Sehe 1221–1240 zwischen insgesmt: 3487

  • Hava Durumu / Eğlenceli Bilim

    ava durumu günlük yaşamımızda çok önemlidir.
    Sabah kıyafetlerimizi giyerken, yolculuklarımızı planlarken ya da bir etkinlik düzenlerken mutlaka hava durumunu kontrol ederiz. Çiftçiler, denizciler ve yolcular için hava durumu çok daha önemlidir.
    Bu ilginç kitapta, hava durumuyla ilgili merak ettiğiniz her şeyi bulabilirsiniz.

    4,49
  • Hayal Kurmaya Cesaret Eden Köpek

    Okuyacağınız bu kitap, Pasaklı adında bir köpeğin hikâyesidir. Kendine özgü görünüşü nedeniyle doğduğu yerde, evinde bile dışlanan Pasaklı vaktinin çoğunu sahibinin evinin güneşli bahçesinde geçirir. Pasaklı’nın da tıpkı bizim gibi hayalleri ve özlemleri vardır. Ancak her kış kara bulutlar çöktüğünde Pasaklı, üstesinden gelmesi gereken zorluklarla karşılaşır. Pasaklı, kara bulutların arasından sahibinin bahçesinin ötesinde yatan arkadaşlık, annelik ve mutluluk ihtimallerinin peşine düşer. Eğer onlara tutunabilir ve çaresizce arzuladıklarını inşa edebilirse hak ettiği, hayalini kurduğu hayata kavuşabilecektir. Hayal Kurmaya Cesaret Eden Köpek, köpek ve insan arasındaki ilişkiye ayna tutan gerçekçi bir öykü olmasının yanı sıra cesurca yaşanmış bir hayatın kutlamasıdır.

    5,64
  • Hayaller Bir Baloncuğa Sığar Mı?

    Özgürce sordukları sorularla dünyayı tanımak isteyen çocuklar ve öğrenmenin tadına doyamamış yetişkinler için ilham verici bir hikaye! Hayal kurmak Ela’nın en sevdiği şeydi. Ama aklında sorular vardı: “Acaba diğer çocuklar da hayal kuruyor mu? Peki ya büyükler? Onların da hayal dünyaları var mı?” Özgürce, doya doya soracağın sorular ile Ela’nın hikayesinde düşünmeye hazır mısın?

    7,94
  • Hayat Apartmanı

    26 Kasım perşembe akşamı. Saat, 20.58-21.33 arası. Hayat Apartmanı’nın önünde esrarengiz bir genç kız beliriyor. Üstünde okul üniforması var. Görünüşü biraz ürkütücü, biraz tekinsiz; sanki başka bir dünyaya ait. Hayat Apartmanı’nın kilidi bozuk kapısından bir hayalet gibi içeri süzülüyor. Issız ve karanlık merdivenlerden ağır ağır çıkmaya başlıyor. Kızın attığı her adımda bir sır açığa çıkıyor, her adımında biri ölüme daha da yaklaşıyor. Dünyanın dört bir yanına saçılmış hayatlar bir noktada birleşiyor. Hırsız Mülayim Fikirtepe’deki gecekondusunda esrarın dibine vuruyor. Selma buğulu gözlerini televizyona dikmiş, kulağı kapıda bekliyor. Londra uçağındaki Kardiyolog Murat Bey, Avrupalı meslektaşlarına yapacağı etkileyici konuşmanın hayaline dalıyor. Müküslü Ramazan rüyasında ak sakallı bir dede görüyor. Küçücük bir iyilik bütün dengeleri değiştiriyor. Halepli Muhammed, Kilis’teki evinde eskiden yaşayanların hikâyesini merak ediyor. Ünlü müteahhit Mehmet Göğebakan, yakın gözlüğünü elinde evirip çevirirken artık yaşlandığını idrak ediyor. Dursun spor salonunda yüz yirmi kilo ağırlığı kaldırıyor, salonda bir alkış kopuyor. Numan, New York’ta, Lafayette Caddesi’ne yürüyüp gözdesi olan Madison Square Park’a ulaşıyor. Tarihçi Kâmil seyrettiği Into The Wild filmini tam o sahnede durduruyor. Daha birçok hayat tam o anda, Mualla Hanım’ın ömrünün son anında birbirine mühürleniyor. Mualla Hanım, evinin salonunda yerde yatarken, tiz bir kahkaha ile neye uğradığını şaşırıyor. Kara kaşlı, kara gözlü, buğday tenli, dünya güzeli Cemile buz gibi bir sesle fısıldıyor: “Ölümün benim elimden olacak.”

