Sehe 281–300 zwischen insgesmt: 3487

  • Balkabağı ile Dünya Seyahati / Şehir Günlükleri 2

    Bir gün yaşadığınız yerde her şeyin tepetaklak olduğunu görseydiniz ne yapardınız? Hemen her yere dikilen ve insanların ne yapmaları gerektiğini söyleyen “Buraya Bakarlar” levhaları, karanlık çöktüğünde ortaya çıkan gölge adamlar, ürkütücü ormanlar ve düşlerini kaybetmiş insanlar düşünün…. Tüm bunların sebebini öğrenmek ve yeniden doğuşun büyülü öyküsünü yazmak istemez miydiniz? İsterdiniz değil mi? Kahramanlarımız da istiyor ve Kayıp Hayaller Hapishanesi’ne doğru zorlu bir yolculuğa çıkıyorlar. Ama umut hep var. Balkabağı ile Dünya Seyahati, hayalden sıyrılan bir hayatın nasıl yaprak gibi boşlukta savrulup kuruduğunu çarpıcı bir şekilde anlatırken bir yandan da düşlerin peşinden gitmenin, umuda ve hayale sarılmanın önemini fısıldıyor. Hayat da zaten gizemle, düşle ve umutla harmanlanmış bir armağan değil mi?

    9,09
  • Bana Bir Masal Anlat

    BANA BİR MASAL ANLLAT ANNECİĞİM ! Senin tatlı sesini dinlerken Uyuyayım . Hayal yolculuğunda , yeni Arkadaşlar edineyim . BANA BİR MASAL ANLAT BABACIĞIM ! Cömerliği Keloğlan’dan , Cesareti Aslan’dan , Öğüdü Güvercin’den dinleyeyim . BANA BİR MASAL ANLATIN ! Aldatmanın kötülüğünü , İnadın anlamsızlığını , Kıskançlığın zararını öğreneyim . BANA BİR MASAL ANLATIN …

    13,69
  • Bana Bir Yol Çizer Misin?

    El âlem ne der ile vicdanım ne der duvarlarından oluşan labirent arasında kalan insanlığın, bu çıkmazdan kurtulmak adına, kâh el âleme kâh vicdana çarpa çarpa yol alması mümkün mü? En en az bu soru kadar içinizden geçirip ifade edemediklerinize ayna tutan bir eserle buluşmak istemez misiniz? Elinizdeki kitap iç yolculuğunuzda arkadaşınız olmak için…

    6,79
  • Bana Öğretmenini Söyle

    İlkokulu bile bitirdiği meçhul olan babam, o gün büyük bir pedagogluk örneği sergilemişti. Başımı öne eğdiğim için sadece yüzümün bir yarısına bakarak söylediği şu sözleri unutamam: “Karnen ölçü değil, senin yarınını değil bugününü gösteriyor karne. Yarın çok şeyler değişir. Sakın bu zayıflarla okumaktan kurtulurum sanma. Otuz yaşına da gelsen okuyacaksın. Ya bu deveyi güdeceksin ya bu deveyi, diyardan gitmek yok!” Anladım ki kaçış yoktu. Pılımı pırtımı alıp içime döndüm. İçim gerçek evimmiş meğer; bunu anladım. Şair Hüseyin Akın’ın öğretmen kimliğiyle, ancak şair duyarlılığıyla eğitim sorunlarını ve olgularını ele aldığı Bana Öğretmenini Söyle, ezber yaptırmayan; ezber bozan denemelerden oluşuyor. Öğretemediklerimiz, Eğitemediklerimiz, Bir Türlü Anlatamadıklarımız adlı üç başlık altında toplanan denemelerde gençlerden yana tavır alan Akın, olaylara onların perspektifinden de bakarak kalıcı çözümler sunuyor.

