Sehe 1521–1540 zwischen insgesmt: 3487

  • İslam’da Fikir ve Davet Önderleri

    İslâm, yaşayan ve sonsuza dek var olacak, selefimizin bize emanet ettiği bir kültür birikimidir. Bu mirastan saf sünneti, ahlaki yapıyı, en ince ayrıntısına kadar işlenebilir hukuk kaidelerini ve İslâm edebiyatını, kısaca İslâmî kültürü kastediyoruz. Bütün bu değerlerde, her ferdin kapasitesine göre bir katkısı vardır. Bu dine karşı beslenilen güvensizlik duygusunu ortadan kaldırmaya çalışan, yabancı her türlü düşünce ve ideolojilere karşı mücadele eden, dinimizin temel esas ve kaynaklarını her türlü fitneden korumaya çalışan, hadis ve fıkıh üzerinde ümmetin problemlerine çözüm için araştırmalarda bulunan, içinde bulunduğu asrın toplumunun değerlerini İslâmî açıdan hesaba çeken her insanın bu mirasta payı vardır. İnsan aklının donuklaştığı dönemlerde kuvvetli belagat ve edebî üslup ile onları doğruya çağıran herkesin bu muazzam kültür mirasında katkısı mevcuttur. Bu eser, uzun süredir ihtiyaç duyduğumuz bir eksikliği gidermekte ve İslâm tarihi için önemli bir konuyu kapsamaktadır. Eserde, İslâm tarihinin çeşitli dönemlerinde yaşayan Müslümanların siyasî, dinî, ve sosyal yönleri islahatçı bir yaklaşım ile ele alınmış ve özellikle Emeviler döneminden bu yana gelen islahatçı İslâm önderlerinin en önemlilerinin tanıtımları yapılmıştır.

    6,79
  • İslam’da Sosyal Devlet

    Bu kitabımız, siyasi/idarî, iktisadî ve malî unsurlar içeren Sosyal İslâm kavramı kapsamında hem İslâmî sosyal devlet modelinin ve buna bağlı kamusal/sivil sosyal politikaların teorik ve uygulamaya yönelik temel esaslarını tarihî gelişim içinde ortaya koymakta, hem de İslâm’ın beş şartı içinde yer almakla birlikte haddizatında İslâmî sosyal politikaların en önemli malî araçlarından biri olarak görülmesi gereken zekât müessesesinin sosyo-ekonomik özelliklerini ve hedeflerini kamusal sosyal harcamalar ekseninde tahlil etmekte ve nihayetinde günümüze ışık tutacak bir şekilde yoksulluk gibi sosyo-ekonomik sorunların çözümüne dönük alternatif/tamamlayıcı bir zekât modeli sunmaktadır.

    Prof. Dr. Ali Seyyar

    Sosyal İslâm kavramını ilk kez 2002 tarihli “Sosyal Siyaset Terimleri” kitabında tanımlayan Prof. Dr. Ali Seyyar, din hizmetlerinin sosyalleştirilmesi gereğini Sosyal İslâm’ın gücüne bağlamaktadır. Buna göre Sosyal İslâm; İslâm dininin, sosyal koruma sistemleri ve yöntemleri (sosyal güvenlik, sosyal hizmetler) ile ilgili tavsiye ettiği teorik ve pratik hükümlerin bütünüdür. Hocamız, son dönemlerde bu kavramın çerçevesini daha da genişleterek, Sosyal İslâm’ı, insanların oluşturduğu sosyal hayatın, sosyal hadiselerin, sosyal birliğin ve genel anlamda sosyal dünyanın mânâ ve ehemmiyetini, İslâmî değerler çerçevesinde sistemli bir biçimde inceleyen, açıklayan ve çözüm stratejileri sunan bir dünya görüşü olarak tanımlamaktadır.