    7,94
  • Hayat Apartmanı Kiracısı

    Ebed için çıkılan yolculuğun dünya durağında kısa bir mola verdiğimizi kabullenemiyoruz. Sürekli bir şeyler biriktirmekle meşgulüz. Kiracısı olduğumuz hayatın bir ömür hamallığını yapmak neden? Çıktıkça eskiyen hayat apartmanında kaç tane “keşkeler” biriktirdin? Gayelerin, arzular olarak mı kaldı? Kaç pişmanlığın var? “Şimdi sırası değil” diye ertelediğin nefis muhasebeni son kata doğru dizlerinde derman kalmayınca mı yapacaksın? Dün elinden çıktı. Yarına senedin yok. Ömrünü bulunduğun gün bil…

    7,90
  • Hayat Kaybettiğin Yerden Başlar

    “Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin” Bütün dünya bir araya gelse ve sana geç kaldığını söylese bile, hayır, kalmadın! Aksine, tam da yeniden başlaman gereken noktadasın. Üstelik bazen öyle düşünmekten kendini alamasan da, hiçbir şey kaybetmedin. Kaybettiklerin senden gitmesi gerekenlerdi… Sen, seni daha da güzelleştirecek adımlarla yoluna devam edeceksin. Kaybettiğin için üzüldüklerinin, aslında kurtulduğun yükler olduğunu göreceksin. Mesele kaybetmekse, hayatta bu da var, kaybedeceksin; ama senden gidenlere üzülmeyeceksin, yerine daha iyilerini getireceksin. Çünkü hayat kaybettiğin yerden bir daha başlar. Kaybettiğin yerden “yeniden” diyeceksin…

    7,94
  • Hayat Okumaları

    Şu karşıda duran dağ var ya… İşte o senin günahın! Nasıl da engel oluyor fersah fersah açılmana farkında mısın? Nasıl da duruyor önünde koskoca! Nasıl yıkıyor bütün hayallerini. Varmak istediğin yeri göstermiyor bile sana… Herkes kendi günahının hamalı yo dostum! Onlar senin, kaçma! Ve şimdi derin bir nefes al! Bütün gücünle ver nefesini. Başının üstündeki kâinat yıkılacak gibi olsun! Bir özür dile en derininden! Bir tövbe çek ki yerle bir olsun koskoca dağ! Ve açılsın önün! İzin verme hiçbir günahının seni durdurmasına… Rabbine ulaşmak için en güzelinden bir tövbe et. En temizinden, en derininden… Hiçbir ufuk bir tövbeden daha uzak değil, unutma! Hiçbir hayal için geç değil! Kaldır başını, dik dur, niyet et ve başla! Bugün senin en güzel günün olsun. En güzel gün seninki olsun. Selam olsun.

    5,64
  • Hayat Onunla Güzel

    “Şüphesiz ki Allah Resûlü’nün (s.a..v.) yaşam tarzı ve sünneti, hayatın her anını sorumluluk bilinci içinde yaşamak isteyen, hem dünya hem de âhiret saadetini elde etmek isteyenler için vazgeçilmez bir kaynaktır. Günümüzde insanlar mutluluğu çok farklı şeylerde arıyorlar. Kimileri mal ve servete, kimileri makam ve şöhrete, kimileri de zevk ve şehvete tutkun bir hayat içinde olmayı mutluluk zannediyorlar. Oysa gerçek anlamda inanan bir kimse için en güzel örnek hiç kuşkusuz Allah Resûlü’dür. İşte ben, bu yazılarımda Allah Resûlü’nün hayatımıza yön veren, istikamet çizen, bize hayatın ve sahip olduklarımızın değerini öğreten yaşam tarzını ele almaya çalıştım. Gördüm ki hayat, ancak onun (s.a.v.) sünnetine, yaşam tarzına uyulduğunda güzel oluyor. Onu dikkate almayan bir yaşamın huzur ve mutluluk getirmesi mümkün değil.”

    9,09
  • Hayat Teselli Bulmaktır

    Kemal Sayar bugüne kadar pek çok kitapla buluştu okurlarıyla, yazdığı kitaplar aracılığıyla bizlerle söyleşti. Şimdi sıra Hayat Teselli Bulmaktır’da. Bugüne kadar yayımlanan yazılarının en sevilenleri, en çok paylaşılanları bir araya getirilerek oluşturulan Hayat Teselli Bulmaktır birbirimize hoşça bakabileceğimiz bir dünyanın, insanın insanda dirileceği bir hayat anlayışının mümkün olduğunu fısıldıyor kulağımıza. Üstelik bir şairin ince dokunuşlarıyla…

    7,94
  • Hayata Bir de Böyle Bak

    İlâhî çağrıya kulak tıkayan insanoğlu bugün tüm zamanlardakinden daha zorlu bir süreçden geçiyor. Rahmet yüklü mesajı göz ardı eden bir yaşam, yalnızca bireysel olarak değil küresel ölçekte bir felaketi de beraberinde getiriyor. İnsanoğlunun kendi elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı. Merhamet ve adaletin yok sayıldığı, zulüm ve haksızlığın kanıksandığı bir dünya, sâkinlerine kan, gözyaşı ve mutsuzluktan başka ne verebildi / ne verebilirdi ki? Şimdi zaman yeniden ilâhî rahmete kucak açma zamanıdır. Şimdi zaman yeniden fıtrat ile ilâhî mesajı buluşturup bu uğursuz ayrıma son verme zamanıdır.

