Sehe 921–940 zwischen insgesmt: 3487

  • Elmalılı Hamdi Yazır ile Kur’an Sohbetleri

    “Kur’an insanın Rabbiyle, alemle ve diğer insanlarla ilişkilerinden bahseden bir kitaptır.” Elmalılı Hamdi Yazır “Kur’an öyle bir nimettir ki bizi, inançlarımız, nihai hedeflerimiz ve hakikat konusundaki algılarımız hususunda yanılmaktan korur.” diyor Fatma Bayram. 35 yıllık vaizelik hayatı boyunca okudukça Elmalılı’nın mantığının sağlamlığına, bir konuyu dört başı mamur bir şekilde ele alışına, hukukçu olmasına rağmen felsefî, kelâmî tartışmaları derinlemesine analiz edip kişisel kanaatini cesurca ortaya koymasına, dili ustalıkla kullanmasına ve tefsirin yazıldığı dönemin ağır şartlarının temel kavram ve hükümlerini etkilememesine hayran kaldığı Hak Dini Kur’an Dili tefsirini camilerin hanım cemaatine, Osmanlıca tefsir metinlerini sadeleştirip hayatın içinden örneklerle zenginleştirerek kendine has üslubuyla anlattı; o anlattıkça dinleyenler de kendisi gibi bu dile aşina oldu, aşina oldukça sevdi, sevdikçe Kur’an’la olan hakikat bağları güçlendi. Bu gayret şimdilerde sosyal platformlarda ilk günkü heyecan ve dikkatle devam ediyor. Elmalılı Hamdi Yazır ile Kur’an Sohbetleri, Rabbini tanımaya ve O’nu muhtaç gönüllere anlatmaya vakfedilen bir ömrün, 1986 yılından beri bir kanaviçe gibi ilmek ilmek işlenen, işlendikçe zerafeti daha da ortaya çıkan meyvesidir.

    9,90
  • Elveda Ağustos Böceği

    “Sevgili Ağustos Böceği! Nihayet sana mektup yazma vakti geldi. Vallahi içimde büyük bir dertti. Dostum, ben de pek çokları gibi seni tembel, uyuşuk, işe yaramaz, keyfine düşkün ve gürültücü bir kimse olarak biliyordum. Ama kabahat bütün bütün bende değil! Ah o Lafonten yok mu?

    Neymiş efendim! Güya karınca, kan ter içinde çalışırken, sen bütün bir yazı saz çalıp türkü söyleyerek geçirmişsin. Ilık gölgeli bir söğüt dalının üzerinde yan gelip yatmışsın. Sonra kışın soğuk nefesini ensende hissedince, soluğu karıncanın kapısında almışsın.

    “Açlıktan ölüyorum. Açlıktan ölmezsem soğuktan donacağım. Bana yardım et!” demişsin.

    Karınca ise,“Yazın saz çalıp türkü söylüyordun ya! Şimdi de oyna biraz!” diyerek, seni kapısından kovmuşmuş!

    Bak şu Lafonten’in yediği naneye! Sana attığı iftiralar yetmezmiş gibi, o mert karıncayı da nasıl zalimlikle suçluyor!?

    Gözünü seveyim artık üzülme. Çünkü ben her şeyi öğrendim. Karınca bana olan biteni bir bir anlattı. Ve gerçeğin, medyada çıkan haberlerden çok farklı olduğunu gördüm.

    Uğurböceği Yayınları’nın çok satan dizisi “Merak Ediyorum” ve “Acayip Şeylerin yazarından çocuklar için küçük, sevimli ve keyifli bir kitap!