    İbrahim Veli

    11,39
  • İslam’dan Hayata Ölçüler

    İyi günler değerli dinleyiciler. Bendeniz Ahmet Taşgetiren. Erkam Radyo’da “İslam’dan Hayata Ölçüler” başlığı altında bir program için birlikteyiz. Bu programı Nureddin Yıldız hocam ile birlikte yapacağız. Bendeniz genelde soru sorma konumunda olacağım. Cevapları daha çok Nureddin hocamdan almış olacağız. Programımızın başlığı “İslam’dan Hayata Ölçüler.” Yani İslam var, hayat var, ölçüler var. İslam-insan ilişkisi, İslam-Müslüman ilişkisi, İslam-toplum ilişkisi çerçevesinde bir sohbet gerçekleştireceğiz. Bu fıkhî anlamda bir soru-cevap programı değil. Daha çok İslam perspektifinden hayatımızı sorgulayacağımız ve İslam’a göre yeniden değerlendireceğimiz bir program olacak. Biz aracında giderken ya da evinde-mutfağında çalışırken herhangi bir insanımızın, sade insanımızın dünyasına girmek, oraya bu hassasiyetlerimizi taşımak durumundayız. İslam’ını, Müslümanlığını önemseyen insana hayatı ile Müslümanlığı arasında açı farkı varsa bunun muhasebesini yapmak, Müslümanlığımızı daha güzel bir Müslümanlık niteliğine büründürmek, Rabbimizin razı olacağı bir Müslümanlık kalitesine ulaştırmak, hayatımızı da içimize sinen bir çerçevede yaşamak, zorlanmadan yaşamak durumundayız. Bunlar özellikle bu zamanda son derece önemli.

    5,90
  • İslam’ın İlk Asrında Kadın (Ciltli)

    Hem ülkemizde hem de dünyada İslâm toplumunda kadın konusunu değişik yönleriyle ele alan pek çok kitap ve makale bulunmaktadır. Ancak bu çalışmaların bazısı ilmî ciddiyetten uzak olup bazısı daya çok dar çerçevede veya güncel anlamda konuya yaklaşmaktadır. Ayrıca bunlar arasında İslâm’a saldırı amacıyla kaleme alınmış olanlar ve bunlara tepki olarak yazılan kitaplar da bulunmaktadır. Hz. Peygamber (sas) devrinde kadının toplumdaki yeri, statüsü ve kısaca bütün alanlardaki konumu mevcut kaynaklardan istifade edilerek ortaya konulursa bu konuda pek çok tartışmanın kendiliğinden çözüme kavuşacağı kanaatindeyiz. Çünkü bu konuyla ilgili bir çok problem, kadının o dönemdeki durumunun net olarak bilinmemesinden kaynaklanmaktadır. Diğer taraftan Raşid Halifeler devri ve sonrasındaki Emevîler Dönemi ise üzerinde hassasiyetle durulması gereken önemli devirlerdir. Zira o yıllarda İslâm toplumu hem siyasal hem de sosyo-kültürel açısından önemli ve köklü değişimler yaşamıştır. Şüphesiz bu değişimlerde kadının toplumdaki konumu da nasibini almıştır. Uzun yılların emeği olan bu çalışmada, İslâm dünyasında ve batıda ‘’Müslüman kadın’’ konusunda oluşanyanlış algıların kaynaklarının tespiti ile meselenin daha doğru bir zeminde nasıl değerlendirilebileceğinin imkanlarını bulacaksınız.

    14,84
  • İslama Nasıl Davet Edelim

    Günümüzde kardeşlerimizin bir çoğu İslamı anlamak için çaba göstermekte, büyük zaman ve iş gücü harcamaktalar. Ancak bunların bir çoğu metodsuz ve disiplinsiz olduğu için sonuçta fazla bir başarı sağlayamamakta, hatta bir çokları karşılaştıkları sorunlar karşısında şaşırmakta, İslam davetine nereden ve nasıl başlaşacağını bilememektedirler. İşte bu eseriyle Fethi Yeken özellikle genç kuşağa yönelik davet faaliyeti yürüten kardeşlerin başarılı bir davet çizgisi takip etmeleri için dikkat edilmesi gereken kuralları anlatmakta, anlatılması gereken konuları sırayla işlemektedir. Yine davetçi kardeşlerimizin sürekli karşılaştığı, kainatın oluşumu ve Allah’ın varlığı gibi metafizik konularla, marksizm ve kapitalizm gibi metaryalist felsefenin ürünü olan sistemleri irdelemekte, akabinde de İslamın insanlığın tüm ihtiyaçlarını kuşatıcı evrensel düzenini ibadet düzeni, sosyal düzen, iktisadi düzen ve siyasi düzen başlıkları altında incelemekte, her kardeşin anlayıp, anlatabileceği tarzda İslamı tanıtmaktadır. Sonuçta İslam davetinin devlete ulaşması için İslami bir cemaatin gerekliliğini vurgulayan müslümanların bu yoldaki faaliyetlerini yoğunlaştırmalarının bir farziyet oluduğunu ifade etmektedir.

