Sehe 1041–1060 zwischen insgesmt: 3487

  • Fıkhu’s Siyre

    HZ.MUHAMMED (S.A.V.)’İN HAYATINDAN DERSLER VE ÖĞÜTLER Tür Olarak «FIKHU’S-SİYRE», Siyretten çıkarılan Fıkıh demek olur. Bu bir ilim dalı ve yazı türüdür. Arap âleminde, özellikle Üniversitelerin Şeriat Fakültesi ve diğer bölümlerinde apayrı bir ders olarak takip edilir. Mesele, Resûlüllah’ın bizzat yaşadığı ve uyguladığı din ahkâmını süzüp çıkarmaktır. Bu, Onun kendi hayatında ve çevresindeki insanlar üzerindeki uygulamalarını anlatan bir disiplindir. Tabiatıyla bu uygulamalardan hükme varılırken, temeller Kur’ân-ı Kerîm’den alınır, ulemâ ve müfessirlerin de yorumlarına başvurulur. Bu kitab böyle bir türdür. Türkiye’de ilk defa böyle bir kitab tercümesi yayınlanmaktadır. Telif olaraksa, tabiî hiç yoktur. Konu ve Metod Olarak: Dr. Said Ramazan’ın bu eseri türü içinde de bir üstünlüğe sahib ki; dili sade, üslûbu kolay, hükümleri emindir. Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat çerçevesinde, tavizsiz ve if ratsız; en doğru bilgiyi, en emîn irşadı vermeye çalışır. Çünkü müellif, ilmiye sınıfında, sayılı kişilerden olduğu gibi, babası Molla Ramazan vesilesiyle de «Bâtın ilmine» sahihtir. Kitab, adından da anlaşılacağı üzere herşeyden önce, bir «Siyret-i Nebidir. Yâni, Resûlüllah’m hayatını anlatır. Dr. el-BütFnin bu eseri (Kendisinin de önsözünde belirttiği gibi) en mühim olayları özet olarak almış, onların yorumunu yapmıştır. Bu özet tarih, tamamen sahih nakillere dayanmaktadır. Başta Buhârî ve Müslim olmak üzere, sahih hadis kitabları; İbn-i İshâk, İbn-i Sa’d, İbn-i Hişâm v.b. gibi muteber siyer ve tabakat kitabları kaynaktır. Yorumlardan sonuca varırken de, en muteber tefsir kitablarıyla, büyük fukahânın içtihadları dayanaktır. Hemen kaydedelim ki, müellif, Şafii mezhebine mensup olduğundan, o mezhebin görüşünü daha çok zikretmiştir. Ancak, sonuçlar genel çerçevede bulunmakta ve farklı olan öbür mezheb görüşleri de özellikle kaydedilmektedir. Fayda ve Verim Olarak: Yorum kısmında ele alman hususlar; Olaylardan ve Resûlüllah’m uygulamalarından çıkarılan fıkhı hükümler. Alınacak ders ve ibretler. Ahlâkî prensipler. O konuda, günümüzde tutulacak yolun ne olduğunun tesbiti. Bu tesbit açısından kitab; günümüz müslümanlarının, yıllardır aramasına rağmen; içerden veya dışardan bir türlü edinemediği bir eserdir. Özellikle gençliğe her yönüyle güvenilerek tavsiye edilebilecek, vakit kaybettirmiyecek, öbürlerine benzemeyen bir eserdir. Çünkü, öbürlerinin çoğunda hayata ve günümüze ışık tutan özellikler yoktur. Bazısında ise, çâre diye; dini tahrif ve tahrip edici gariplikler, keyfi içtihadlar görülür. Bu kitab, genç müslümanın Örnek Hayattan alacağı hareket tarzı ve ölçüleri (itikâdî ve fikrî yönden doğruluğundan emin olarak) vermektedir. Ferden okumada olduğu kadar, derslerde de okunup açıklanmak için yegâne ve aranan eser olacaktır inşâallah. Hattâ iddia ediyoruz ki, Din Eğitimi yapan okullarda da, «Öğretmen Kitabı», «Yardımcı Ders Kitabı»; Yüksek Okullarda (İlahiyat Fakültelerinde) ise, doğrudan, Ders Kitabı olarak takibe elverecektir, ilim ve tarafsız zihniyet sahibi, faydalıyı arayan öğretim üyeleri bunu uygulayacaktır, ümidindeyiz!