    Yazarın çeşitli dergilerde, hem kendi ismi ile hem de “çocuklar için popüler bilim” yazılarında kullandığı Tarık Uslu ismi ile yayınlanan hikaye ve denemelerinden meydana gelen kitapta, pek çok farklı konuya dair yazılar var. Sevgi İçigen tarafından resimlenen Elveda Ağustos Böceği, bir solukta okunup bitirilecek, ama kolay kolay unutulmayacak bir kitap…

    5,64
  • Elveda Aşk

    “Sen…” dedi kekeleyerek, “sen… deli misin?” Süreyya buruk bir şekilde gülümsemiş, birden gamzeleri ortaya çıkıvermişti. “Değilim,” dedi düşünceli bir sesle, “inan bana deli değilim! Ama şükürler olsun ki sana âşığım. İçimde fokurdayıp duran bir sen varsın. Sadece içimdeki senin bu telaşına engel olamıyorum. Karşında durmuş böyle saçmalıyorum.” Güzide kalakalmıştı. İlk defa hazırcevaplığı bir işe yaramıyordu. Titrek bir sesle, “Bu yaptığın,” dedi, “iş mi senin? Böyle bir zamanda birine âşık mı olunur?” Süreyya bu sefer tatlı tatlı gülümsedi. “Ne yapayım? Savaş çıktı diye bu hikâyem yarım mı kalsın?” Güzide birden öyle savruldu ki… O savrulmanın etkisiyle arkasını dönüp oradan hızla uzaklaşırken, “Nerden biliyorsun?” diye söylendi. “Belki de yarım kalan hikâyeler güzeldir…” Daha Balkan Harbi’nin yaralarını saramadan yeni bir savaşın ortasında kalan Osmanlı’da, halkı yine fedakârlıklar beklemekteydi. İstanbul Sultanîsi talebelerinden Yusuf, Süreyya ve Feyzi ilk aşklarını henüz yaşarken vuslatın sancısı gelip yerleşti yüreklerine. Onlar için artık vuslat demek savaşın bitmesi ve vatanın kurtulması demekti. İçlerinde kopan fırtınalara rağmen umutla gittiler cepheye… Aşklarına kavuşmak, yarım kalan hikâyelerden olmamak için… İncir Kuşları ve Meyra’nın yazarı Sinan Akyüz’den Çanakkale Savaşı’nı ve gerçek kahramanlarını anlatan heyecan dolu yeni bir roman…

    10,24
  • Elveda Gülsarı

    Gülsarı, cins ve ünlü bir yorga atın adıdır. Yazar, korkunç bir duygudaşlık yeteneğiyle bir yandan Gülsarı’nın doğumundan ölümüne kadar geçen fırtınalı hayat macerasını, diğer yandan onun biricik yetiştiricisi Tanabay’ın çilesini anlatır. Tanabay can çekişen sevgili atının başında geçmişiyle hesaplaşır. Kendini devrime, mutlu yarınlara adamış, ama siyasi rejim onun ömrünü mutsuzluklar ve sıkıntılar içinde geçirmesine sebep olmuştur. İçerisinde yaşadığı toplum değişim adı altında bütün değerlerini kaybetmiştir. Aytmatov, kendine özgü anlatım tarzı ve etkileyiciliği ile hikâyenin geçtiği tabiatı betimliyor, Kırgız – Kazak Türklerinin töre ve folklorunu ebedileştiriyor.

    6,79
  • Emeviler (661-750)

    İslam tarihinin ilk hanedan devleti olan Emeviler,Muaviye b. Ebu Süfyan tarafından Dımaşk’ta kurulmuş ve doksan yıl hüküm sürmüştür. Bu dönem, daha çok halifelik kurumunun bir tür saltanata dönüşmesi, muhalif gruplarla mücadele ve dışta kazanılan büyük fetihlerle meşhur olmuştur. İstanbul’un birkaç defa kuşatıldığı bu dönemde, doğu ve batıda kazanılan fetihlerle, ülkenin sınırları Türkistan’dan Fransa içlerine, Anadolu’dan Hindistan’a kadar ulaşmış ve bu geniş coğrafyada islamiyet hızla yayılmıştır. İslami ilimler alanındaki çalışmaların yoğunlaştığı ve buna bağlı olarak kitap telif hareketinin başladığı Emeviler dönemi; ilk siyasi ve itikadi mezheplerin ortaya çıkışına da sahne olmuştur. İslam sanatının temelleri de bu dönemde atılmıştır.
    9,09
  • Emile “Bir Çocuk Büyüyor”