    7,94
  • Bana Seni Seviyorum Deme Evlen Benimle

    Tuzlu kahve gerçek aşkın sıvı halidir… Hayatta birçok kez haksızlığa uğrarız. Lakin öldüreceğini sandığımız hiçbir acıda yılmayız… Herkesin bir hikâyesi vardı. Kimi dile getirmedi acıyan yanlarını. Oturup kâğıda döktü acılarını. Kimi yalnızca sustu, içine ata ata doldu taştı… Yine de tek kelime edemedi. Hayat kimine sevebileceği nice kalpler sundu, kimse sevemedi. Elbet benim de dile getiremediğim acılarım var. Anlatmak istesem anlatılmaz… Zaten bazı acılar dile getirilemez. Getirilmek istense de kelimeler yetmez… Dilinden, “Seni seviyorum,” sözü eksik olmayan insanlar zaten sevemez. Aşk hissettirmektir, emektir, bunu kimse bilmez. Dil, “Seviyorum,” dese de her yürek sevemez. Erkek, “Seviyorum,” der, sevdiği kadının tuzlu kahvesini içer.

    5,64
  • Bana Seni Seviyorum Deme Evlen Benimle

    Erkek “Seviyorum” der, adam sevdiği kadının tuzlu kahvesini içer.
    Hayatta birçok kez haksızlığa uğrarız. Lakin öldüreceğini sandığımız hiçbir acıda yılmayız…
    Herkesin bir hikâyesi vardı. Kimi dile getirmedi acıyan yanlarını. Oturup kâğıda döktü acılarını.
    Kimi yalnızca sustu, içine ata ata doldu taştı…
    Yine de tek kelime edemedi. Hayat kimine sevebileceği nice kalpler sundu, kimse sevemedi.
    Elbet benim de dile getiremediğim acılarım var. Anlatmak istesem, anlatılmaz…
    Zaten bazı acılar dile getirilemez. Getirilmek istense de kelimeler yetmez… Dilinden seni seviyorum eksik olmayan insanlar zaten sevemez.
    Aşk hissettirmektir, emektir, bunu kimse bilmez. Dil “seviyorum” dese de, her yürek sevemez.

    7,94
  • Bana Seni Seviyorum Deme Hissettir

    Sevmekten daha önemli şeyler vardır. Hissettirmek gibi koklayarak öpmek gibi. Bazen sevilmekten çok varlığını hissetmek istersiniz. Varlığını hissedemediğiniz birini sevemezsiniz. Kadınlar sevildiğini duymaktan çok hissetmek ister. Sevdiği adamın sevgisini hisseden kadından daha güzeli yoktur. Sevdiği kadına sevgisini hissettiren erkeğin aşkına doyum olmaz. Ben bu kitapta kendimi sana hissettirmeye geldim. Ben sevdikçe hissettirdim, sen hissettikçe gittin. Oysa sen benim kalbimin kafası güzel haliydin. Ve o gün öyle bir gittin ki, ben o günden sonra kendimi hissetmedim. Ve o kalple seni sevdim…

    7,94
  • Bana Seni Seviyorum Deme Sev

    Kurduğum en güzel hayallerim yıkıldı. Hem de beklenmedik insanlar tarafından. Bense bu duruma sadece sessiz kaldım. Korkaklığımdan değil, kırgınlığımdan. İnsanın bazen en çok söylemesi gereken şeylerin yerine sahne alır suskunluğu. Bende sustum ve kendi gösterimi kendim izledim. Gişe rekoru kıran bu gösteride, başrolü yalnızlığım ve hayal kırıklıklarım oynadı. Bende yalnızca izledim. En güzel hislerimi değmeyecek insanlar uğruna heba ettim…

    7,94
  • Bantlasam Yapışmaz Mı ? / Canavar Kardeşler 5

    Kalemim, arabam ya da aynam kırıldığında hiç dert etmem. Sarılırım bant ya da yapıştırıcıya. Peki ya bir kalp kırdığımda? Bantlasam yapışmaz mı? Acaba ne yapmalı?

