Sehe 3221–3240 zwischen insgesmt: 3476

  • İşler Bazen Yolunda Gitmez

    Arzavul Tepesi ile çok sevilen Mehmet Erkan, yeni çalışmasıyla öfke kontrolünü ele alıyor. İstek ve biraz çabanın bizi renkli yollara çıkarabileceğini hatırlatıyor, sakince öneriler sunuyor.

    Ne yapsa işler yolunda gitmiyor Hakan için. Kimse onu önemsemiyor, hep haksızlığa uğruyor, öğretmenleri hiç onun tarafını tutmuyor. Çok sevdiği basketbol bile onu mutlu etmiyor. Bu yüzden hep öfkeli. Arkadaşları da tek tek uzaklaşıyor ondan. Halbuki Hakan balıklarınki gibi sakin bir hayatı olsun istiyor.

    Şimdi her şeyi düzeltmek için sinirli, pardon, sihirli değnek etkisi yaratacak bir planı var. Bakalım neler yaşanacak…

    10,90
  • İstanbul’un Gizli Tarihi

    Mesih beklentisi içinde olanlar dünyayı nasıl şekillendiriyor?
    Kıyamet Bekçileri’ne göre Kutsal Kan İstanbul’a nasıl geldi?
    Kehanetlerde Türkiye neden bu kadar önemli?
    Türkiye’yi ele geçirme planlarını kehanetlere nasıl dayandırıyorlar?
    Şövalyeler ve Papalık Osmanlı üzerinde hangi gizli planları kurdu? İşbirlikçileri nasıl kullandılar?
    Osmanlı’nın ilk masonları kimlerdi?
    Mason locaları nasıl kuruldu?
    Finansal kirli oyunun gizli tarihinde neler var?
    Rothschild parası Osmanlı topraklarına nasıl geldi?
    Osmanlı’yı paylaşma planında Amerika ne kadar etkili oldu?
    İstanbul beş yıl boyunca nasıl işgal altında kaldı, neler yaşandı?
    İşgalciler, içeride kimlerle anlaştılar?

    9,90
  • İstisna Hali

    Bu irdelemenin amacı -“içinde yaşadığımız” istisna hâlinin acilliğinde- zamanımızın bu tam anlamıyla gücün gizemine yön veren kurmacayı gün ışığına çıkarmak. İktidar sandığının/lahtinin merkezinde barındırdığı şey, istisna hâlidir; ama bu, temel olarak hukukla ilişkisiz bir insan eyleminin yaşamla ilişkisiz bir normla karşı karşıya geldiği boş bir uzamdır.
    Bu, boş merkeziyle, makinenin etkili olmadığı anlamına gelmez; aksine, göstermeye çalıştığımız şey, kesin olarak, bu makinenin I. Dünya Savaşı’ndan başlayarak, faşizm ve nasyonal sosyalizm aracılığıyla, günümüze kadar neredeyse aralıksız olarak işlemeye devam ettiğidir. Aslında, istisna hâli bugün yeryüzünde azami yayılma noktasına ulaşmıştır. Böylece, dışarıda uluslararası hukuku göz ardı ederek, içeride ise kalıcı bir istisna hâli yaratarak, gene de hukuku uyguladığını öne süren bir şiddet rejimi, ceza görmeksizin hukukun normatif yönünü yok sayabilir ve ona karşı çıkabilir.
    Hukuku yaşamla ilişkisizliği ve yaşamı hukukla ilişkisizliği içinde sergilemek, onlar arasında insan eylemi için bir alan açmak demektir: Bir zamanlar kendisi için “siyaset” adını talep eden bir alan. Siyaset, en iyi durumda -salt hukukla müzakere etme gücüne indirgenmediğinde- kendini kurucu güç (yani, hukuku kuran şiddet) olarak algılamak suretiyle hukukla kirlendiği için sürekli bir gerilemeye uğramıştır. Oysa aslında siyaset, şiddet ile hukuk arasındaki bağı kesen eylemdir yalnızca. Ve ancak böylece açılan uzamdan yola çıkarak, hukukun, istisna hâlinde onu yaşama bağlayan düzeneğin devre dışı bırakılmasından sonra olası bir kullanımına ilişkin soruyu sormak olanaklı olacaktır. O zaman, Benjamin’in “saf” bir dilden ve “saf” bir şiddetten söz ettiği anlamda “saf” bir hukuku karşımızda bulacağız. Zorlayıcı olmayan, ne buyuran, ne herhangi bir şeyi yasaklayan, yalnızca kendi kendisini söyleyen bir söze, bir amaçla ilişkisi olmaksızın yalnızca kendi kendisini gösteren saf araç olarak bir eylem karşılık gelecektir.
    G. Agamben

    10,90
  • İsyan Ahlakı

    Biz, hem uysallığa, hem de anarşizme karşıyız. Her türlü toplum gerçeğinin her şey olduğu anlayışına karşı olduğumuz kadar, bencil ve katı ferdiyetçiliğin de karşısındayız. Ferdin sadece bütün iradeleri aynı şekilde belirleyen bir İrade karşısındaki uysallığını kabul ediyoruz.