    14,84
  • Fıkıh Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru

    Doç. Dr. Osman Güman ve Doç. Dr. Soner Duman editörlüğünde hazırlanan, Dr. Öğr. Üyesi Osman Bayder, Prof. Dr. Hacı Mehmet Günay, Doç. Dr. Abdullah Durmuş, Doç. Dr. Süleyman Kaya ile Dr. Öğr. Üyesi Merve Özaykal’ın katkıda bulunduğu bu kitapta;

    * Kadınlar Cuma namazı kılmakla yükümlü müdür?
    * Ölünün ardından Kur’an oku(t)manın ölüye faydası olur mu?
    * Kandil gecelerine mahsus bir ibadet var mıdır?
    * Kadınların özel hallerinde oruç tutması caiz midir?
    * Zinet eşyası zekâta tabi midir?
    * Ev satın almak gibi aslî bir ihtiyaç için biriktirilen paraya zekât düşer mi?
    * İmam nikahı yaptırmak zorunlu mudur?
    * Rol icabı yapılan nikâh, -üç şeyin şakasının da, ciddisinin de ciddi olduğunu
    ifade eden hadise göre- gerçek nikah sayılır mı?
    * Eşim ile süt kardeşi olduğunu öğrenenin boşanması gerekir mi?
    * Bir defada üç sefer söylenen “Boş ol!” sözüyle boşanma gerçekleşmiş olur mu?
    * Yılbaşı kutlamanın bir sakıncası var mıdır?
    * Doğum günü kutlamanın dinen bir sakıncası var mıdır?
    * Evde resim, minyatür, biblo gibi şeyler bulundurmanın hükmü nedir?
    * Şarkı dinlemenin hükmü nedir?
    * Sakal tıraşı olmak haram mıdır?
    * Evde hayvan beslemek caiz mi? Hangi tür hayvanlar beslenebilir?
    * Okey, tavla ve iskambil gibi oyunlar oynamanın dinen hükmü nedir?
    * Haremlik-selamlık uygulaması dinen zorunlu bir uygulama mıdır?
    * Takım tutmanın, maç seyretmenin herhangi bir sakıncası var mıdır?
    * Bankalaran çalışanlara promosyon adı altında ödediği para helal midir?
    * Kadınlar arasında yapılan “Altın günleri” caiz midir?
    * Bireysel emeklilik uygulaması caiz midir?
    * Hava parası caiz midir?
    * Sakat veya zihinsel engelli doğma ihtimali olan bir çocuğu aldırmak caiz midir?
    * Estetik ameliyatı yaptırmak caiz midir?
    * Dövme yaptırmak günah mı?
    * Saç ekimi caiz midir?
    * İçinde alkol olduğu belirtilen ilaçları kullanmak caiz midir?
    * Organ bağışı caiz midir?
    … ve benzeri 88 soruya verilen doyurucu cevaplar yer almaktadır.

    9,09
  • Fıkıh Risalesi (İki Dil Bir Kitap – Arapça-Türkçe)

    İki Dil Bir Kitap-Arapça Türkçe serisinden yayınlanan bu kitap, Hasan el-Benna tarafından hazırlanan ve fıkhın temel konularının anlatıldığı bir risalenin tercümesinden oluşmaktadır. Arapça orijinali ile birlikte yayınlanmıştır.