    6,79
  • İslamcılık Eksik Olan Artık Başka Bir Şey

    Türkiye’de (ve dünyada) İslâmcılık hiç olmadığı kadar çok tartışıldı, hâlen de tartışılmakta. Din siyaset ilişkisi başta olmak üzere, adalet, İslâmcıların talepleri, başörtüsü, din eğitimi, Kürt sorunu, Alevilik, kentleşme, kentsel dönüşüm, yoksulluk, Ortadoğu vb. konuları içeren son derece ciddi bir siyasal süreç yaşanmakta. Bu kitap, Cihan Aktaş’ın son on beş yılda İslâmcılık üzerine yaptığı okumaların sonucunda kaleme aldığı yazılardan oluşmakta.

    10,90
  • İslamda Cihad

    İnanç hürriyeti, insana ‘insanlk’ vasfını kazandıran ve en başta gelen temek haklardan birisidir. Aynı zamanda inanılan düşünceyi herhangi bir baskı ve şiddete başvurmadan yaymaya çalışmak da bir haktır. Elbetteki bu hakların aynı zamanda bir ödev niteliği arzettiği de dile getirilmelidir. Yani inanan insanlar, inançlarını kendileri yaşadığı gibi başkalarına anlatmakla da yükümlüdürler. Bu sörumluluk ise en anlamlı karşılığını islam inancınd bulmaktadır.

    7,94
  • İslami Açıdan Tarihe Bakışımız

    İlahî kanunlara uygun olarak gerçekleşen tarihten ibret alınması gerekmektedir. Tarih, sadece olayların aktarılması değil, aynı zamanda da yorumlanması ve değerlendirilmesidir. Yazar, Kur’an’dan hareketle insanın varlığının anlamını, insanın tarihi seyrini ve ilahî kanunların etkisini İslâmî-Batılı yorum şekilleri ölçeğinde inceleyerek Müslümanın tarihe bakışının nasıl olması gerektiği sorusuna cevap aramaktadır.

    7,94
  • İslamî Bakışla Terörizm ve Cihat

    Davet çalışmalarının dünya çapında meşhur ismi Zâkir Naik, Müslüman dünyasının sıklıkla bir arada gösterimi için çalışılan terörizm ile İslam öğretisi arasındaki yanlış algıları masaya yatırdığı bu eserinde, medyatik kabulleri ve yaygın yanlış anlayışların gölgesinde kalmış kavramları kaynaklara başvurarak doğrultmakta ve pürüzleri gidermeye çalışmaktadır. Fundamentalizm, cihat, İslam’ın kılıçla yayılma meselesi gibi konulara değinen ve bir yandan da geniş birikimi sayesinde diğer dinlerin kaynaklarına başvurarak karşılaştırmalı bir okumayı okurun önüne getiren eser, konuya ilgi duyanlar için giriş mahiyetinde özet bir çalışmadır.

    6,79
  • İslami Çalışmada Eğitimin Önemi

    Bizler İslami çalışmada eğitime önem vermenin zorunluluğunu yüksek sesle dile getirirken bazı kimseler arasında birtakım sorular gündeme gelir. Eğitimden maksat nedir? Herhangi bir şey yapmadan önce eğitim ne zamana kadar sürecektir? Bazıları da şöyle der: “ Yeteri kadar eğittik. O halde bundan sonra yapılması gerekeni araştıralım.” Hatta bazı kimselerde şunu dile getirirler: “Düşmanlar bizim eğittiklerimizi yakalayıp zindanlara atıyor ve öldürüyor ya da baskı altında tutmalarından dolayı onları eğitmek için harcadığımız çaba ve gayret boşa gidiyorsa eğitim alanında çalışmanın faydası nedir?” İşte ben bu eseri, bu gibi sorulara cevap vermek, İslami çalışmada eğitimin ve bunu sürdürmenin önemini açıklamak ve eğitimin herhangi bir zaman ve mekanda belirli bir sınırda duraklamaması gereken sürekli bir çalışma olduğunu açıklamak için yazdım.