    16,90
  • İyi Aile Yoktur

    İyi aile yoktur. Ya da paradoks şu ki iyi aile, “İyi aile yoktur” düsturuyla hareket edebilen ailedir.

    İnsanlar çocuk sahibi olduğunda farkında olmadan kendi çocukluğuna dair hisleri yaşar. Çocuğumuzla ilişkimiz, anne-babamızla ilişkimizin devamıdır.

    Çocuğumuzla doğru bağ kurma, kendi çocukluğumuzu ve içimizdeki çocuğu tamir etmekle olur. Her insanın içinde anne, baba, çocuk vardır ve güçlü psikoloji aslında, içimizdeki çocuğun güçlü olduğu, saygı gördüğü psikolojidir.

    10,90
  • İyiler Ölmez

    Dergah Yayinlari – 2016

    9,90
  • İyinin ve Kötünün Ötesinde

    Kendini verme, en yakın için özveride bulunma duyguları, tüm kendini yadsıma ahlakı, acımasızca sorguya çekilip yargı önüne çıkarılmalı: Bugün, sanatın erkekliğinin yok edilmesi için yeterince ayartıcı olan temiz bir vicdan oluşturmaya yönelik estetiği ondan aşağı kalmaz. Şu, “kendim için değil”, “bir başkası için” duygularında çok fazla büyü ve şeker var; bu noktada çifte kuruntulu olup sormaya gerek yok: “Yoksa bunlar birer ayartma olmasın sakın?”

    10,90
  • Kaderin Cilvesi

    Çocukların dilini iyi bilen ve onlara hikayelerle güzeli ve doğruyu anlatan Mehmet Yaşar Kandemir, 6 kitaplık bu seride uzak diyarlara ve bazen de gizemli olaylara götürüyor minik okurlarını. Keyif almak kadar hikmetleri görmenin de önemsendiği bir bakış açısıyla yazılan bu hikayeler, sevdirirken öğretmeyi de ihmal etmiyor. Sade dili, şefkatli üslubu ve neşeli şiirleriyle çocuklarımızı merak dolu bir dünyaya götürüyor bu eserler. Yeniden resimlendirilen ve gözden geçirilen seriyi minik okurlarımızı sunmaktan gurur duyuyoruz

    3,90
  • Kadın Beyni Erkek Beyni

    Bu kitabı okuduğunuzda beyninizin cinsiyeti hakkında birçok detayı öğreneceksiniz. Kadınlar ve erkekler arasındaki farkları, karşı cinsin sizi kızdıran, güldüren hatta şaşırtan birçok tepkisinin nedenini anlayacaksınız.

    Serkan Karaismailoğlu’nun bilimsel bir o kadar da mizahi anlatımıyla Kadın Beyni Erkek Beyni…

    • Erkekler neden dinlemez? Acaba beyinlerimizin işitmeden sorumlu bölgeleri birbirinden farklı mı?
    • Kadınlar çok mu konuşur? Kadınlardaki “dır dır” kavramı gerçek midir ve altında yatan sinirbilimsel açıklama nedir?
    • “Beni hiç anlamıyorsun” sözünü duymayan erkek var mıdır? Peki, kadınlar bu isyanlarında ne kadar haklılar?
    • Erkekler mi yanılıyor, yoksa kadınları tatmin etmek gerçekten de imkânsız mıdır?
    • Söz konusu erkeklerin mutluluğu olduğunda kavanoz kapakları neden önem kazanır?
    • Hayatın renklerini aynı şekilde mi görüyoruz? Yani dore ve lamenin aslında birer renk olduğunu bilen kaç erkek var?
    • Kadınlar özel günleri asla unutmazken erkekler nasıl bu kadar kolay unuturlar?
    • Bir insanın sadece parmaklarına bakarak beyni hakkında nasıl bilgi sahibi olabilirsiniz?

    10,90
  • Kafes / Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları 4

    ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALISIN!