    7,90
  • Barbar Modern Medeni

    Adab-ı muaşeretten şehir hayatına, mimariden müziğe, mutfak kültüründen uluslararası siyasete kadar her alanda karşımıza çıkan medeniyet, son iki asırdır gündemden düşmeyen ve bir o kadar da örselenen ve tüketilen bir kavram. Savaş çıkartmak isteyenler de barış yapmak isteyenler de aynı kelimenin arkasına sığınıyor . “Medenileştirme misyonu” adı altında yapılan barbarlıklar , modernitenin karmaşık tarihini yeniden ele almamızı zorunlu kılıyor . Barbarlığın, modernliğin ve medeniliğin aynı anda tecrübe edildiği bir çağda Batı, medeniyet hakkındaki sözünü tüketiyor; İslam dünyası ise söyleyecek sözünü arıyor . Elinizdeki kitap bu arayışın izlerini sürerken akla ve erdeme dayalı bir medeniyetin ancak belli bir varlık tasavvuru, dünya görüşü, bilgi anlayışı ve estetik duyuş ile mümkün olabileceğini savunuyor . “Medeni olmayı ve günümüz medeniyetini evrensel olduğu kadar milli (T ürk, Osmanlı, İslam) ve tarihi bir çerçeve içinde, Doğu-Batı kaynaklarına dayanarak, felsefi bir görüş ile inceleyen bu kitap, modernitenin iyi ve kötü her yönünü irdelemiştir . Varlığın değerini vurgulayan bu değerli çalışmayı herkesin okumasını ısrarla tavsiye ederim. ” Kemal H. Karpat Wisconsin Üniversitesi Öğretim Üyesi “İbrahim Kalın medeniyet, barbarlık ve modernite arasında asırlar boyunca kurulan bağlantıları naklederken barbarlığın ‘modernleşme ‘ ve ‘ilerleme ‘ adına aldığı yeni şekillerini inceliyor , sonra ‘medeniyet’ kavramının tekrar inşasının artık bir zaruret haline geldiği gerçeğini gözler önüne sererek, ‘Batı’nın medeniyet adına söyleyecek sözünün tükendiğini, İslam dünyasının ise söyleyeceği sözü aradığını’ ifade ediyor . Kitabın önemli özelliklerinden biri, devlette üstlendiği ağır görevlere rağmen ilmi çalışmalarına fasıla vermeden devam eden İbrahim Kalın’ın, eserinde bu zorluğun üstesinden gelmesi ve önemli fakat oldukça ağır bahisleri herkesin rahatça anlayabileceği bir T ürkçe ile ifadeye muvaffak olmasıdır . ” Murat Bardakçı Tarihçi – Yazar

    10,90
  • Barbarları Beklerken Edward W. Said Anısına

    Barbarları Beklerken, 25-26 Mayıs 2007 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi’nde aynı ad altında düzenlenmiş konferans bildirilerinin bütünüdür. Edebiyatın Gücü, İktidara Hakikati Söylemek, Filistin Sorunu ve Bugüne Edward Said’in Gözüyle Bakmak başlıklarındaki dört bölümde Mariam C. Said, Elias Khoury, Timothy Brennan, Jacqueline Rose, Fawwaz Traboulsi, Rashid Khalidi, Saree Makdisi, Tuncay Birkan, Ilan Pappé, Raja Shehadeh, Karma Nabulsi, Joseph A. Massad, Meltem Ahıska, Gauri Viswanathan ve Mahmood Mamdani’nin bildirileri bütünlüklü bir Said portresi çiziyor. .