    5,64
  • Fıkıh Usûlü Araştırmaları

    İnsan davranışıyla ilgili dinî hükmün kaynaklarını, bu kaynaklardan hüküm çıkarmanın yollarını, hükmün mahiyetini ve ictihadın kurallarını inceleyen fıkıh usûlü, İslâmî ilimlerin önderidir. Çünkü dini anlamanın ve onun adına konuşmanın hem yöntemini belirleyen hem de yetkisini veren ilim, fıkıh usûlüdür. Öyle ki, fıkıh usûlü bilinip kavranmadan ne Kur’ân-ı Kerim tevil edilebilir ne Hz. Peygamber’in hadis-sünneti tespit edilip anlaşılabilir ne yeknesak bir inanç esasları dizgesi oluşturulabilir ne derûnî-vicdanî hissiyat ve içsel dinî tecrübe disiplin altına alınabilir ne de tutarlı ve ana kaynaklarla uyumlu bir düşünce sistemi kurulabilir. Böyle bir öneme sahip olan fıkıh usûlü ilmi, dinî-hukukî hükümlerin fıkıh mezhepleri eliyle olgunlaşmasından sonra ortaya çıkmış, dolayısıyla geçmişte olup biteni yöntemsel açıdan açıklamaya çalışan ve yüzü geçmişe dönük olan bir ilim değildir. Eğer hayat devam edecek ve buna bağlı olarak dini anlama, kavrama ve hayata aktarma eylemleri söz konusu olacaksa, fıkıh usûlü de işlevini sürdürecek demektir. Elinizdeki kitap, böyle bir öneme sahip olan fıkıh usûlü ilminin farklı alanlarına ilişkin araştırmalardan oluşmaktadır.

    10,24
  • Fıkıh ve Siyaset Osmanlılarda Siyaset-i Şer’iyye

    Osmanlılarda siyâset-i şer’iyye konusunu teorik ve pratik veçheleriyle bir bütün hâlinde ele alan ilk modern akademik çalışma olan Fıkıh ve Siyaset: Osmanlılarda Siyâset-i Şer’iyye, temsil edici nitelikteki müellif ve eserlere odaklanarak alanın temel meselelerine ışık tutmayı hedeflemektedir. Eserde siyâset-i şer’iyyeyi yalnız belirli bir perspektiften ortaya koyan ve bu alanın tartışmalı uygulamalarına onay veren eserlere değil, Osmanlıların hukukî-siyasî düzenini eleştiren isim ve eserlere de yer verilmiştir. Ayrıca kitap Osmanlılar döneminde siyasetin yalnız hukukî veçhelerine tahsis edilmiş eserleri değil, aynı zamanda siyasetin farklı meselelerini ele alan geniş –ve hatırı sayılır bölümü hâlen yazma halindeki– literatürü de dikkate almakta; şeriat-siyaset ilişkisine dair bürokrat ve tarihçilerin, ahlâkçıların, ulemâ ve sûfîlerin yazdığı risale ve kitaplara da atıfta bulunmaktadır.
    devamını oku

    12,54
  • Fırtınalı Gece

    Aile sevgisini anlatan sıcacık bir öykü!
    İsterse yıldırımlar bölsün karanlık geceyi ikiye
    İsterse gümbür gümbür vursun gök gürültüleri pencereye
    Biz başımızın üstünden geçen fırtınaya bakacağız
    Sonra rahat yatağımıza kıvrılıp mışıl mışıl uyuyacağız.

    5,64
  • Fıtrat Pedagojisi

    Kur’an’ı Kerim’i hayatınızın süsü yapıp duvara mı astınız? Allah’ın yarattığı, farklı fıtratlarla boyadığı ve emanetçiliğinize bıraktığı evlatlarınızın fıtrat programını, yine o fıtratı yazan Kudretin kaleminden okumaktan geri mi duruyorsunuz? 1400 yıl öncesinden parlayan sünnetin düsturlarından haberdar değil misiniz? Modern pedagogların çoğu zaman birbiriyle çelişen sözlerini, hakikatten uzak âdetleri kanun saymayı maharet bilirken, “asıl kanunu” yok saydığınızın farkında mısınız? Öyleyse, satırdan ve sadırdan okuyarak başlayacağınız ebeveynlik yolunun her bir durağında Rabbimizin yardımını dilemenin, Kur’an ayetlerinin yorumlarını ve asrısaadete doğru açılan kapıdan günümüze süzülen menkıbelerle hadisi şerifleri okumanın tam zamanıdır! Nasr ‘yardım’ demektir… Allah’ın kuluna ettiği yardım… Bu kitabın her bir satırı çocuk eğitimine ayet penceresinden bakmaya çalışırken, aynı zamanda bu yolda durmaya çalışan anne-babaların ‘yardım çağrısı’ hükmünde kaleme alındı. Zira Müslüman’ın görevi bilmek ve ifa etmektir ama hem bilmek hem ifa edebilecek iradeyi gösterebilmek ancak yüceler yücesi Allah’ın yardımıyla mümkün olabilir.