    Sistem kontrolden çıktı.
    Yeryüzünün insan ve doğal kaynaklarını milletlerin seçtiği hükümetler değil,CEO’lar yönetiyor.

    Medyayı, akademileri, sivil toplum örgütlerini yönettikleri gibi.
    Açlığın, cehaletin, savaşların, adaletsizliğin tam ortasında hepimiz düzenin birer parçasıyız.

    Kabul etmediğimiz gerçek ise şu:
    Sürekli eleştirdiğimiz sistemin ‘tüketici’ olarak vazgeçilmeziyiz.

    Büyük komplo teorilerini bir kenara bırakıp sisteme ağırlığımızı koymamızın zamanı geldi.

    Forbes 500 listesini insana, doğaya, hayata karşı adil şirketlerle, organizasyonlarla, örgütlerle dolduralım.

    Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları ile tüm dünyayı büyük uykudan uyandıran John Perkins, önceki kitaplarında ve Zeitgeist’te anlattıklarını son yılların gerçekleriyle birleştiriyor. Büyük Resim’i önümüze koyuyor.
    Gerçekçi, hayata geçirilmiş ve geçirilebilir çözümler öneriyor.

    “John Perkins, Kafes’te, derin analizler ve dramatik hikayelerle dünyayı aydınlatmakla kalmayıp, daha iyi bir toplum yaratmamız için bize pratik önerilerde bulunuyor.”
    -Howard Zinn

    13,90
  • Kahraman Çocuklar

    KAHRAMAN ÇOCUKLAR…

    Her çocuğun mutlaka bir veya birden fazla kahramanı vardır.
    Ve aslında her çocuk kahraman olmak ister.
    Elbetteki bir şeyin farkında değildir.
    Aslında her çocuk, gerektiği gibi davranabildiği sürece bir kahramandır.
    Bütün diğer kahramanlar onun hayal dünyasının eseridir.
    Şirin ve Can; çok sevdikleri kahramanlarla geçirecekleri maceralar ile birlikte aslında gerçek kahramanların kendileri olduğunu öğreneceklerdir.
    Kahraman Çocuklar; “Gerçek Kahramanlar”ın okuması için…

    PALYAÇOLAR DİYARI’NIN KANKA’SI…

    Türk Polis Teşkilatımız hiç şüphe yok ki güvenliğimizin en büyük teminatı.
    Tüm çocuklarımızın kahramanı Kanka Polis de; çocuklarımız için çok önemli bilgiler içeren bir tiyatro oyunu ile, hem de sevimli palyaçolar eşliğinde sahne alıyor.
    Hem hayati önem taşıyan bilgiler edinmek, hem birbirinden sevimli Palyaçoların Diyarına eğlenceli bir yolculuk yapmak, hem de “Kanka Polis”in kahramanlıklarına şahit olmak için…
    “Kahraman Çocuklar” ve “Palyaçolar Diyarı’nın Kanka’sı” isimli iki tiyatro eserini içeren bu kitabı okurken güzel zaman geçirmeniz, faydalı bilgiler edinmeniz ve keyifle sahnelemeniz dilekleriyle…

    6,90
  • Kalbim Yenilgi Saatleri

    Telaşla koşarken bir şeyi unuttuğunu fark etti. Eliyle göğüs kafesini yokladı. Yanılmamıştı. Kalbiydi unuttuğu.
    Sonra tüm ziller çaldı, tüm fabrikalar dumanlarını savurdu, koptu zembereği saatlerin.
    Unuttu bunca telaşın içinde kalbini nerede bıraktığını.
    Bulsa tamamlanacaktı hikayesi. Ufka baktığında gördü onu ve şöyle mırıldandı:
    -Kalbim. Yenilgi saati.

    5,90
  • Kalbime Takılan Uçurtma

    Çocukluk, kalbimizdeki bir uçurtma gibi salınıp duruyor hayatımızın ortasında. Büyük şehirlerin beton gölgeleri arasında kendini bulmaya çalışıyor çocuklar. Birimiz hepimiz için diyerek el ele tutuşup kaybettikleri oyunlarını arıyorlar. Dostluk, kardeşlik, komşuluk gibi içimizde büyüttüğümüz ne kadar güzellik varsa çocukların kalbinde yer buluyor kendine. Bu hikâyelerde ailenin sıcaklığını, tarihin görkeminde büyümenin mutluluğunu, çocukların ışıldayan gözlerini bulacaksınız. çocuklar, kalbimize takılan en renkli uçurtmalar. Çocukluk denen cenneti yaşamak için çocukların sesine kulak verin, yeter.

