Sehe 421–440 zwischen insgesmt: 3487

  • Bir Psikiyatristin Gizli Defteri En Sıradışı Vakalar

    Haftalarca çok satanlar listesinde yer alan Bir Psikiyatristin Gizli Defteri, okurlarıyla yeniden buluşuyor ! Hep onlar mı bizi dinleyecek? Bu sefer geçmişini anlatan bir psikiyatristin ta kendisi. Koltuğa oturun ve kulak kabartın. Dr. Gary Small’un, Boston’un kalabalık acil servis koridorlarından Los Angeles’ın golf sahalarına uzanan hikâyesinde karşılaştığı vakalar kimi zaman tuhaf, kimi zaman da gizemli, ama hepsi gerçek. Akıl hastalıklarının ilginç dünyasına kapı aralayan Bir Psikiyatristin Gizli Defteri sizi çok şaşırtacak…

    10,24
  • Bir Ruh Macerası

    “İslam bizi geri bıraktı, Batı karşısında yenilgilerimizin sebebi İslam’dır!” hükmü, giderek bir inanç, bir yaşama biçimi halini aldı. Bunu da modernlik kisvesi altında hınç ve taassupla dolu telkinler halinde yaydılar; bu tür ideolojilere ve akımlara neredeyse meşruiyet kazandırıldı… Bu yanılgıların ortasında doğdum ve yetiştim. Gerçeğin ise tam tersi olduğunu pek çok bedel ödeyerek idrak ettim. Hayatımın ilk yarısı bir korku filmi gibi geçti… Varoluşuna sahih neden bulamayan insan; bilsin yahut bilmesin korku, endişe ve vehim içindedir. Ben bu marazî hâli, bir imtihandan geçiyor gibi ve en ağır derecelerde yaşadım… Allah hepimizi ve özellikle yeni nesilleri böylesi azaplardan esirgesin… Şimdi şu eski koltuklarda oturuyorum ve gücümün yettiğince tefekkür ediyorum… Herkes geleceğe doğru hayal kurar; bense geçmişe doğru… Bir bahçeye yolculuk yapıyorum… Manolyalar, frenk üzümleri, yıldız çiçekleri, çimenler; tam bir cennet bahçesi… Bir zamanlar, yani çocukluğumda öyle bir bahçenin ortasındaydım; ama o günlerde o nimetin şükrünü eda edebilme hassasiyetine sahip değildim. Şimdiki halimle; aklım ve gönlümle o güzel bahçeye dönüyorum… Çimenlerin üzerine seccademi serip şükür namazı kılıyorum. Bu benim geçmişe doğru yolculuğum, geçmişe dönük hayalim.”

    6,79
  • Bir Rüyayı Hatırlar Gibi Savaştan Önce Suriye

    Bir Rüyayı Hatırlar Gibi: Savaştan Önce Suriye, bugün artık kaybolup gitmiş ve darmadağın olmuş bir derinliğin izlerini sürüyor. 2011’den önce Suriye’de hayat nasıldı? Tarihî ve kültürel miras ne durumdaydı? Suriye’nin uzak ve yakın tarihinin dönüm noktaları nelerdi? Ülkenin iç dinamikleri nasıl şekillenmişti? Din adamları ile siyasetin ilişkisi hangi seviyedeydi? Suriye toplumunun çok çeşitli katmanları arasında nasıl bir irtibat vardı? Bir Rüyayı Hatırlar Gibi: Savaştan Önce Suriye, işte bu ve benzeri sorular çerçevesinde, en uzun kara sınırını paylaştığımız güney komşumuzun ayrıntılı ve çok boyutlu bir haritasını çizmeyi deniyor. Hem Suriye’yi yakından tanıma hem de Suriye topraklarında yaşayan insanların zaman içinde sürüklendiği farklı serüvenleri kavrama adına. Ve elbette, tüm bunların sınırın bu yakasıyla bağlantılarını da kurarak… Taha Kılınç, kitabı neden kaleme aldığını ve yazmakla neyi amaçladığını şöyle anlatıyor: “…Tasvir etmeye çalıştığım manzaranın, bizim şahit olduklarımızı ancak kitaplardan okuyacak olan gelecek nesillere, kendi tarihlerini yazarken ışık tutacağını ve yol göstereceğini ümit ediyorum. Biz kendi dönemimizde sadece ‘şahitlik’ yapmakla yetinmek durumunda kaldık. Belki onlar, bizim tecrübelerimizden de çıkaracakları derslerle, kendi dönemlerinde belli hataların tekrarlanmaması için gerekli tedbirleri almayı başarırlar. Tarihi okumaktan ve yazmaktan murat, zaten başka nedir ki?”