    9,09
  • Barbaros Denizlerin Hakimi

    Barbaros Hayreddin Paşa… Akdeniz’i bir Türk gölü haline getiren, düşmanlarının bile büyük saygı duyduğu denizcilik tarihinin belki de en büyük denizcisi. Çocukluğundan itibaren cesareti ve iradesiyle hep en önde olan Barbaros, Türklerin denizlere hâkim olmadığı sürece fitnenin bitmeyeceğine inanıyordu… Denizler ise acımasızdı, en yakınlarını, sevdiklerini kaybetti hırçın dalgalarda… Akdeniz’in kalbinde zehirli hançer gibi saplı Rodos Şövalyeleri, Endülüs’e zulüm eden İspanyollar, Müslümanlara zarar veren korsanlar, Habsburglar, Papalık, Venedik, Ceneviz, Malta, Portekiz ve diğerleri… Türkleri denizlerden atmak için bütün gayretleriyle çabalıyorlardı. Denizlerin hâkimi olmak bu Haçlı ittifakı karşısında zordu, fakat Barbaros da yalnız değildi. Leventleri, hocası Kemal Reis, Piri Reis gibi dostları ve Devleti Aliyye bütün imkânlarıyla Barbaros’un yanındaydı. Eserleri altı dile çevrilen, Türkiye’nin en çok okunan tarihî romanlarının yazarı, okurları tarafından “Günümüzün Peyami Safa’sı” olarak anılan Okay Tiryakioğlu’nun kaleminden sürükleyici, heyecanlı ve derinlikli bir Barbaros romanı…

    7,94
  • Barbaros Hayreddin Paşa Akdeniz’i Türk Gölü Yapan Amiral

    Barbaros Hayreddin Hızır Reis, Cezayir’in sultanı idi. Kanuni Sultan Süleyman’ın bir işareti üzerine sultanlığın tapusunu padişahın önüne koydu. Birlik ve beraberliğin sembol ismi oldu. Osmanlı armadasının başında Akdeniz’e açılan Barbaros Hayreddin Paşa, 1538’te Avrupalı devletlerin bir araya getirdiği en büyük Haçlı donanmasını Preveze’de ağır bir hezimete uğrattı. Akdeniz, bir Türk gölüne dönüşürken, Avrupalılar Akdeniz’de tahta parçası yüzdüremez hâle geldiler. Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Türk denizcilik tarihinin bu en önemli simasının neslini, ağabeyi Oruç ve mücahid yoldaşlarıyla hem korsan gemilerine hem İspanyollara karşı verdiği akıl almaz mücadeleyi, Cezayir’e hâkim olarak idare ve siyaset alanında gösterdiği başarıyı, Endülüs Müslümanları için çektiği çileleri, İspanyolların Mağrip’te yerleşmelerinin önünü kesen efsanevi kahramanlığını ve nihayet Osmanlı kaptan-ı deryası olduktan sonraki serüvenini kitapta çarpıcı detaylarıyla anlatıyor. Tarihi Sevdiren Adam, bu eseriyle Türk denizciliğinin yüz akı olan Barbaros Hayreddin Paşa’nın destansı hayatını okuyucuların gözleri önüne seriyor.

    11,90
  • Barbaros ve Korsanlar

    Bu kitap ile sadece tarihin en büyük denizcisi olan Barbaros Hayrettin Paşa ve kardeşlerinin sarsıcı hikayesine şahit olmayacak aynı zamanda korsanlık hakkında da bir çok ilginç bilgiye ulaşacaksınız. Bir yandan Barbaros kardeşlerin hikayesine dahil olurken, bir yandan da korsanların savaş taktiklerinden, ölülerine nasıl bir cenaze töreni yaptıkları ve kullandıkları bayrakların anlamları nelerdi gibi, daha bir çok bilginin içinde bulacaksınız kendinizi. Akıcı üslubu ile “Barbaros ve Korsanlar” kitabıyla beraber tam anlamıyla denizciliğin legal ve illegal dünyasının içinden çıkamayacaksınız.