    …. Yaşadığımız süre boyunca insanlar tarafından eğitiliyoruz ve bizi etkileyen olaylardan edindiğimiz tecrübeyle olgunlaşıyoruz. Bize eğitim veren insanların bizim için çizdiği yol ile yaratılışımıza uygun olan yol zıt yönleri işaret ettiğinde ise ruhsal karşılıklar yaşıyoruz. Yürümemizi istedikleri yolun sonu bize mutluluk getirmeyecek, ancak diğer yolda yürümemiz için de teşvik edilmiyoruz. Bütün hayatımız boyunca böyle çarpıştığımız ve dalgalandığımız için kendi kendimizle uyuşamadan, ne kendimiz için ne de başkaları için iyi şeyler yapamadan hayatımızı tamamlıyoruz. Çocukları, yeteneklerini ortaya çıkarmaları ve olmak istedikleri şeyi olmaları için özgür bırakmalıyız. Biz onlara hakim, asker ya da din adamı olmalarını değil yaşamayı öğretebiliriz ve onlar bir meslek sahibi olmadan önce insan olmalılar. Çünkü, bir insan ne olmak istiyorsa ya da ne olması gerekiyorsa onu olabilir, sonra vazgeçip başka bir şey olabilir; ama o daima kendisi olarak kalacaktır.

    9,09
  • Emmeline Pankhurst / Küçük İnsanlar Büyük Hayaller

    Tasarımcılardan sanatçılara, bilim insanlarından yazarlara bu özel kişilerin hayat hikâyelerini keşfedin. Hepsi hayalleri olan küçük çocuklardı ve büyüyüp inanılmaz işler başardılar. Emmeline Pankhurst başkaları için savaşan ahramanlardan etkilenen bir çocuktu. Bütün hayatını kadınların oy verme hakkı kazanmasına adadı. Çalışkanlığı ve cesaretiyle büyük bir hareketin kıvılcımı oldu ve sonunda zafere ulaştı.

    6,79
  • Empedokles’in Dostları

    Romanlarıyla olduğu kadar deneme kitaplarıyla da ilgi çeken Maalouf, Empedokles’in Dostları’nda bu kez geleceğe yönelik bir kurguyla dönüş yapıyor. Ölümcül Kimlikler ve Uygarlıkların Batışı kitaplarında yer verdiği eleştirel gözlemlerin izinde yarı distopik bir dünya çiziyor. Platon’un mağarasından çıkıp Empedokles’in Dostları’yla tanışmaya davet ediyor bizi.

    Atlas Okyanusu kıyısındaki küçük Antioche adasının yalnızca iki sakini vardır: Orta yaşın verdiği olgunlukla sessiz bir hayat sürmek isteyen Alec ile yazdığı ilk romanının yakaladığı başarı sonrası her şeyi ardında bırakan esrarengiz Ève. Birbirlerinden uzakta, kırılgan yalnızlıklarının tadını çıkaran bu iki insanın yolu bir gün elektriğin, telefonların, televizyon yayınlarının, internetin, kısacası her türlü iletişim aracının etkisiz hale gelmesiyle kesişir.
    Gerçeğe ulaşma imkânı kalmayınca fısıltı gazetesi işlemeye başlar: Gezegen bir nükleer felaketin eşiğindedir, Amerika küresel ölçekte bir terör saldırısına maruz kalmıştır, insanlığın hayatını kolaylaştıran teknolojik gelişmeler artık insanlığın sonunu getirmiştir…
    Tüm dünya bu söylentilerle çalkalanırken, kendilerine Empedokles’in Dostları diyen, son derece gelişmiş bir teknolojiye ve tıp bilgisine sahip bir grup gizemli insan bu karmaşaya son vermek üzere çıkagelir. Alec bu insanların kim olduğunu öğrenmeye çalışırken, içinde yaşadığımız dünyanın çelişkileriyle de yüzleşmek zorunda kalır. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacaktır.