    9,90
  • Bir Solukta Dünya Tarihi

    İlginç olaylar, büyük savaşlar, icat ve keşiflerle dolu olan insanlığın hikayesi bugüne kadar hep Batı merkezli bir dünya görüşüyle anlatılmıştı. Elinizdeki kitap bu sıradanlığa son vermiş ve dünya tarihine yepyeni bir pencere açmıştır. Sadece Avrupa ve Amerika Medeniyeti değil; ilk insanlardan Sümerlere, Çin medeniyetinden İnka’lara, Türkler’den Antik Yunan’a, Afrika’dan Kutuplara, Hindistan’dan Orta Asya’ya ve en ilkel kabilelerden günümüz dünyasına kadar bütün insanlığın hikayesi bu kitapta toplandı. Dünya tarihi sadece savaşlar üzerinden değil; ekonomik, kültürel ve dini boyutlarıyla ele alındı. Savaşların, krizlerin ve salgın hastalıkların da tüm insanlığı nasıl etkilediği, sizlere akıcı bir şekilde sunuldu. Haritalar ve fotoğraflarla çeşitlendirilen kitap her okurun rahatlıkla anlayabileceği şekilde ”bir solukta” okunup bitirilecek bir üslupla yazıldı. Keyifli okumalar…

    8,90
  • Bir Tanem

    “Kendi kendimizin doruğuna yükseldiğimiz zaman; hayattan, ölümden, sonsuzluktan konuşmak ne kadar kolay, ne kadar doğal gelir. Sonradan, o izlerin üstüne yeniden düştüğümüzde, böyle konuşmuş olduğumuza nasıl şaşarız. Hayır, iyice farkındayım, Creezy ile beraber olduğum sürece beni bir öte dünyanın, sadece sisler içinde belli belirsiz seçebildiğim bir acunun eşiğine kadar götüren bir şeylere dokunuyordum. Ama neydi o dokunduğum? Bilmiyorum. Belki de hiçbir zaman bilmeyeceğim. Biz hepimiz metnini bilmediğimiz ya da metni bizim için okusak da anlaşılmaz kalan bir piyeste oynuyoruz; deney bir işe yaramıyor bu oyunda. Mutluluk ya da mutsuzluk elimizden kaçıp giden o şeyin iki karanlık yüzünden ibaret.

    6,79
  • Bir Vaizenin Günlüğü

    İşi gücü okumak, anlamak ve anlatmak olan bir vaizenin, okuduklarının küçük bir kısmı üzerine aldığı notları bulacaksınız bu kitapta. İnsanlarımızın bir kısmına göre bir vaize olarak din dışı kitapları ne kadar okuyor ve bunlardan ne kadar alıntı yapıyorsanız o kadar aydınsınız ve sözünüze itibar edilir. Bir kısmına göre ise bu kaynaklara ne kadar başvuruyorsanız o kadar kompleksli ve o kadar şaibelisiniz demektir. Bu kitapta adı geçen kitapların sıralaması bir şey ifade etmiyor. Kitabın dinî, edebî, ticari önemi ya da bir okur olarak beni etkileme gücü dâhil olmak üzere hiçbir sıralama gözetilmedi. Bu kitapta bir vaizenin okuduğu kitaplarda ne gördüğünü öğrenmiş olacaksınız. Bütün dünyası insanlar ve kitaplar üzerine kurulu bir vaizenin insanlar ve kitaplar arasındaki benzerlikler konusunda neler okuyabildiğini de göreceksiniz.

