Yayın Tarihi: | 17.06.2020 |
ISBN: | 9786057690982 |
Dil: | TÜRKÇE |
Sayfa Sayısı: | 160 |
Cilt Tipi: | Ciltli |
Kağıt Cinsi: | Kitap Kağıdı |
Boyut: | 13.5 x 21 cm |
Yorumlar 19 Paylaş Çürük Ali Mikrop Necati Fırçala Dişi Bitir İşi
€15,22€17,90
Güneş yavaş yavaş doğmaya başladı, mikroplar mahallesindeki odamın içi iyice ısındı. Bu tek bir şey demek: Yemek vakti!
Şimdi canım arkadaşım Mikrop Necati ile yapmamız gereken şey kendimize yiyecek dolu güzel bir ağız bulmak.
Ben kim miyim? Tabii ki Çürük Ali! Mikroplar aleminin birinci kralı.
Haydi Necati, çürütülecek dişler bizi bekler!
7 vorrätig
Kategorie | Kinderbücher, Unsere Empfehlung |
---|
14.90
Weitere Bücher
-
Fabrika Ayarı
Biz sohbetin gücüne ve bereketine inanıyoruz. Zira sohbet bir hâl aktarımıdır. Sohbet gönlün dile gelmesidir. Sohbet kalbin içindekinin bütün yalınlığıyla dışa vurmasıdır. Sohbet ile söz âdeta can bulur, can olur, can verir. Evet, bir sohbetin, muhabbetin sonucunda ortaya çıkan bu kitabın temel amacı bir yerlerde aksini bulmak, bir gönülden yankılanmaktır. Bir başlangıca vesile olmak, bir umudu diriltmektir. Bütün meselemiz, bir insanın kalbine dokunabilmektir. Sadece bir kardeşimizin fabrika ayarıyla, yani fıtratıyla yüzleşmesine aracı olsa, bu kitap görevini fazlasıyla yapmış olacaktır. Umudumuz, belki de kurtuluşumuza sebep olacak o bir kişidir. Duamız, o bir kişiye ulaşabilmek, dokunabilmektir. Niyazımız, o bir kişinin yarasına merhem olabilmektir. Ötesi değil, fazlası da değil: Sadece o bir kişi. Âmin.
-
İslam İlmihali (Küçük Boy)
Kitapta; itikat, ibadet, helaller ve haramlar, yapılması günah olan şeyler, ahlâk ve Peygamberimiz Hz. Muhammed ile ilgili bölümler yer almaktadır. Kitabın bölümlerinde, Müslümanların gündelik hayatında karşılaşabileceği dini sorulara cevaplar yer almaktadır.
-
Dul Kadının Oğulları
İşaretleri bilirseniz onları görebilirsiniz!
Neden kendilerine ”dul kadının oğulları” diyorlar?
Nasıl örgütleniyor, nasıl haberleşiyorlar?
Gizli şifreleri, esrarengiz işaretleri nelerdir?
Ergenekon’un masonik şifreleri!
150 yıl sonra hortlayan esrarengiz örgüt Ercümen-i Daniş!
Çırak dereceli ünlü mason!
Çekirdek kadrodaki şaşırtıcı isim: Doğu Bey!
TBMM’deki esrarengiz işaretler, kim tarafından nasıl konuldu?
Meclis binasını yapan mimarın büyük sırrı neydi?
Mimar Sinan’ın kafatası nasıl kayboldu, şimdi nerede?
Cadde ve sokak adlarını dahi onlar koyuyor, peki nasıl?
28 Şubat’ın arkasındaki kilit isim bir masondu!
Onları nasıl tanırsınız?
Nihai hedefleri ne?
İlk kez belge ve fotoğraflarıyla tarihin en gizemli örgütünün
şaşırtıcı hikayesi
Yıllar süren bir araştırmanın ürünü olan bu kitap hayata ve
olaylara bakışınızı değiştirecek. -
Ailesiz Toplum Modern Ya Sonrası?