    “Hayal kırıklığı içeren bu satırları yazarken hikâyenin sonuna geldiğim izlenimindeyim. Geldiler, üstünlük kurdular, dünyada hem kaygı hem de umut rüzgârları estirdiler, sonra da gittiler.”
    devamını oku

    9,09
  • En Güzel Hediye

    ’ Birden kendimi ıssız bir adada tek başına kalmış da uzakta bir gemi görmüş gibi hissettim .
    – Hadi ne olur, ipuçlarını söyle ! diye yalvardım .
    – Sana üç tane ipucu vereceğim, fakat zamanı gelene kadar bir daha hediye hakkında asla soru sormayacaksın !
    – Tamam, diyerek çaresizce kabul ettim .
    – Dikkatle dinle, bir daha tekrar etmeyeceğim !
    Birinci ipucu, ondan çok çok faydalanacaksın .
    İkinci ipucu, onunla olduğunda zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksın, sana iyi bir arkadaş olacak .
    Üçüncü ipucu, istediğin zaman yanında taşıyabileceğin büyüklükte bir hediye olacak.’’
    Genç Okurlarımız ! Birbirinden güzel, eğitici ve eğlenceli hikayelerden oluşan bu kitapta kendinizden çok şeyler bulacaksınız .
    Haydi Gençler ! Sizi her hikayede farklı dünyalara açılmaya davet ediyoruz .

    7,94
  • En Güzel Örneğin En Güzel Örnekleri Sahabe İklimi (4 Cilt) (Sempatik Boy)

    Muhammed Emin Yıldırım hocamızın En Güzel Örneğin En Güzel Örnekleri serlevhası adı altında Türkiye’deki tüm iller ve Kıbrıs ili de dahil olmak üzere 82 sahâbî efendilerimizin hayatını anlattığı bir eserden meydana gelmektedir.

    – Eserde her bir sahâbî efendilerimiz her bir il ile ilişkilendirilerek hayatları anlatılmış ve ardından bu proje matbu bir eser olarak yayın dünyasına kazandırılmıştır. Bu çalışma toplamda 4 ciltten oluşmaktadır.

    28,64
  • En Güzel Örneğin En Güzel Örnekleri Sahabe İklimi 2

    Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamber’i (sas) bize anlatırken, kullandığı istisnai ifadelerden bir tanesi “üsvetü’n-hasene”dir. Rabbimiz buyurur ki: “Andolsun ki Resûlullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için, (üsvetü’n-hasenetün) çok güzel bir örnektir.” 1 Sahabe neslini anlatan en güzel ayetlerden bir tanesi de Tevbe Sûresi’nde geçen şu ayettir: “(İslam dinine girme hususunda) öne geçen ilk muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tabi olanlar var ya, işte Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlara, içinde ebedi kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur.” 2 “En Güzel Örneğin, En Güzel Örnekleri” serlevhası, aslında bu iki ayetin kısa bir mesajıdır. Allah Resûlü (sas) tüm insanlığa en güzel örnek, en ideal misal, en kamil modeldir. Elbette O (sas), kurduğu nübüvvet potasında, kendi örnekliğini, yetiştirdiği talebeler olan sahabe üzerinden aleme yansıtacak, böylelikle onları en güzel örnekler olarak kıyamete kadar gelecek tüm mü’minlere takdim edecekti. Bu hakikatten dolayı sahabe nesli, hiçbir zaman bizler için sadece tarihi şahsiyetler olarak kalamazlar. Onlar, dinin intikal ve muhafazasında, Allah (cc) tarafından seçilmiş, Resûlullah (sas) tarafından yetiştirilmiş bir nesildir. Öyleyse, sahabe neslini tanımak ne sadece bir vefa ne sadece bir tarihi malumat ne de sadece geçmişe dair bir özlemin ifadesidir. Sahabe neslini tanımak, Allah’ı, Peygamber’i, Kitab’ı, dolayısı ile İslam’ı tanımanın en doğru yoludur. Bu sebeple çalışmamızın başlığını “En Güzel Örneğin, En Güzel Örnekleri” olarak belirledik. Program boyunca hep: “Anlatılan sahabi efendilerimizin bilgileri keşke kitap olarak da elimizde olsa!” diyen kardeşlerimizin yoğun baskısı neticesinde bu çalışma sizlere ulaştı.