    5,90
  • Kalbimin Üstünde Bir Avuç Güneş

    Nuri Pakdil’in diğer tiyatro eserlerinde olduğu gibi, ‘Kalbimin Üstünde Bir Avuç Güneş’te de, tüm gerilim Tanrıtanımazlık sorunu üzerine kurulu. Çağın her çıkmazının temelinde hep Tanrıtanımazlık sorunu yok mu? Tanrı’yı unuttu çağın insanı, en çok da Tanrı’yı unuttu. İşte burda çıkıyor tiyatronun özgörevi: Tanrı’yı insana yeniden duyumsatmak. Yeniden insanı göğe baktırmak, gökle yer arasında ilişkiler kurdurmak. / Baha Yavuz

    Nuri Pakdil’in hemen her eseri, Türk edebiyatında yenilenmenin muştusunu taşıyor, edebiyatımızda yarının boyutlarını kuşatıyor. Nuri Pakdil, edebiyatın deneme, anı, çeviri, şiir dallarında olduğu gibi, tiyatro dalında da başarılı eserler veriyor. Nuri Pakdil’in insan ve toplum gerçeklerine değinen, yerli düşünceden kaynaklanan, batılı öz ve biçim özelliklerini gerçekten kavrayan tiyatro eserlerinin ilk örneği ‘Umut’tu. Bunu, ‘Korku’, ‘Put Yapımevleri’, ‘Kalbimin Üstünde Bir Avuç Güneş’, ‘Bir Öldürme Töreni’, ‘Belge’ ve ‘Bakır Dönemi’ izledi.

    Bu kitapların bize tuttuğu aynada, karanlıktan karanlığa nasıl koştuğumuzu gördük. Bu kitaplar bize, insanın Tanrı’yı unutmasına bağlı olarak yaşadığı tedirginliği, düştüğü bunalımı anlattı. Şematik bir özgürlüğün insana birşey kazandırmadığını hatırlattı. Bu kitaplarla, tiyatromuzun, nasıl büyük boyutlara ulaştığına tanıklık ediyoruz. / Mehmet Emin

    8,90
  • Kalbin Anahtarı

    KENDİNE BİR SÖZ VER

    Hayatın hızlı temposu içinde isteklerimiz, hayallerimiz, planlarımız günbegün erteleniyor,
    hepsi aklımızın bir köşesinde kalıp gizli, saklı dualara dönüşüyor. Hiçbir şeye yetişemiyoruz,
    hiçbir şeye yetemiyoruz. Kendimiz olmaktan bile uzaklaşıyoruz.

    Uzaklaşma, bir dur ve kendine bir söz ver!

    Önce sadece kendin için bir şeyler yapmaya ne
    dersin? Gülümse, aynaya bak, konuş, yazı yaz, daha
    çok oku, inan… Kalbinin anahtarına ulaşınca
    açamayacağın kapı kalmayacak. Çünkü
    Kalbin Anahtarı, mutluluğun anahtarıdır…

    9,90
  • Kalbin Anahtarı 2

    RUHUNA DOKUN KALBİNİ DİNLE
    Yaşadıklarına şükret; iyisiyle, kötüsüyle.
    Acının da, mutluluğun da üzerine doğar her yeni gün. Zaman geçer sen yenilen diye.
    Yarın neler olacak diye düşünmekten daha iyisi,
    yarın neler yapman gerektiğini bilmektir.

    Bil, düşün, yardım et, sev, dokun, yaşa.

    Her yaşadığın aslında seni sen yapıyor;
    çünkü mutluluk varış değil,
    yoldaki mücadelenle gelendir.

    Bu yolda Kalbin Anahtarı 2 sana rehber olacaktır.

    9,90
  • Kalp

    Yazı yoktu ama o vardı.
    Tekerlek icat edilmemişti ama o yerli yerindeydi.
    Dünya yaratılmamıştı ama o kasılıp gevşiyordu.
    İnsan henüz cennetteyken onunlaydı ve içindeki her şey de sevgi, aşk, vefa, iyilik, şükür, hamd, dostluk gibi erdemler üzerineydi…
    Âdem ata onun sesini dinleyip arzusunu giderme gayretine düşmeseydi belki de yolu yeryüzünde tövbelere, pişmanlıklara ve umutlara hiç evrilmeyecek; çevresi daralmalar ve genişlemeler, arınmalar ve kirlenmeler, yangınlar ve donmalarla hiç kuşatılmayacaktı.