İnsanlık adına çok büyük bir değişim döneminin arifesindeyiz. Öyle bir değişim ki, bildiğimiz hemen her şeyin; “devletin”, “dinin”, “toplumun”, “ahlakın”, “cinsiyetin”, “işin” anlamının değişeceği, dönüşeceği, translaşıp karmaşık formalara bürüneceği; tarihte daha önce hiç yaşanmamış yeni bir dönem geliyor. Görünen o ki, son yıllarda devletlerin frenlemesinden kurtulan büyük şirketlerin elinde ürkütücü bir hızla gelişen teknoloji vasıtasıyla gelen bu dönemden ne vücut ne mana olarak “insan” da sağlam çıkamayacak.
Geliştirilen yapay zekâlı robotlar/makineler egemenlerle en alttakiler arasındaki mesafeyi öylesine açıyor ki, bu mesafe egemenlere artık; “Tanrı olmanın vakti geldi” demenin cüretini veriyor. Yeni paganist dönem dedikleri bu dönemde, tanrı rolünü oynamak için önlerinde engel olarak gördükleri “insaniyet merkezli” dünyayı, bu dünyanın ürettiği hümanizmi, “insanlığın büyük kibri” dedikleri “İnsan Hakları”nı, 300 sene önce öldürdüklerini ilan ettikleri tanrıdan geriye kalmış “hortlak”ı (ahlakı) ve binlerce senelik normları yeniden tanımlamak veya tarihe gömmek istiyorlar. Bunun için en uç, en sapkın unsurları; yani toplum içinde en dayanaksız ve kontrol edilebilir unsurları merkeze davet ederek, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” ve “Hayvan Hakları” gibi projeler üzerinden bir ahlaki altüst oluş, tüm toplumsal değerlerin yerinden edildiği bir “Ahlaki Kaos” var etmek istiyorlar.
Henüz büyük kalabalıkların pek de hissetmedikleri ancak egemenlerin “insan sonrası” diye adlandırdıkları bu dönemi, her geçen gün daha derinden hissedeceğimizi söylemek zor değil. Yapay zekâlı robotlar milyarları işsiz bıraktığında, devasa şehirler fakirlerin toplama kamplarına dönüştüğünde, gidilecek köyün, ekilecek tarlanın, bakılacak hayvanın, bunları yapacak becerinin çoktan kaybedilmiş olduğu fark edildiğinde yaşayacağız büyük şoku.
Güçsüzler tarihin hiçbir döneminde güçlülerin karşısında bu kadar çaresiz ve bu kadar darmadağın olmadılar. Bu dağınıklık egemenlere, artık kendilerine ihtiyaç duyulmayan sanayi toplumlarının artıkları/atıkları/lüzumsuzları olan devasa kitlelerden kurtulabilmek için cüretkâr projeler üretme cesareti veriyor. -
İNANCIMIZIN TEMEL ESASLARI
Üçtane sualin cevabını hepimiz çok açık, net ve kesin olarak bilmeliyiz.
Bütün çalışmalarımız, her şey, bunun üzerine bina ediliyor.
Bunu (üç soruyu) bir insan, açık ve berrak bir şekilde bilirse;sağlam bir temele oturur, sarsılmaz, sadık, yılmaz bir mücâhid olur, iyi insan olur.
Nedir bu temel taş?..