    6,79
  • İslami İlimlerin Doğuşu ve İlk Tartışmalar

    İslâm’ın ilk asırlarındaki ihtiyaçlardan ve gerekliliklerden dolayı, daha önce başka ulusların hiçbirinde görülmeyen bir düzeyde, inanç, hukuk, ahlak, dil, tarih ve rivayet alanlarında son derece yoğun ve derinlikli bir ilmi faaliyet başlamış, böylece İslâm kültürü ve medeniyetinin ilk temelleri sağlam bir şekilde oluşturulmuştur. Özellikle hadislerin ve Hz. Peygamber’in hayatıyla ilgili haberlerin naklinde oluşturulan rivayet geleneği, başka uluslarda eşine rastlanmayan bir orijinallik taşımaktadır. İşte bu çalışma, Kur’ân, Hadis, Kelam, Fıkıh, Tefsir, Mezhepler ve Tasavvuf gibi temel İslâm bilimleri ile Dil ve Edebiyat gibi yardımcı ilimlerin doğuş sürecini ana hatlarıyla sunmaktadır. Bununla birlikte anılan ilimlerin doğuşunu hazırlayan ve/veya doğuşu sürecinde ortaya çıkan ilk tartışmalara dair bazı örneklere yer vermektedir.

    13,69
  • İslami Şuur Dersleri

    İslam’ın inanç, ibadet esasları ve toplumsal ödevlerinin, sade ve anlaşılır bir dil ile öğretilmesi ve öğrenilmesi bizim temel ihtiyaçlarımızın başında gelmektedir.
    Yayınevimiz tarafından oldukça hassas bir çalışma ile karşınızda olmanın heyecanı içerisindeyiz.

    Alanında uzman ilim adamlarından oluşan komisyon tarafından hazırlanan bu eser siz okuyucularımızın istifadesine sunulmuştur.
    Hazırlık sürecinde, hem günümüz şartları hem de pedagojik esaslara dikkat edilmiştir.
    Çalışma ele alınırken kültürel yapımıza uygun ve herkesin anlayıp anlatabileceği bir anlatım dili benimsenmiştir.
    Ne mutlu, ilmi kendisine azık edinene.

    10,24
  • İslami Tebliğin Medine Dönemi ve Cihad

    Cihada, Allah’ın istediği gibi İslam’ın yaşanmasıdır. Dolayısıyla İslimi tebliğ uğruna verilen bütün mücadele Cihad’dır.
    Böyle ele alındığı takdirde görülecektir ki, İslam Devleti’nin tüm faaliyetleri Cihad’ı içermektedir. Biz bu kitapçığımızda cihadın sadece bir yönü olan askeri cihadı incelemeyi hedef tuttuğumuzdan, meseleyi mümkün mertebe özlü aktarmaya çalıştık. Bu küçük çalışmada Devletin yoğun işleri yanında Hz. Peygamber (s.a.v.)’in askeri cihada ne kadar önem verdiği, on senelik Medine hayatının ekserisini Allah yolunda savaşmaya ayırdığı görülecektir.

    9,09
  • İslami Tebliğin Mekke Dönemi Ve İşkence

    Hz. Adem ile başlayan İslam tebliğ tarihi, yani insanlık tarihi, O’nun oğulları Habil ve Kabil zamanında iki kutba ayrılmış ve bu iki kutup günümüze kadar gelmiştir, kıyamete kadar da sürecektir. Bu iki kutup Hakk ile Batıl kutuplarıdır.
    Habil kutbunda olanlar daima Hakk’ı yani Allah davasını, Kabil kutbunda olanlar da daima Tağut’u veya Allah düşmanlığını savunmuşlardır. Allah davasını savunanlar daima tebliğ, Tağut davasını güdenler de daima bu tebliğ edenlere işkence yapmışlardır.
    7,94
  • İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri

    Bir halkın yükseliş ve düşüşünün sebepleri her zaman karmaşık ve çok yönlüdür. Bu sebeplerden sadece bir kısmı ölçülebilir niteliktedir ve bu şekilde analiz ve keşfe açıktır. Diğer nedenlerse insanların kalplerinde ve iradelerinde gizli olduğu için erişilemez ve izah edilemezler. Hayatını, İslamiyet’i bir hayat nizamı olarak kalplere nakşetmeye adamış büyük devlet adamı Aliya İzetbegoviç, İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri’nde İslami uyanışımızdaki yanlışlara dikkat çekiyor. İslamiyet’in salt teolojik bir yaklaşımdan ibaret olmadığını, dini mesajlar vererek kutsallaştırıp sonrasında da putlaştırılamayacağını tarihi gerçeklerle ortaya koyuyor. İslam’ın dış dünyayı düzenleme ve değiştirme rolünün unutulup, geleneksel ve folklorik bir zaviyeden ele alınışıyla Müslüman toplumların barbarlarca nasıl kolay bir av haline geldiğini gösteriyor.

    6,79
  • İslamiyet Öncesi Türkler

    Türk tarihinin şifreleri hangi boylarda saklı? Türklerin kara kutusu Töles boylarının önemi ne? Türk ismiyle kurulan ilk devlet Göktürkler kimlerdir? Göktürk modeli, Türk yönetimlerine nasıl referans oldu? Bilge Kağan, Türk milletine ne vasiyet etti? Yazıtları nasıl okumak lazım? Türk ilinin yüreği Ötüken nasıl bir yer? Papa Roma’yı esirgemesi için Attila’ya nasıl yalvardı? Çin sarayını yanındaki yiğitlerle bastığı anlatılan Kürşad kimdir? Türk ordusunun kuruluşu neden Mete’ye dayandırılıyor? Türklüğe ait kavramlar ve semboller neler? Bu kitapta Türk adının anlamından başlayarak yaşadıkları coğrafya, boyları, kurdukları devletler, inançları, kültür dünyaları ve sosyal yapıları, devlet yönetim şekilleri, Çinliler ile ilişkileri, destanları, orduları, şehirleri ve kahramanları, İslamiyet

    11,39
  • İslamı Nasıl Anlamalıyız? / Risaleler 4

    Din vicdanı diriltir, hisleri uyandırır ve kalbi canlandırır. Her nefse dalgınlığa düşmeyen bir gözetleyici, görevini asla unutmayan bir bekçi ve asla hoşgörülü olmayan, sapıtmayan ve unutmayan bir şahit koymuştur. Bu gözetleyici, bekçi ve şahit gece gündüz, topluluk içinde ve yalnız başınayken onun hep yanı başındadır. Her an onu gözetir, her yerde onu kontrol eder. Onu hayra yöneltmeye ve şerden alıkoymaya çalışır onu bayağı yollara düşmekten engelleri ona hayır ve şer yolları tanıtır.

    6,79
  • İslamın Aynası Camiler

    Dünya çapında ünlü felsefe ve estetik profesörü, Fransız Müslüman düşünür Roger Garaudy, bu eserinde üç kıtaya damgasını vuran İslâm sanat ve mimarisinin felsefî ve estetik açıdan son derece çarpıcı bir değerlendirmesini yapıyor. “Güzelliğin Dini İslâm” düşüncesinden yola çıkan yazar, “Allah güzeldir, güzelliği sever” hadisinin İslâm sanat ve mimarisinde nasıl somutlaştırıldığını en çarpıcı örnekleriyle gözler önüne seriyor. Yazar, evvelki dönemlerin ihtişamını gözler önüne sermekle yetinmiyor, Müslümanların Batı’yı ve geçmişi taklitten kurtularak yeni bir silkiniş ve yeni bir dirilişle İslâm’ı yaşamaya başladıkları an, eskiden olduğu gibi, yine muhteşem sanat ve mimari eserler ortaya koyabileceklerini de müjdeliyor. İslâm sanatı ve mimarisi konusunda hem dînî hem tarihî hem de felsefî ve estetik bilgilerle donatılmış bu eser, sahasında tek ve biricik olma özelliğine sahiptir.

    9,09