    7,94
  • Fıtrat Pedagojisi 2 Peygamberlerin Çocuk Eğitimi Metotları

    Onların hayatlarını ‘geçmişin hikâyeleri’ gözüyle okuduk. Mucizeleri mercek altına alıp, insanüstü özellikler atfettik. Oysa her biri bizlere örnek olarak seçilmiş birer eş, baba, arkadaş, kardeş modeliydi… Türkiye’de ilk defa Kur’an’da geçen peygamberler kıssaları pedagoji bilimi ışığında kaleme alındı. Peygamberlerin çocuk eğitimi metotları, anne-babalara kılavuz olması duasıyla yazıldı. Hatice Kübra Tongar Fıtrat Pedagojisi Serisi’nin ikinci kitabında hepimizin aklındaki soruları yanıtlıyor: Çocuk eğitimi nerede ve nasıl başlar? Özgüvenli çocuk yetiştirmenin yolları nelerdir? Çocuk sevildiğini nasıl hisseder? Cinsiyete göre saygınlık eğitimi nasıl verilir? Çocuk eğitiminde anne ve babanın rol dengesi nasıl olmalıdır? “İnsanı, yaratılmışların en şereflisi yapan şey; fıtratıyla getirdiği ve özüne dürülmüş gönderildiği halini koruması, yani biyolojik bünyesini asıl yaradılış şifresiyle buluşturmasıdır. Hatice Kübra Tongar’ın kaleme aldığı elinizde tuttuğunuz bu güzel çalışması da işte bu noktadan çok önemsediğim bir eserdir. Özümüzde dürülü olanı fark etmek için yol açtığı, farkındalığımızı arttırdığı, kutsal değerlerimizin etrafında kenetlememizi sağladığı ve ebedi kurtuluşumuza yol haritası olduğu için…” Eğitimci-Yazar Mine İzgi “Anne-baba olmanın en zor yanı çocuklarla nasıl işbirliği yapacağımızı bilemememizdir. Doğru yolları bulabilmenin yolu, çocuklarımızın büyüme dönemi özelliklerini bilmemizle başlar. Fıtrat Pedagojisi 2 ebeveynlik maceranızda siz sevgili anne-babalara kılavuz olacak, uygulanabilir çok özel bir çalışma…” Psikolojik Danışman-Aile/Çocuk Danışmanı Mehtap Kayaoğlu

    7,94
  • Frida Kahlo / Küçük İnsanlar Büyük Hayaller

    Tasarımcılardan sanatçılara, bilim insanlarından yazarlara bu özel kişilerin hayat hikâyelerini keşfedin. Hepsi hayalleri olan küçük çocuklardı ve büyüyüp inanılmaz işler başardılar. Frida Kahlo, Meksika sanat tarihinin en önemli ressamlarından ve yirminci yüzyılın en büyük sanat ikonlarından biriydi. Kişisel portreleri ile asi, bağımsız, hayranlık uyandırıcı karakteri sayesinde hastalığının ve hayatında büyük iz bırakan kazanın üstesinden gelmeyi başardı. Frida, bir kararlılık