    9,09
  • Başarı ve Mutluluk İçin Hayata Gülümse

    Yavru deve annesine sormuş: “Anne, bizim niye hörgücümüz var?” “Yavrum!” demiş anne. “Çöl sıcağında susuzluğa dayanalım diye.” “Peki anne…” demiş. “Bizim toynaklarımız niye bu kadar geniş?” “Yavrum!” demiş. “Çölde ayaklarımız kuma batmasın diye.” “Anne, bizim boynumuz niye bu kadar uzun?” “Yavrum!” demiş. “Çölde uzaktan gelen tehlikeleri görebilelim diye.” “Peki anne, Allah aşkına bizim hayvanat bahçesinde ne işimiz var?” Mutluluk ve başarı için hayata gülümsetmeye çalışan bu eserde yazar verdiği örneklerle ve küçük hikâyelerle mutluluğun ve başarının aslında bizim içimizde olduğunu anlatıyor. Hani ressama sormuşlar; “Mutluluğun resmini çizebilir misin?” diye. Ressam cevap vermiş: “Ben çizerim de sen anlayabilir misin?” Gelin hep beraber mutluluğun resmini anlamaya çalışalım…

    10,24
  • Başarısızlar Kulübü

    “Bir kişi görünmeyendir. Ya iki kişi? Görünen, koca bir destektir!” Çimen, Yağmur ve Polen… Birbirini tanımayan üç çocuğun yolu “Başarısızlar Kulübü”nde kesişiyor. Peki, bu kulübe kimler katılabilir? Başarısız olma korkusuyla yüzleşmek isteyen herkes! İşte, bu hikâye kendilerini derslerde, sporda, sanatta veya aklımıza gelebilecek her alanda başarısız hisseden herkesi kucaklıyor. Sen de başarı yarışında kendini geride kalmış hissediyorsan bu kitap sana “Pes etme!” diye fısıldıyor.

    7,90
  • Başarıya Götüren Aile

    Sınav Döneminde Anababalık Bu kitap, çocuğunun başarılı olması için, “Çok çalış oğlum/kızım,” demenin ya da tüm maddi olanaklarını seferber etmenin ötesinde bir şeyler yapmak isteyen anababalara yol göstermek amacıyla yazıldı. Her anababa, okul başarısı için çocuğuna yardımcı olmak ister. Ama öğrenme sürecinin bilimsel temellerini kavramadan atılacak her adım, iyi niyetli de olsa, çocuğu engelleyebilir. Başarıya Götüren Aile, sınav döneminde çocuklarına destek olmak için doğru ve etkili yöntemler arayan tüm anababalara kılavuzluk edecek.

    6,79
  • Başını Örten Kızlar Felsefe Bilmelidir

    “Başını Örten Kızlar Felsefe Bilmelidir” İsmet Özel’in Türk yazısı ile neşrolunan çift kapaklı beşinci kitabıdır. Türk istiklâli sözüne bir mânâ atfetmek için başını örten kızların felsefe bildiği günü beklemekten başka çare yok. Varsa ben bilmiyorum. Bu arada gönlümüzü karartmamak için zihnimizi meşgul edecek bir şeyler bulmamız lâzım. Köprülerinin altından çok suların aktığı söylenen, küreselleşmenin hallaç pamuğu gibi attığını sinir gerginliğiyle gözlemlediğimiz yerkürede Türk istiklâline ne kıymet verildiği kimin umurunda? Daha vahim sual: Türklerin istiklâle kavuşması ile Türk gücünün neye yettiği arasında bir münasebet, bir mütekabiliyet olabilir mi? Neyi anlar, hangi yola girer isek Türk milletinin istiklâline kıymet biçmemiz mümkün olabilir? Hayrını ancak onu ahiretin tarlası bilip sürerek geçirirsek göreceğimiz dünya hayatının bütün zamanlar ve bütün mekânlarda hangi illetten mustarip olduğunu, bu illetin isimden mahrum bırakılıp bırakılmadığını fark etmeden mezkûr suallere cevap bulmamız mümkün değil. Olanca sıkıntı temsil eden (Müslüman) ile temsil edilen (İslâm) arasında idrak etmeğe icbar edildiğimiz kaçınılmaz mesafeden doğuyor. Nedir o mesafenin karakteri? İhlâs ve takva aynı şey mi?