    Şimdi?
    Aşk ve nefret, iyilik ve kötülük, saadet ve keder, iman ve inkâr… İnsana insan olduğunu artık bunlarla hissettiriyor. Bazen aydınlık, bazen karanlık; gören göz veya işiten kulak bazen… Göğüs kafesinde ahenkle her büzülüp genişlemesi bizi içten içe süratle değiştiriyor ve hâlden hâle döndürüyor.

    Bud-dub… bud-dub… bud-dub…
    Sesindeki ters-yüz oluş bile adıyla örtüşük: “Bir şeyi bir yönden öteki yöne çevirmek; renkten renge giriş, kararsızlık, durmadan dönüşüm ve değişim = KALP.”

    Kalbe dair ne varsa…
    İskender Pala’nın her zamanki yetkin kaleminden…

    13,90
  • Kamusal İnsanın Çöküşü

    Kendi alanlarında çığır açan, onlarla hesaplaşmadan yeni bir şey söylemenin zor olduğu kitaplar vardır. Richard Sennett’in düşünce tarihinin başyapıtlarından biri olan Kamusal İnsanın Çöküşü böylesi bir kitaptır: Tarihten sosyolojiye, psikolojiden antropolojiye entelektüel bir şölendir.

    Sennett, Kamusal İnsanın Çöküşü’nde özgünlük ve entelektüel derinlikle dengesizliğin yol açtığı sorunları inceliyor. Ona göre, hayatın, aile ve yakın dostlar dışındaki parçası olan “kamusal hayat” bir zamanlar “hayat dolu”ydu ve kişiler için çok önemliydi. “Yabancı”larla duygusal bağlar kurarak insanın oyun yeteneğini çoğaltan, toplumsallaşmasını/medenileşmesini sağlayan bir kamusallık vardı. Bütünlüklü ifadesini 18. yüzyıl Avrupa şehirlerinde bulan bu kamusallık zamanla ağırlığını yitirerek yerini “özel hayat”a bıraktı. Kamusal hayat artık özel hayatın gerektirdiği oranda önemli olmaya başladı. Sennett, bugün, tanımadığımız ama aynı şehirde yaşadığımız insanlarla kurulacak çok boyutlu ilişki ve hazlardan yoksun kaldığımızı söylüyor ve şu soruları soruyor: Yabancı, nasıl tehdit edici bir unsura dönüştü? Sessiz kalarak seyretme, kamusal hayatın tek yolu haline nasıl geldi? Yalnız kalma, bir hak olarak nasıl oluştu? Özel hayat ilgi odağı haline nasıl geldi? Politikacıları neden yaptıklarına ve programlarına bakarak değil de kişisel özelliklerine göre değerlendiriyoruz? Evlerimize özen gösterdiğimiz halde sokaklarımız neden pis?

    19,90
  • Kapıda Bir Çift Ayakkabı

    Kapıda Bir Çift Ayakkabı, Ali Haydar Haksal’ın toplumun uzağına düşen insanların hayatlarını odağa alarak yazdığı öykülerden oluşuyor. Deliler, yaşlı ve yalnız insanlar, bir aşk uğruna bir ömür harcamış olanlar… Aksal, olağan olanın dışına taşan yaşamları ele alarak, oradan metafiziğe açılan bir kapı aralıyor. Eser bu haliyle, eşine artık pek rastlanmayan bir duyarlılığın, çarpıcı bir anlatımın ürünü…

    9,90
  • Karamazov Kardeşler

    Dostoyevski, yaşamının son yıllarında başyapıtı Karamazov Kardeşler’i tamamladığında, Rus yazınında ‘felsefe düzeyinde roman-tragedya denen türün de temelini attığının bilincinde değildi. Dostoyevski’nin yaşam birikiminin tümünü ve sanat gücünün doruğunu içeren bu roman, gerçekte insanı insan yapan ne varsa, onlara adanmış bir destan niteliğini taşır. Yazar, hiçbir romanında “Karamazov Kardeşler”de olduğu denli insan ruhuna inmemiş, insanoğlunu bu denli kesitler biçiminde, içgüdülerinin ve istencinin tüm görünümüyle sergilenmiştir. Bir aileyi konu alan ve bir felaketler zinciri olarak gelişen olay örgüsü, bireysel öğelerin yanı sıra, ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısındaki Rus toplumunu da geçirdiği sarsıntıların tümüyle, dünya edebiyatında bir eşi daha bulunmayan bir sanat aynasından yansıtır.

    27,90