    6,79
  • Fuat Sezgin / Örnek İnsanlar Dizisi 9

    YIL 1961’di. Türkiye’den Almanya’ya giden bir yolcu uçağının içinde gözleri nemli, bakışları sisli bir adamcağız pencereden canı gibi sevdiği memleketine son kez bakıyordu. Bu, buruk bir veda bakışıydı. Bir daha dönüp dönmeyeceğini Allah bilirdi. Haykıracak çok şey varken sessizce gidenlerin ne ilki ne de sonuncusuydu bu yolcu. Onu bu sessiz ve hüzünlü gidişe mahkûm eden sebepler vardı. Ah o sebepler… Darbeler kötüdür ve her darbenin bedelini ödeyen binlerce masum olur. İşinden, aşından, yuvasından, yurdundan olan binlerce insan… Türkiye’de 1960 askerî darbesinin tıpkı diğer darbeler gibi yaktığı çok can oldu. Darbenin ardından yönetime getirilen askerî hükümet tarafından üniversitelerde çalışan 147 öğretim görevlisi bir gecede ihraç edildi. Yani mesleğinden uzaklaştırıldı. Bunlardan biri de Fuat Sezgin’di. İlim yolunda gecesini gündüzüne katan, iğne ile kuyu kazar gibi titizlikle çalışan, türlü zorluklara rağmen anlamlı, azim dolu ve örnek bir hayat yaşayan Prof. Dr. Fuat Sezgin…

    6,79
  • Füsusu’l-Hikem Hikmetlerin Özü

    İslam irfan tarihinin en mühim şahsiyetlerinden birisi olan Şeyhü’l-Ekber Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin, en çok tartışılan eseri Füsusu’l-Hikem (Hikmetlerin Özü)’dir. Peygamberimiz’den aldığı talimat üzerine, “ne bir harf noksan ne de bir harf fazla” olmamak üzere nakledilen bu hikmetlerin her biri, bir Peygamber’in hakikatinden süzülüp gelmiştir. Eserleri ile İslam irfanının zenginliğini ve enginliğini ortaya oymuş olan bu büyük bilgenin, mühim eseri Füsusu’l-Hikem’in yeni bir tercümesini sizlerle paylaşıyoruz. Füsus’un Türkçe okuyup yazanlar açısından sarih, temiz ve duru bir tercümesi olma niyazıyla sunduğumuz bu kitabın Şeyhü’l-Ekber’in irfan dünyasındaki derinliğini aksettirmesi dileğimizdir.

    9,09
  • Fususu’l-Hikem ve Mesnevi’de İnsan-ı Kamil

    “Ârif’in kalbi genişleyerek öyle bir mertebeye ulaşır ki içindeki şeyler de dâhil arşın yüz milyon katı genişliğinde bir şey, ârifin kalbinin köşelerinden bir köşede bulunsaydı ârif onu hissetmezdi… Çünkü yere göğe sığmadığı bildirilen Hakk’ı, ârifin kalbi istiâb etmişken ve bu ilgili kudsî hadisin işaretiyle sabit iken kalp yine de kanmamıştır… O halde Hakk’ı sığdıran ârifin kalbi Hakk’ın vasıflarından ve mahlûk?tından daralmaz.” “O halde ey dinleyen! İş (emr) nasıl olur” “… Şu halde sen varlığını bil, sen kimsin? Aslın nedir? Hakk’a nisbetin nedir? Sen neyle Hak’sın ve neyle âlemsin? Niçin mâsivâsın ve Hak’tan ayrısın? Bu ve benzeri sorularla kendi durumunu sorgula ve araştır.” (İbnü’l-Arabî) “Bir can ki olgunlaşır da son mertebeyi (:müntehâyı) aşınca; artık her şeyin canı, ona itaat eder hale gelir; kuş, balık, in, cin, insan… Hepsi ona itaat ederler; çünkü o üstünlüktedir, öbürleri noksanlıktadır…” “Kıyamete kadar onun (:kâmil insanın) vasfını söyleyip övsem, tükenmez. Benden bu övgüye bir nihayet ve son beyit isteme. Hasılı o, beşer sûretinde esas varlığını gizleyen bir güneştir. Artık anlayıver. Doğrusunu Allah daha iyi bilir.” (Mevlânâ Celâleddîn) Tasavvufî düşünce geleneğinin üzerinde durduğu temel konulardan biri olan insân-ı kâmil konusunu, sûfî geleneğin irfân ve aşk mekteplerini şahıslarında tebellür ettiren iki düşünürün, Sultânu’l-Ârifîn İbnü’l-Arabî’nin ve Kutbu’l-Âşıkîn Mevlânâ’nın düşüncelerinden hareketle ortaya koymaya çalışan elinizdeki eser, insan doğasının rasyonel ve analitik aklın verâsındaki imkânlarına işaret etmekte; kâinâtın gizemli fihristi olarak görülen insanın, ancak keşf ve müşâhedeyle nüfûz edilebilen varlık katmanlarına ve istidatlarının neler olduğuna dair tesbitlerini içermektedir.