    13,69
  • Bir Yaz Gecesi Rüyası (Kısaltılmış Metin)

    Atina’nın zengin adamlarından birinin kızı, babasının seçtiği delikanlıyla evlenmeyi reddeder. Babası kızını ikna etmek için Atina Dükü’nden yardım ister. Dük ciddiyetle bu konuyla ilgilense de, aslında aklında sadece birkaç gün içinde yapılacak düğünü vardır. Atina’da herkes bu düğün için çalışmaktadır. Hatta amatör bir tiyatro kumpanyası da düğünde gösteri yapmak için hazırlanmaktadır. Kentte bunlar olurken, ormanda ortalık birden gerginleşir. Periler Kralı ile Kraliçesi büyük bir kavga ederler. Bu olayın ardından yapılan birkaç muzip sihir kaosa yol açacaktır.
    Dünyanın en çok sahnelenen oyunlarından biri olan Bir Yaz Gecesi Rüyası pek çok kez filmi yapılmış eğlenceli bir eserdir.

    4,49
  • Bir Yobazın Günlüğü

    Bıyık altından gülerek kendisini “yobaz” diye vasıflandıran “keskin zekâlı ve sivri dilli” belki de “sivri zekâlı ve keskin dilli” bir yazar, günün birinde günlük tutmaya başlar. Kitaptaki ifadesiyle “içimizdeki ahmaklar” da “karşımızdaki budalalar” da, hatta yazarın bizzat kendisi de, sayfalar ilerledikçe bu sivri dilli yobazın hışmına uğramaktan kurtulamayacaktır… Fonda tatlı bir ‘aşk’ ve onun üzerine örülü bir ‘dava’ hikâyesi… “Bir Kitap Bir Balta” ve “Hamza” adlı kitaplarıyla tanınan Ömer Faruk Dönmez’in son kitabı; Bir Yobazın Günlüğü.

    12,54
  • Bir Yolculuk Olarak Liderlik

    1911’de İngiliz Robert F. Scott ile Norveçli Roald Amundsen arasında, Güney Kutbu’na varmak için yapılan yarış, ‘iyi liderlik’ ile ‘kötü liderlik’ arasında kıyaslama yapmak için bulunmaz fırsattır. Bir başka Güney Kutbu kâşifi Sir Ernest Shackleton’un, Antarktika’da buzlara sıkışan gemisini kaybettiği halde, tüm ekibiyle birlikte iki yıl sonra sağ olarak İngiltere’ye dönüş öyküsü de, günümüz liderleri için önemli bir ilham kaynağı olmayı sürdürmektedir.

    Güney Kutbu’na yapılan keşif gezileri, Ortaçağ’da yeni kıtalar keşfetmeye, 1960’larda Ay’a ayak basmaya, günümüzde ise Mars’a ve Venüs’e gitme girişimlerine benziyordu. Pek çok tehlikeyle dolu bu yolculukları göze alan insanların tutkularını anlamak ve karşılaştıkları sorunlarla günümüz liderleri arasında köprüler kurmak, okuyucunun liderlik ve yönetim anlayışında büyük farkındalık yaratacak.

    10,24
  • Bir Yolculuk Olarak Liderlik

    1911’de İngiliz Robert F. Scott ile Norveçli Roald Amundsen arasında, Güney Kutbu’na varmak için yapılan yarış, ‘iyi liderlik’ ile ‘kötü liderlik’ arasında kıyaslama yapmak için bulunmaz fırsattır. Bir başka Güney Kutbu kâşifi Sir Ernest Shackleton’un, Antarktika’da buzlara sıkışan gemisini kaybettiği halde, tüm ekibiyle birlikte iki yıl sonra sağ olarak İngiltere’ye dönüş öyküsü de, günümüz liderleri için önemli bir ilham kaynağı olmayı sürdürmektedir.

    Güney Kutbu’na yapılan keşif gezileri, Ortaçağ’da yeni kıtalar keşfetmeye, 1960’larda Ay’a ayak basmaya, günümüzde ise Mars’a ve Venüs’e gitme girişimlerine benziyordu. Pek çok tehlikeyle dolu bu yolculukları göze alan insanların tutkularını anlamak ve karşılaştıkları sorunlarla günümüz liderleri arasında köprüler kurmak, okuyucunun liderlik ve yönetim anlayışında büyük farkındalık yaratacak.