    15,99
  • En Güzel Örneğin En Güzel Örnekleri Sahabe İklimi 3

    Kur’ân-ı Kerîm, Hz. Peygamber’i (sas) bize anlatırken kullandığı istisnai ifadelerden birisi de üsvetü’n-hasene’dir. Rabbimiz buyurur ki: “Andolsun ki Resûlullah sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için, (üsvetü’n-hasene) çok güzel bir örnektir.” (Ahzâb, 33/21) Sahâbe neslini anlatan en güzel ayetlerden biri de Tevbe Sûresi’nde geçen şu ayettir: “(İslâm dinine girme hususunda) öne geçen muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tâbî olanlar var ya; işte Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlara; içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur.” (Tevbe, 9/10) “En Güzel Örneğin, En Güzel Örnekleri” ifadesi, aslında bu iki ayetin kısa bir mesajıdır. Allah Resûlü (sas); tüm insanlığa en güzel örnek, en ideal misal ve en kâmil modeldir. Elbette O (sas); kendi örnekliğini, kurduğu nübüvvet potasında yetiştirdiği talebeler olan sahâbe üzerinden âleme yansıtacak ve böylece onları en güzel örnekler olarak kıyamete kadar gelecek tüm müminlere takdim edecekti. Bu hakikatten dolayı sahâbe nesli, bizler için hiçbir zaman sadece tarihî şahsiyetler olarak kalamaz. Onlar; dinin intikal ve muhafazasında Allah (cc) tarafından seçilmiş, Resûlullah (sas) tarafından yetiştirilmiş bir nesildir. Öyleyse sahâbe neslini tanımak ne sadece bir vefa ne sadece bir tarihî malumat ne de sadece geçmişe dair bir özlemin ifadesidir. Sahâbe neslini tanımak; Allah’ı, Peygamber’i, Kitab’ı, dolayısıyla İslâm’ı tanımanın en doğru yoludur.

    15,99
  • En Güzel Örneğin En Güzel Örnekleri Sahabe İklimi 4

    Kur’ân-ı Kerîm, Hz. Peygamber’i (sas) bize anlatırken kullandığı istisnai ifadelerden birisi de üsvetü’n-hasene’dir. Rabbimiz buyurur ki: “Andolsun ki Resûlullah sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için, (üsvetü’n-hasene) çok güzel bir örnektir.” (Ahzâb, 33/21) Sahâbe neslini anlatan en güzel ayetlerden biri de Tevbe Sûresi’nde geçen şu ayettir: “(İslâm dinine girme hususunda) öne geçen muhacirler ve ensar ile onlara güzellikle tâbî olanlar var ya; işte Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlara; içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur.” (Tevbe, 9/10) “En Güzel Örneğin, En Güzel Örnekleri” ifadesi, aslında bu iki ayetin kısa bir mesajıdır. Allah Resûlü (sas); tüm insanlığa en güzel örnek, en ideal misal ve en kâmil modeldir. Elbette O (sas); kendi örnekliğini, kurduğu nübüvvet potasında yetiştirdiği talebeler olan sahâbe üzerinden âleme yansıtacak ve böylece onları en güzel örnekler olarak kıyamete kadar gelecek tüm müminlere takdim edecekti. Bu hakikatten dolayı sahâbe nesli, bizler için hiçbir zaman sadece tarihî şahsiyetler olarak kalamaz. Onlar; dinin intikal ve muhafazasında Allah (cc) tarafından seçilmiş, Resûlullah (sas) tarafından yetiştirilmiş bir nesildir. Öyleyse sahâbe neslini tanımak ne sadece bir vefa ne sadece bir tarihî malumat ne de sadece geçmişe dair bir özlemin ifadesidir. Sahâbe neslini tanımak; Allah’ı, Peygamber’i, Kitab’ı, dolayısıyla İslâm’ı tanımanın en doğru yoludur.