    10,24
  • Fütuhat-ı Mekkiyye 1

    Hamd, şeyleri bir yokluktan ve yokluğun yokluğundan var eden ve şeylerin varlığını kelimelerinin yönelişine dayandıran Allah’a mahsustur. Bu sayede onların yaratılmışlığını ve Hakk’ın kadimliğinden kaynaklanan özelliklerinin sırını öğrendiğimiz gibi Allah’ın bize bildirdiği kadimliğini de öğreniriz.
    Münezzeh Allah, zuhur edip izhar ederek zahir olmuştur, batın kalmamıştır; fakat (aynı zamanda) batın olmuş ve batın kılmıştır. Kulun varlığı, öncesinde de sabit iken, O’nun için el-Evvel (ilk) ismini sabit kılmıştır; yok oluşun ve yoksunluğun takdir edilmesi ise daha önce de sabit iken, Hak için el-Ahir (son) ismini sabit kılmıştır.
    Asır ve muasır, cahil ve haberdar olmasaydı, O’nun el-Evvel ve el-Ahir veya el-Batın ve ez-Zahir isimlerinin anlamını kimse bilmeyecekti. Bu gibi isimler, bu en yüce anlamda Tanrı’nın güzel isimleri olsa bile, isimler arasında bir farklılaşma vardır. Söz konusu farklılaşma, menzillere yerleşmek için vesileler edindiklerinde belirginleşir…

    18,90
  • Fütuhul Gayb & Alemlerin Keşfi

    “(Dünyanın) lezzet ve şehvetinden çıkan kerih kokuyu duyar duymaz tıkayıver burnunu. Kurtar kendini ondan ve onun âfatından. Sana taksim olunan elbet ki ulaşacak sana. Bir de bakmışsın ki sen bambaşka bir sen olmuşsun.” İnsan, türlü olumsuzluklarla karşı karşıya kaldığında çoğu zaman ne yapacağını bilemez, bununla birlikte, durup bir düşünme payı da bırakmaz kendine. Hemen fiiliyata geçme isteği, insanda zuhur eden temel davranışlardan biri olur. Oysa yaratılmışların en makbulü olarak dünyaya gelen insan; özüne döndüğünde kendi içinin âlemlerini keşfetmeye, içinde ve dışında görüp tahayyül edemediği bütün âlemlerin Rabbine gönülden hamdetmeye başlar. Burada ise “âlemlerin keşfi” başlamış, gaybın yani insana bilinmeyen katmanların perdeleri kişinin istidadınca açılmaya başlamıştır. İşte, velîlerin velîsi, “Gavsü’l-Âzâm” Abdülkâdir Geylânî, sohbet usulünde vücuda gelmiş en önemli eserlerden biri olan Fütûhu’l-Gayb’da, okuyucuları âdeta, dizinin dibinde muhabbetli sohbetini dinleyen birer derviş misali manevî bir eğitime tâbi tutarak dünyanın süflî meseleleri ile münakaşadan bîzar olup kalbi temizlemeyi ve bu vesile ile Allah’a yaklaşmayı şiir gibi akan cümleleriyle öğretiyor. Fütûhu’l-Gayb, bir tasavvuf klasiği olmasının yanı sıra geleneksel eğitimin metodunu da içeren bir sohbet usulü klasiği özelliğini de taşıyor.