    6,90
  • Bir Yönetim Modeli: Süleymaniye Yönetim, Psikoloji ve Kurum Kültürü

    Kitabın ilk basımı “Her Dem Güçlü Yönetim, Psikoloji ve Kurum Kültürü” adıyla yayımlanmıştır. İbrahim Zeyd Gerçik, Bir Yönetim Modeli: Süleymaniye’de Süleymaniye Külliyesi’ni, kurumsallaşma, değişim, kriz yönetimi, liderlik ve yönetim psikolojisi, terfi ve ast-üst ilişkileri ve mekân düzenlemesinin kurum işleyişine etkisi çerçevesinde yorumluyor. Kitap aynı zamanda Mimar Sinan ve Süleymaniye Külliyesi hakkında sahasında uzman tarihçi ve sanat tarihçilerinin görüşlerini içermesi, böylelikle tarih ve sanat konularında farkındalık oluşturarak tarihi derinliğimizi yönetim dünyamıza taşımayı hedeflemesi bakımından da dikkate değer. Şirket yönetimi alanında büyük ölçüde yabancı kaynakların referans alındığı günümüzde yerli kaynaklardan beslenen ve tarih, sanat tarihi, mimari ve edebiyat başta olmak üzere multidisipliner bir bakış açısı sunan eser, yazarın Bir Yönetim Modeli: Mimar Sinan adlı çalışmasının devamı mahiyetinde. Her iki eser, sahalarında son derece önemli bir boşluğu dolduruyor.

    9,09
  • Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez

    “Gerçek hayat, tamamıyla buluşmadan ibarettir’. Buluşmak, karşılaşmak. İnsan ötekiyle karşılaşarak var olur. Ötekinin bakışıyla, ötekinin yüzünü bana çevirmesi, beni dinlemesiyle. İlişkiyle. Sadece ilişkiler vasıtasıyla kendimizi dünyaya ve başkalarına tamamen açarız. Başka bir insana bağlanabilmek için ona açık olmam gerekir. Olmamızı gerektiğini düşündüğümüz kişi olmak arzusundan sıyrılarak, gerçekten olduğumuz kişi olmaya izin vererek. Gerçekte kimim ben? Gerçekte olduğum kişi olmak, yani olduğum gibi görünmekle sahiciliğe adım atarım. İncinmeyi göze alarak.” Kemal Sayar “Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez”le insanın kendisiyle, ötekiyle, dünyayla kurduğu ilişkilere, varoluşla gerçekleştirdiği buluşmaya dikkat çekiyor. Yaşarken incitici de olsa geriye dönüp baktığımızda bizi olgunlaştırdığını düşündüğümüz her şeyle yani “hayat”la buluşmanın “hayatı askıya almadan” yaşamanın ipuçları Kemal Sayar’ın usta kalemiyle “Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez”de.

    9,09
  • Biri Beni Onarsın

    dünya benden büyüktü, aşktan küçük
    kendimi aşka hibe etmeye ant içtim
    neden taburcu olacakmışım senden sevgilim
    yeminler olsun iyileşmedim, iyileşmeyeceğim
    zenginim fakat yetim
    halkın uğramadığı halk kütüphaneleri gibiyim.

    4,49
  • Biri Diğeri Öteki Beriki

    – Biraz daha büyüdüğümde ormandaki bütün kuşlar dallarımın arasına yuva yapacak ve ben MUTLU olacağım, demiş BİRİ. – Biraz daha büyüdüğümde rüzgârda sallanan yapraklarımın hışırtısı ormanın her yerinden duyulacak ve ben MUTLU olacağım, demiş DİĞERİ. – Biraz daha büyüdüğümde tohumlarım ormanın dört bir yanına dağılacak ve ben MUTLU olacağım, demiş ÖTEKİ. – Mutlu olmak için büyümeye gerek yok ki, demiş BERİKİ. Üzerinde gezinen karıncaların onu gıdıkladığını hissetmiş ve gülümsemiş. Hepimiz hayatta birileri için “Biri, diğeri, öteki ve beriki!” değil miyiz? BERİKİ, kendini eğri ve büğrü hâlleriyle kabul edip mutlu olmanın yolunu arayanların hikâyesi…