    9,09
  • Hayata Dön

    Hiç de güzel denemeyecek suskun mu suskun bir kız… O sustukça, terapistin tarihin mahrem yerlerinden bulup çıkardığı unutulmuş hikâyeler dökülüyor ortaya.

    Genç firavun Tutankamon’un esrarı, Hitler ve Freud’un kişiliklerinde gücün analizi… 18. yüzyılda adına “Fısıltı Sanatı” dedikleri, evli kadınların yaşadığı aşk ilişkileri… Çariçe Katerina’nın çamaşırcılık ve hayat kadınlığından başlayan tılsımlı yazgısı… Eva Peron’un ve Prenses Süreyya’nın hüzünlü hayat hikâyeleri ve daha niceleri…

    Derken suskunluk bozuluyor. Çirkin kızın hikâyesi başlıyor. Öyle bir hikâye ki acısıyla, dehşetiyle, hüznüyle her şeyi gölgede bırakıyor.

    Çirkin genç kızın açıldıkça güzel bir prensese dönüşmesi… Psikanalizin sihirli değneğinin dokunduğu yerde ortaya çıkan bir başarı öyküsü…
    devamını oku

    12,54
  • Hayata Dön

    Herkesin kaderi güzel olmuyor. Marifet, kader yolları kapatsa bile o kapıya yeni bir anahtar uydurabilmekte. Kimsenin hayatı dıştan göründüğü gibi değil. İmrendiğimiz, özendiğimiz hayatlar hiç de sandığımız gibi acısız değilken çok mütevazı bir hayatın içinde mutluluğun en parlağı olabiliyor. Kitabın başkahramanı Ala’nın hayatını okurken bu zavallı çirkin kızın yaşadıklarına inanamayacak, bazen de o sayfaların bir yerlerinde kendinizle karşılaşacaksınız. Bu karşılaşma hüzünlendirse de, kendinize biraz daha yaklaşmak ruhunuza iyi gelecek. Seanslar boyunca bu suskun kızı konuşturabilmek için ona tarihten alınma pek çok hikâye anlatıldı: Genç firavun Tutankamon’un esrarı; aynı dönemde yaşayan birbirine çok zıt iki kişi, Hitler ve Freud’un ilginç hayat görüşleri; 18. yüzyılda adına “fısıltı sanatı” dedikleri, evli kadınların şövalyelerle yaşadığı aşklar; Çariçe Katerina’nın çamaşırcılık ve hayat kadınlığından çariçeliğe yükselen yazgısı; Eva Peron ve Prenses Süreyya’nın hüzünlü hayatları… ve daha niceleri… Psikianalizin sihirli değneğinin dokunduğu yerde yükselen bir başarı öyküsü…

    11,39
  • Hayati Dengeler

    MUTLU OLMAK, HUZUR BULMAK, HAYATINA BİR YÖN VERMEK, BİR DENGE KURMAK İSTEYEN HERKES İÇİN… Mutlu olmaya ne çok ihtiyacımız var… Her gün türlü sıkıntılarla adeta güreş tutuyor, bir müsabakayı kazanıyorken, bir başkasını kaybediyoruz. Daha bir güreş bitmeden yenisinin peşrevine çıkıyoruz. Sabah nasıl oluyor, akşam ne zaman oldu anlamadan geçip gidiyor günler. Daha dün yaz mevsimi yaşarken bir bakıyoruz kış gelmiş. Bu korkunç tempo içinde beden ve ruh sağlığını muhafaza etmek her geçen gün zorlaşıyor. İç ve dış dengeler bozuluyor. Dengeler bozuldu mu hayatın her anında tökezlemeler, tatsız hadiseler çoğalmaya başlıyor. Bunalım fırtınaları sarıyor her yanı. Sığınacak bir liman, nefes alacak bir an, hasbıhal edecek bir dost arıyor insan. Teşhis tedavinin yarısıdır derler eskiler. Onlar; büyüklerimiz, çözmüş meseleyi. Tedavi olmuşlar, tedavi etmişler. Kalpleri temizlemişler. Formülleri de vermişler. Ama nasılsa, o tedavi formüllerini unutmuşuz genlerimize işlemiş olduğu halde. Unutturulmuşuz. Derinlere gömmüşüz. Unutunca da bozulmuş dengeler. Bozulan dengeleri yeniden kurmaya doğru bir adım atıyoruz bu defa. “Orta Yolu” bulmaya, anlamaya doğru… Dengenin hayâtî noktasına doğru…