    7,94
  • Fuzulî Ne Demek İstedi?

    Bu kitabın amacı İslâm-Osmanlı-Türk entelektüel tarihine ilişkin bir okumanın nasıl yapılabileceğini bir beyit üzerinden göstermeye çalışmak ve bu beyit edebî ve meşhur olduğu için de elden geldiğince geniş bir kesimle irtibat kurabilmektir. Söz konusu amacın gerçekleştirilmesi için “mahsûs olmadan Doğa üzerine, ma’kul olmadan Tanrı üzerine, menkûl olmadan Din üzerine, mısdâk olmadan Kavram üzerine konuşulmaz” ilkesi benimsendiğinden, öncelikle mefhumların dünyasına kısa bir seyahat gerçekleştirildi, daha sonra beytin yapısını oluşturan; ilim, ışk, âlem ve kîl ü kâl terimleri sırasıyla incelendi. “Yorum doğru anlamaktan daha çok, yanlış anlamamak için verilen bir uğraşıdır” cümlesinin fehvasınca hareket edildiğinden ve doğru anlama, yanlış anlamamak için gösterilen uğraşının bizzat kendisi olarak görüldüğünden kadîm yanıtların arkasındaki sorular, kaygılar ve korkuların neler olduğu söylenilenlerin amacı açısından incelendi. Akabinde, farklı kültürlerde, benzer soru-kaygı-korku sürecinin yarattığı yanıtlardan bir demet sunularak insan olmanın ortak yanı gösterilmeye çalışıldı.

    7,94
  • Garip Bir Kuyruk

    Tilki kardeşler çalıların arasında ilginç bir kuyruk görürler. Kimin kuyruğu olduğunu bulmaya çalışırken şu soru da bir kuyruk gibi peşlerine takılır: Arkadaş olmak için birbirimize benzememiz gerekir mi?

    11,39
  • Gazap Üzümleri

    Gazap Üzümleri, bir toplumsal krizin etkilerinin epik bir anlatıyla gerçek bir sanat eserine dönüşmesinin Amerikan edebiyatındaki en güzel örneği. Bir cehennem kaç acıyla oluşur bu dünyada? Toz fırtınalarıyla tarladaki mahsulün mahvolması, Büyük Buhran’da bankaların topraklara el koyması ve sonunda, göçle gelen sefalet… Bir otomobili kamyona dönüştürerek çıktıkları mecburi yolculukta, acılarını ve açlıklarını, düşlerini ve öfkelerini de peşlerinden sürüklüyor Joad ailesi. Gazap Üzümleri, kaygı dolu günleri sessiz bir başkaldırıyla aşmaya çalışan insanların romanı. “Steinbeck’in asıl yeteneği, bizi Joad ailesiyle birlikte yaşatmasıdır. Ailenin konuşmalarına daldığınız, kişiliklerini öğrendiğiniz anda sanki onlarla yürüyormuş, araba tamir ediyormuş ya da kamp kuruyormuş gibi hissedersiniz.” SAM JORDISON

    12,54
  • Gazi Mustafa Kemal Atatürk

    YAŞAMININ TÜM YÖNLERİYLE BÜYÜK LİDER ATATÜRK…
    “Tarihin akışını değiştiren, ona mührünü vuran veya büyük tehlikelere mâni olan liderlere her memlekette rastlamak mümkün değildir. Atatürk dünya tarihinin nadiren gördüğü bir dehadır. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, hiçbir mağlup milletin direniş göstermediği zamanda siviller ve askerlerle dünyaya meydan okumuştur.”
    İLBER ORTAYLI