    8,90
  • Bisiklet Dersleri

    Bisiklete binmeyi öğrenmek için geç kalma çocuk. Büyüyüp ağırlaştıkça, sana yardımcı olacak kişinin bisikleti dengede tutması, senin peşinde koşması ve düşerken seni yakalaması zorlaşacak. Bir çocukluk olarak görüp küçümseyeceksin belki de bisiklete binmeyi. Yol büyüyecek gözünde, güvenemeyeceksin dizlerine. Vakit varken asıl pedallara. Yol boşsa hızlı da gidebi- lirsin. Fakat ellerini bırakma sakın. Boşluğa terk edilen ellerde değil, nereye tutunacağını bilen ellerde özgürlük.

    6,79
  • Bitirim İkili Afrika Kıtasında / Uçuk Kaçık Maceralar 3 (Ciltli)

    Bitirim İkili olarak bilinen kahramanlarımız Avni ile Nuri ajan olarak, KÖFTE isimli teşkilat tarafından aldıkları görevleri her zamanki gibi gayet ciddiye alıyorlar. Böylece “Kötülerle ve Felaketlerle Mücadele” edip iyi bir ajan olma yolunda emin adımlarla ilerliyorlar… Uçuk kaçık iki arkadaş, kötülerle ve felaketlerle mücadele etmek için bu kez Afrika Kıtası’nda! Üstelik bu defa yol boyunca, Afrika’da bir çölün ortasında kaldıklarına; onlara rehberlik edecek bir kitapları da olacak! Bu iki deli dolu arkadaşa, aksiyon ve eğlence dolu maceralarında “Küçük Prens” kitabı rehberlik edecek… Heyecanın ve merak duygusunun eksik olmadığı; şaşırtan kurgusuyla serinin yeni kitabını çok seveceksiniz! Okuyanları yerinden hoplatacak, gülmekten kırıp geçirecek, aksiyon dolu bir “Afrika Kıtası” macerasına hazır olun!

    7,94
  • Bitirim İkili Baltagirmez Ormanında

    “Merhaba, benim adım Avni. Yani tam olarak söylemek gerekirse Avni Uçuk… Bir de arkadaşım var onun adı Nuri Kaçık… Biz çok önemli, çok gizli bir teşkilatın çok çok çok gizli üyeleriyiz. Bağlı olduğumuz gizli teşkilatın adı “Kötülerle ve Felaketlerle Mücadele Teşkilatı.” Kısaltması: KÖFTE Tamam, gülmeyin. Heyy! Size söylüyorum! Buradan gülüşmelerinizi duyabiliyorum. Köfte diye teşkilat mı olur, demeyin. Oluyor işte. Ben de tam olarak anlamış değilim. Zaten kime anlattıysak inandıramadık. Bari siz inanın diye de yaşadıklarımızı kitap haline getirelim, dedik. Başımızdan geçenleri herkes öğrensin istedik… Size şimdilik sadece şu kadarını söyleyebilirim. Anlattıklarımızın hepsi gerçek! Şşeyy, aslında sadece bir kısmı desek, daha doğru olur… ” Avni’yi duydunuz… Uçuk kaçık iki arkadaşın kötülerle ve felaketlerle mücadelesinde sürüklenmek istiyor musunuz? O hâlde hazır olun! Aksiyon, gerilim, biraz korku ve tabii ki çok çok çok komedi ve eğlence sizi bekliyor!

    11,39
  • Bitirim İkili Çoook Uzak Doğuda – Uçuk Kaçık Maceralar (Ciltli)

    Bitirim İkili olarak bilinen kahramanlarımız Avni ile Nuri ajan olarak, KÖFTE isimli teşkilat tarafından aldıkları görevleri her zamanki gibi gayet ciddiye alıyorlar. Böylece “Kötülerle ve Felaketlerle Mücadele” edip iyi bir ajan olma yolunda emin adımlarla ilerliyorlar… Uçuk kaçık iki arkadaş, kötülerle ve felaketlerle mücadele etmek için bu kez Uzak Doğu’da! Yine Rüstem’in peşindeler, hem de Japonya’da! Bu iki deli dolu arkadaş, aksiyon ve eğlence dolu maceralarında hem Rüstem’i yakalamaya çalışacaklar hem de Japonya’yı keşfedecekler! Heyecanın ve merak duygusunun eksik olmadığı; şaşırtan kurgusuyla okuyanları yerinden hoplatacak, gülmekten kırıp geçirecek, aksiyon dolu bir “Çoook Uzak Doğu” macerasına hazır olun!