    15,99
  • En Güzel Örneğin En Güzel Örnekleri-Sahabe İklimi 1

    En Güzel Örneğin (sas) En Güzel Örnekleri Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamber’i (sas) bize anlatırken, kullandığı istisnai ifadelerden bir tanesi “üsvetü’n-hasene”dir. Rabbimiz buyurur ki: “Andolsun ki Resûlullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için, (üsvetü’n-hasenetün) çok güzel bir örnektir.” 1 Sahâbe neslini anlatan en güzel ayetlerden bir tanesi de Tevbe Sûresi’nde geçen şu ayettir: “(İslâm dinine girme hususunda) öne geçen ilk muhacirler ve ensâr ile onlara güzellikle tâbî olanlar var ya, işte Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük kurtuluştur.” 2

    15,99
  • En Güzeli Benim Evim

    Çocuklar doğayı, mevsimleri ve yuva kavramını öğreniyor.

    İlkbahar geldi ve Minik Tilki ormandaki arkadaşlarını ziyaret ediyor. Herkes bahar temizliği telaşında. Kimileri yeni yuva yapıyor, kimileri ise eski yuvalarını temizleyip yeniliyor. Acaba Minik Tilki ile babası yeni yuvalarını nereye yapacaklar?

    5,64
  • En Sevgili Efendimiz ve Sevdalıları

    Envâr ile kâinat doldu İşte o gece sabah oldu! O’nun yüzü suyu hürmetine yaratıldı âlemler! Güneş, O’nun için sarıp sarmaladı dünyayı sıcaklığıyla. Ay, O’nun muhabbetiyle kâh dolunay oldu kâh hasretiyle yay gibi kaldı. O’nun sancağını dalgalandırınca kendini buldu rüzgâr… O, risaletle şereflenen bir kul; devlet kuran mütevazı bir hükümdar; fetihler yapan muzaffer bir komutan; cehalet karanlığına düşmüş dünyayı ilim ve irfanla süsleyen bir muallim; ümmetine hudutsuz sevgi gösteren Hatemü’l-Enbiya Hazreti Muhammed Aleyhisselam idi. O’nu anlatmak ve övmek isteyenler hep aciz kaldıklarını anladılar. Zira O’nu bütün âlemleri yaratan Rabbi övüyordu. O’nunla, yazılarını, eserlerini kıymetlendirmeye çalıştılar. Türkler O’nun yolunu tanıyınca başka aşk başka sevda tanımaz oldular. O’nu sevmek, saadetin; unutmak, bahtsızlığın alameti oldu. Üslubuyla yediden yetmişe herkese tarihi sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, bu çalışmasında iki cihan serveri Hazreti Muhammed’in hayatını, şahsiyetini ve O’nun yoluna baş koyan ve hayatlarını O’nun yoluna adayan Peygamber sevdalılarını anlatıyor. Hoca Ahmed Yesevi’den Süleyman Çelebi’ye, Yazıcızade Muhammed’den Mevlana Halid-i Bağdâdî’ye kadar sevdasını mısralara dökenler; Gazneli Mahmud’dan Osmanlı akıncılarının piri Mihal Gazi’ye, Satuk Buğra Han’dan İstanbul’un fatihi Sultan Mehmed Han’a, Hadimü’l-Haremeyn Yavuz Sultan Selim’den II. Abdülhamid Han’a kadar aşk ve gayretle Resul’ün sancağını yüceltenler; O’nun sevgisini kazanabilmek için gözyaşları ile na’tını yazanlar; Ummandan bir katre misali ve daha nice Peygamber sevdalıları bu kitapta… O sevginin milletimizde daim kalması dileğiyle…