    Gazi Mustafa Kemal Atatürk kitabı, evvela imparatorluğu dirilten nesil olan 1880’liler kuşağı, Balkan coğrafyası ve Mustafa Kemal’in aile kökeni ile başlıyor.
    Akabinde Atatürk’ün askeri eğitimi, Manastır yılları, Milliyetçilikler Dönemi, İttihat ve Terakki, II. Abdülhamid, Enver Paşa, Ziya Gökalp, Trablusgarb, Balkan Savaşları ve Sofya yıllarıyla devam ediyor.
    Ordumuzun İtilaf devletleriyle sekiz cephede mücadele ettiği Birinci Dünya Savaşı, kutlu zaferlerimiz Çanakkale ve Kutü’l Amâre, Mondros, son padişah Vahideddin, bir milletin ve ülkenin ölüm fermanı olan Sevr…
    Tüm detaylarıyla Milli Mücadele dönemi, 23 Nisan 1920 ve sonrasında muhalefete rağmen verilen Kurtuluş Savaşı, İnönü Muharebeleri, Lozan Konferansı, Büyük Taarruz ve Cumhuriyet’e giden yol…
    Saltanat ve hilafet tartışmaları, Lozan, On İki Ada, mübadele, Osmanlı’dan kalan borçlar, Musul ve yakın tarihin en önemli meselesi olan inkılablar…
    Son olarak kişisel özellikleriyle, dünyada, anılarda, hafızalarda kalan izleriyle modern Türkiye’nin kurucusu Atatürk…
    İlber Ortaylı bu ilk biyografisinde yaşamının tüm yönleriyle büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ü anlatıyor. Türk tarihçiliğine hiç unutulmayacak ve sürekli başvurulacak bir rehber kitap daha kazandırıyor…

    10,24
  • Gece Yarısı Kütüphanesi

    42 DİLE ÇEVRİLEN ULUSLARARASI ÇOKSATAN 2020 GOODREADS YILIN EN İYİ ROMANI “Yaşamla ölüm arasında bir kütüphane var,” dedi. “Bu kütüphanedeki raflar sonsuza kadar gider. Her kitap yaşamış olabileceğin başka bir hayatı yaşama şansını sunar sana. Farklı seçimler yapmış olsan, şu an nasıl bir hayatın olacağını görürsün… Pişmanlıklarını telafi etme şansın olsaydı, bazı konularda farklı davranır mıydın?” Nora Seed berbat halde. Kedisi öldü. İşinden kovuldu. Abisi onunla konuşmuyor. Kimsenin ona ihtiyacı yok. Art arda alınmış kötü kararların sonucunda bir kütüphanede buluyor kendini. Zamanın hiç akmadığı bir gece yarısı kütüphanesinde, sonsuz sayıda kitabın ortasında… Kitapların her birinde Nora’nın farklı bir hayatı yazılı. Başka kararlar verseydi yaşamış olabileceği hayatlar. Farklı kariyerler, farklı eşler, farklı arkadaşlar, farklı şehirler arasında gidip gelen Nora’nın aklı sorularla doluyor. Mutluluk sadece önemli sandığımız seçimlerde mi gizli? Yanlış giden her detayın sorumlusu gerçekten biz miyiz? Hayatı yaşanılır kılan ne? Yanlış bir karar insanın tüm hayatına mal olabilir mi? İngiliz edebiyatının önemli isimlerinden Matt Haig; Nora’nın pişmanlıklara, ihtimallere ve yeniden seçme imkânına dair çıktığı bu yolculukta, ona eşlik edecek okurlara sürükleyici ve insanın en temel sorunlarını konu alan bir kurgu sunuyor. “Değişmesini istediğimiz bir dünyada hep birlikte sıkışıp kalmışken, tam zamanında yazılmış bir modern çağ masalı, günümüzün Şahane Hayat’ı.” Jodi Picoult “Kitapların yaşamı değiştirme gücünü kutlayan, içtenlikle ve mizahla yazılmış, baştan çıkarıcı bir roman.” Sunday Times “Matt Haig sözcükleri konserve açacağı gibi kullanıyor. Konserve de biziz.” Jeanette Winterson

    11,39