    11,39
  • Bitkisel Kürlerle İlaçsız Tedavi

    “Kimyasal ilaçlar, aşılar ve kemoterapi bütün dünyada tartışılıyor artık. Kimi hastalara faydaları var, senelerdir uygulanmalarının gerekçesi de bu. Peki ya yan etkileri? Bazen yan etki çok daha büyük olabiliyor, hasta faydadan çok zarar görebiliyor. Oysa tıp biliminin düsturu neydi: Primum nihil nocere! Önce zarar vermeyeceksin! Hastaya zarar vermeden tedavi etmenin yolu ise fitoterapi biliminden geçiyor. Bu bilim yetkin doktorların kontrolünde olduğu sürece, bitkisel ekstreler ve bitkisel ilaçlarla ağır yan etkilere maruz kalmadan iyileşmek mümkün. 20 yıllık klinik tecrübemle bitkilerin iyileştirici gücüne bizzat tanık oldum, binlerce hastayı tedavi ettim. Ağrıları nedeniyle ağlayarak, yürüyemeyecek halde gelip tam şifayla iyileşmiş romatizma hastaları; sağlığına kavuşup insülin kullanmayı bırakan diyabet hastaları ve vücudunda tümörden eser kalmamış kanser hastaları… Bu kitapta kronik hastalıklarda en etkili kürleri ve savaş stratejilerini sizinle paylaştım. Hekimlik deneyimim bana insan vücudunun bir bütün olduğunu öğretti. Bu mucize yapıyı sadece pankreastan, sadece tümörden, sadece eklemden, birbirinden bağımsız küçük küçük parçalardan ibaretmiş gibi görürseniz yolunuzu kaybedersiniz. Esas olan hastanın bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek, hayatında olumlu değişiklikler yapması için yönlendirmek, hastalıklarla savaşma kabiliyetini geri kazandırmaktır. İnsanoğlu, dünya üzerinde 200 bin yıl boyunca ilaçsız yaşadı. Hastalıklardan korunmak ve hastalandığı zaman da iyileşebilmek için doğal tedavi yöntemlerine başvurdu. Ben ilaçsız yaşamın mümkün olduğunu söylüyorum. Ve iddia ediyorum, asıl zor ve acılı olan ilaçlı yaşam!” Dr. Ümit Aktaş

    8,90
  • Bitmeyecek Öykü

    “İnsanlar vardır, asla Fantazya’ya gidemezler,” dedi Bay Koreander. “Ve insanlar vardır, gidebilirler ama sonsuza kadar orada kalırlar. Sonra bir de Fantazya’ya gidip geri dönenler vardır. Senin gibi. İşte bunlar iki dünyayı da esenliğe kavuştururlar.”

    NE İSTİYORSAN ONU YAP, yazıyordu sınırsız güce sahip İmparatoriçe’nin sembolünde. Ancak Bastian, bu cümlenin gerçekten ne ifade ettiğini, uzun ve zahmetli arayış sonucu öğrenecektir.

    Bastian tuhaf görünümlü bir kitap sayesinde kendini, güzel fakat tehlikenin pençesindeki Fantazya diyarında bulur. Bu büyülü ülkeyi, Çocuk İmparatoriçe’ye yeni bir isim vererek sadece bir “insan” kurtarabilir. Ancak saraya giden yol ejderhalar, devler, canavarlar ve birçok büyülü yaratığın yaşadığı yerlerden geçmektedir.

    Bastian maceraya atılır atılmasına… ancak dönüş yolunu bulmak o kadar kolay değildir. Fantazya’nın derinliklerine girdikçe, dile getirilemeyecek kadar kötü yaratıklarla ve kendi kalbinin gizemleriyle yüzleşecek cesareti bulması gerekecektir.

    “Büyülü dünyaya dalıveriyorsunuz… Hareketli, yenilikçi ve duyarlı.”
    The Washington Post

    gizle

    11,39