan Müslümanlarının tutunacakları son umut… Ardında bıraktığı büyük fedakarlık öyküsünün peşine takılan vefalı bir yazar… İsmail Bilgin, bir kere daha Türk tarihinin unutulan kahramanlarını bize hatırlatmak için yazıyor… Kudüs’ün hikâyesini Iğdırlı Hasan Onbaşı’nın nöbetinden izleyeceğiz!

    9,90
  • Küfrün İhsanı Olmaz

    TİYO Yayıncılığın on üçüncü kitabı “Küfrün İhsanı Olmaz” İsmet Özel’in “Desem Öldürürler, Demesem Öldüm” kitabı ile başlattığı serinin ikincisidir. Kitap soldan sağa Latin harfleri, sağdan sola Kur’an harfleri ile yazılmıştır ve bu sebeple iki kapaklıdır. “Eğer biz mü’min isek; mü’min olan eğer bizler isek nereden belli olur bu? Bellilik anlamadadır. Mü’min olarak anlamışlar arasına katılmışızdır. Ne anladık? Kâfirlerin en istemeyecekleri hâdisenin, en çok karşılaşmaktan çekindikleri hâdisenin bizim ormanı fark etmemiz, bizim ormanı görmemiz olduğunu anladık. Türkiye’de Müslümanlıkmış gibi bilinen şeyin devlet tarafından milleti itaate icbar etmek, milleti İslâm’la terörize etmek için tahkim edilmiş kalıplar olduğunu geç de olsa öğrenebildim. Gerçek Müslüman, hayatın ne demek olduğunu bildiği için ekstradan bir dinî hayat nedir bilmez. Ekstradan bir dinî hayat edinmeyen Müslümanların bugün nasıl bir mesele karşısında olduğunu izaha “küfrün ihsanı olmaz” ibaresini dile getirmek yetmez; bu ibareyi şuur katına çıkarma zarureti vardır. Küfre en rahat hareket tarzı temin eden bir emir-kumanda zincirine rapt olunmakla Müslüman kalınmayacağı bilhassa öğrenilmelidir.”

    12,90