    11,39
  • Başka Bir Dünya

    Billur bir deniz kenarı, atıklardan arınmış bir toprak, dallarına neşeli kuşların tünediği bir ağaç gölgesi, bahçelerinden taptaze bir bahar havası yeşerten evler, doğaya minnet duyan güler yüzlü insanların yaşadığı bir kent mümkün mü? Yani, başka bir dünya mümkün mü? Bu masal, değişime kendilerinden başlayarak yeniden doğuşun büyülü bir öyküsünü yazan olağanüstü iki karakteri, onların farkındalık dolu yaşamlarını ve toprağa dayalı mücadelelerini anlatıyor. Dünyamızı korumak ve ona iyi bakmak için hepimizin yapabileceğini bir şeylerin olduğunu, bir insanın değişmesiyle dünyanın bambaşka bir yer hâline gelebileceğini kulağımıza fısıldıyor. Dinlemeye hazır mısın?

    7,94
  • Başka Bir Ekonomi Mümkün Ekonomik Sistem Alternatiflerine Dair Tartışmalar


    Dünya ekonomisi 2008 finansal kriziyle birlikte bir çöküşün eşiğine gelmişti. Aradan geçen sürede merkez bankalarının ve hükümetlerin milyarlarca dolarlık müdahaleleriyle çöküş engellense de dünya ekonomisinin büyüme oranları düşük seyretmeye, istihdam yaratma kapasitesi daralmaya ve eşitsizlikler artmaya devam etti. Bu arada da kapitalizmden başka bir ekonominin mümkün olup olmadığına dair tartışmalar da yaygınlaşmaya başladı. Bu bağlamda dünyaca ünlü sosyolog Manuel Castells’in bir grup araştırmacı ile birlikte yaptığı çalışmaları derlediği bu kitapta sunulan teorik argümanlarla istatistiki bulgular ve vaka çalışmaları, bir yandan bugünkü sistemin arızaları üzerine düşünmeyi bir yandan başka bir ekonomiye dair hayaller kurmaya kışkırtıyor okuyucuyu… Çevresel felaketlere yol açan ekonomik büyümenin olmadığı bir sistem tahayyül edebilir miyiz? Piyasaların dışında süregiden armağan ekonomilerinden, bakım emeğinden neler öğrenebiliriz? Blockchain bize ne vaat ediyor? Bitcoin gerçekten geleceğin parası olabilir mi? Finansal hizmetleri bankalar dışında organize edebilir miyiz? Kapitalizmin içerisinde filizlenen alternatif ekonomi pratikleri kalıcı olabilir mi? Yavaş Kent hareketlerinin dirençliliği geleceğe yönelik neler anlatıyor? Bu kitap, sosyoloji, ekonomi ve genel anlamda sosyal bilimler alanlarındaki öğrencilere, bilim insanlarına ve toplumların ve ekonomilerin günümüzde nasıl değiştiğini kavramak isteyen herkese büyük fayda sağlayacaktır.

    “Manuel Castells ve çalışma arkadaşları temel bir hakikatin altını çiziyorlar: Tüm ekonomiler kültürel biçimlerdir. 2008 finansal krizi, neoliberal kapitalizmin iflasını ve ondan kaynaklanan insani ızdırabı kanıtladığı anda, paylaşım ve dayanışma kültürleri üzerinde temellenen ve bazıları bu tam vaktinde yazılmış olan çığır açıcı kitapta incelenmiş olan, ekonomik yaşamı örgütlemenin alternatif yolları ortaya çıktı. Mutlaka okunması gerekiyor”.
    Paul Mason, Kapitalizm Sonrası: Geleceğimiz İçin Bir Kılavuz’un yazarı

    11,39