-
Faydasız Randevu
Faydasız Randevu’nun Türkiye’ye çorbada tuz misali bir faydası dokunması benim için hayatî bir önem taşımasaydı ne bu kitabı, ne de herhangi başka bir şeyi yazardım. Uyduruk ifade ve ibareler içinde boğulmuş insancıkların “çağına tanıklık etmek” faaliyetine yüksek bir değer atfettiğine “tanık oldum”. Onların her birini birer insancık görmem hepsinin işin doğrusuna yanaşmaktan imtina etmesi, doğrudan ölümden korkar gibi korkmalarıdır. İşin doğrusu Allah’ın birliğine şehadetle onun yolunda şahadetin birbirinden ayrılmayacağıdır. Ben solcu görünerek Türkiye’nin sosyalist bir idareye kavuşmasına engel olanları gördüm. Hiçbir şekilde onların arasında değildim. Onlardan biri değildim. Müslüman görünerek Türkiye’nin İslâmî bir idareye kavuşmasını engellemiş olan ve halen Türkiye Cumhuriyeti’nin haritadan silinmesi yolunda yelken-kürek telaş içinde olanlar ise beni aralarına almadı. İstemiş olsam dahi onlardan hiçbiriyle tesanüte varan anlaşma mahalli paylaşamadım. Ömrümün sona ermesine çok zaman kalmadı. Çocukluğumdan beri her vesileyle koşa koşa ve büyük bir hevesle kavil mahalline varıyorum. Şimdiye kadar orada kimseyle karşılaşamadım. Randevu gerçek; ama faydasız.
-
Yusuf İslam – Cat Stevens / Örnek İnsanlar Dizisi 2
1970’li yıllarda milyonların peşinden koştuğu genç bir müzisyen, kendisini gerçekten mutlu edecek ve yaşadığı hayata anlam katacak bir ışık arıyordu. Sahne spotlarından çok daha parlak, kalbinin en derin köşelerine kadar aydınlatacak bir ışık… O, aradığı ışığı, kalbini iyileştirecek şifayı, kendisine hediye edilen bir Kur’an mealinde buldu… Ve Müslüman olarak, İslamiyet güneşinin, yüzünü samimiyetle ona dönen herkesi aydınlatacağını bütün dünyaya gösterdi…
-
Var Mısın? Güçlü Bir Yaşam İçin Öneriler
GÜÇLÜ BİR YAŞAM İÇİN DOĞAN CÜCELOĞLU’NDAN TAVSİYELER… “Gençliğimde gergin, stresli, mutsuz günlerim çok oldu. Kendimi suçlu hissettiğim, değersiz gördüğüm dönemler yaşadım. Şimdi hayatım anlamlı, coşkulu ve şükür duygusuyla dopdolu… Neden? İçinde yaşadığım koşulların iyileşmesinden mi? Geliştirdiğim farkındalıkların sonucu mu?” Doğan Cüceloğlu Doğan Cüceloğlu, yalnızca psikoloji kariyeriyle değil, insan hayatına dokunan ve insana dair her hikâyeden şifa çıkarabilen bilgeliğiyle bu coğrafyanın en önemli ilim insanlarından biri. Seksen yılı aşkın ömrünün bir birikimi olarak, şimdi herkesin merak ettiği “hayati” sorulara en samimi cevaplarını sunuyor. Herkes gibi aslında o da hâlâ savaşıyor, keşfediyor, hayata değer katıyor. Hayatın anlamı nedir? İnsan kendini nasıl geliştirir? Umutsuzluk nasıl aşılır? İçimizdeki öz nasıl ortaya çıkar? Çevremiz bizi nasıl etkiler? Kime akıl danışılır? Yaşam neleri ödüllendirir? Zihin nasıl işler? “Biz” olmak için neler yapılmalıdır? Ömür yolculuğunda neyin önemli olduğunu anlamak, keşif ve merak duygularına sahip çıkmak bir hayatı “kıymetli” kılmak için en önemli meziyetler arasında. Elinizdeki rehber niteliğindeki kitap, yaşamı boyunca bu meziyetlerin peşine düşmüş ve her ânına onları ilmek ilmek işlemiş Doğan Cüceloğlu’nun, Deniz Bayramoğlu ile sohbetlerinden oluşuyor ve herkese şu soruyu soruyor: “Zorluklarla başa çıkmaya, içindeki gücü keşfetmeye VAR MISIN?”