    9,09
  • En Uzun Yüzyıl

    Sıkça tekrarladığım bir gözlemim var. Bugün Ortadoğu’da; Libya’dan Suriye’ye; Mısır’dan Irak’a, Filistin’den Yemen’e kadar 21. yüzyılın başlarından itibaren yaşamakta olduklarımız, bir asır önce 20. yüzyılın başlarında yaşadıklarımızın, neredeyse birebir aynısı. Tarih, acımasızca bir kez daha tekerrür ediyor ve biz, bir kez daha; geçmişte yaşadıklarımızdan hiçbir ders çıkarmamış kişiler olarak aynı yanlışları bilmem kaçıncı kez tekrar tekrar işlemeye devam ediyoruz. Geçmişi bilmeden bugünü anlamak, bugünü anlamadan ise doğru bir gelecek kurmak mümkün değil. Elinizdeki bu kitapta sizlere, elimden geldiğince İslam Dünyası ile dünya düzeninin dününü ve bugünü anlatmaya ve gelecekle ilgili öngörülerimi paylaşmaya çalıştım. Ve bir kez daha Mekke kurtarılmadan, Kudüs’ün kurtarılmayacağını haykırmak istedim.

    10,24
  • Endülüs’te Bir Hafta

    Manolya, Tarih bölümü son sınıf öğrencisidir. Hayatını eski yazmalara adamış hocasıyla Endülüs alanında çalışıyordur. Yaz tatilinde beklenmedik şekilde kendini Granada’nın incisi Elhamra Sarayı’nda bulur ve sarayda çalışan Mateo ile tanışır. Sarayı gezerken kayboldukları tüneller önce soğuğuyla sonra görkemli teknolojisiyle onları şaşırtır! Elhamra Sarayı’nı inşa ettiren Sultan Muhammed’in, başkent Kordoba dâhil bütün Endülüs şehirlerini Elhamra’ya dokunulmaması karşılığında teslim etmesinin ardındaki sır, onları on dördüncü yüzyıl Endülüsü’ne götürerek hiç beklenmedik bir yolculuk yaşatır.

    7,94
  • Endülüste İslam

    Endülüs hâlâ gönüllerde yaşayan bir destan ülkedir. Medeniyetin, ilmin ve fikrin destanı yazılmıştı orada. İbn Rüşd, İbn Hazm, İbn Tufeyl ve İbn Arabî gibi devler orada yetişti. Daha sonra Selâhaddin-i Eyyûbî’nin özel doktoru olan ve Museviliğin İkinci Musa’sı diye bilinen dâhî insan Musa İbn Meymûn (Maimonides) bütün bilgisini orada edindi. Batı’da deneysel bilimin kurucusu olarak bilinen Roger Bacon eğitimini Endülüs’te aldı. Sonradan İkinci Syvestre adıyla papalık koltuğuna oturan Aurillaclı Gerbert tahsilini orada yaptı. Batı Rönesansı’nın temelleri orada atıldı. Bir altın çağ, kutlu bir medeniyet, ideal bir insanlık buluşmasıydı Endülüs. Roger Garaudy bu eserinde o efsaneleşmiş Endülüs Medeniyeti’ni bütün yönleriyle gözler önüne seriyor.

    10,24
  • Ene Sus Ey Nefsim!

    Bir ses var insanın içinde… Hiç susmayan, hep konuşan… Şimdi sus ve kendini dinle kâri. Dinle ki hâlâ sesler geliyor içinden. Sussan da susamıyorsun. Durduramıyorsun içinden gelen bu sesi. İsmine “nefs” diyorlar. Diler misin bu kez biz konuşalım o içimizdeki nefsle? Aşk diyarına Hüdâyî kapısından girip nefs ile cenk edelim ister misin? Şimdi nefsinle konuşacağın bir hikâye anlatacağım sana kâri. Nefsinin konuşacağı bir hikâye… Sen de ki “hayal,” ben diyeyim ki “muhal, imkânsız.” Lakin şunu bil; ben inandım ki içimize bunları düşüren dahi nefsimizdir. Bizi durduran ve kandıran da nefsimizdir. Ve hatta şu anda içinde bir ses varsa ve “Okuma bu kitabı, bırak” diyorsa sana, inan ki o da nefsinin sesidir. Hem her kitap bir kişi için yazılır kâri. Belki de bu kitap yalnızca senin için yazılmıştır…

    11,90