    9,09
  • Hayatı Müslümanca Okumak

    Müslümanca düşünemeyen toplumlar, önce ahlakî bir yozlaşmaya maruz kalır, birkaç nesil sonra da deizme veya ateizme kayarlar. Müslümanca düşünmeyi başaramayanların, Müslümanca yaşamaları ve uzun vadede Müslüman kalmaları da mümkün değildir. Dolayısı ile Hayatı Müslümanca Okumak bizim için tabiri caizse bir beka meselesidir.

    Kur’an’ın ilk inzal olan ayetlerinin başında “ikra” yani “oku” buyrulmuştur. “Nasıl okumalıyız?” sorusuna da “bismi Rabbike” yani “Rabbinin ismiyle” diye cevap verilmiştir. (Bkz. Alak, 1) Bu ayet Müslümanların hayatı okuma modelini ortaya koymaktadır. Demek ki biz Müslümanların hayatı okuma modeli alelade bir okuma modeli değil, Rabbimizin isminin merkezde olduğu bir okuma modelidir.

    Dolayısı ile bizler hayata ve olgulara bakarken, onu anlamlandırırken herhangi bir insan gibi ya da bir gayr-i müslim gibi değil kendimize has bir şekilde ona bakarız. Bizim din ve dünya görüşümüz onlarınkinden çok farklıdır.

    Biz hayatı ve olguları Rabbimizin adıyla okuruz. Rabbin adıyla okumak demek, ahlaktan hukuka, ekonomiden iktisada, sağlıktan ticarete, eğitimden yönetime kadar istisnasız hayatın her alanında Rabbimizin ölçülerini dikkate alarak okumak demektir.

    Bu mütevazı çalışma ideolojilerin, izmlerin ve birtakım düşüncelerin zihinleri lekelediği bir çağda, ifrat ve tefrite düşmeden Müslümanca düşünmenin imkanlarını arayan bir çabanın, bir anlam arayışının ürünüdür. Rabbimizden bu çalışmanın insanlara ulaşmasını ve faydalı olmasını dileriz.

    6,79
  • Hayatım

    Kazım Karabekir, Milli Mücadele öncesi, esnası ve sonrası için çok mühim bir askerî şahit, birinci elden kaynak ve hatıralarıyla yakın tarihimizin çok önemli konularına ışık tutan bir şahsiyettir. Bu yakın dönemde yaşananlarla ilgili ve insanımızın merak ettiği birçok konuda çoğu zaman belgelerle ve samimi bir üslupla hiç sakınmadan ve doğru söylemeyi, yazmayı kendisine ilke edinerek yaşamıştır. Askerlik alanındaki kendine has iş ahlakını eserlerinde de görmek mümkündür. Kısaca diyebiliriz ki Kazım Karabekir, sadece Türk milletinin değil, tüm insanlığın içinde bulunduğu sorunlara çözüm anlamında sahip olduğu fikirleri ve yaşadıklarını birer ibret vesikası gibi ince ince işlemiştir.

    7,94
  • Hayatımıza Yön Veren Hadisler

    Müslüman’ın günlük hayatını ve ibadet dünyasını ahlak, inanç, davranış ve alışkanlıklar açısından yönlendirecek hadisleri bir araya getiren bu eser bir yönüyle eğitim kitabı olabilmekte, diğer yandan içeriğiyle devamlı başucunda tutulacak sadelik ve toplayıcılık özelliği göstermektedir.
    Kısa izahların takip ettiği bin kısa hadis, akılda kalacak hacimde ve ezberlenmeye müsait metinlerden seçilmiştir.

    23,90
  • Hayatın Satır Araları Modern Zamanda Kendini Bulmak

    “Tasavvuf nedir?” “Bugünün insanına neler söyler?” “İnsanın özüne ve hakikate giden manevi eğitim nasıldır?” Hayatın Satır Araları, bu ve benzeri soruların cevaplarını arayanlarla hasbihal eden bir kitap. Dervişlik yaşam algısının modern zamanların yaralarına nasıl merhem olacağını gösteriyor ve hayatın birçok alanını sufi bakış açısıyla yorumluyor.

    7,94
  • Hayatın Sesi

    Duygularımız durmadan akan derelere benzer. Doğduğumuzda pırıl pırıl olan o berrak dereye attığımız her sıkıntı, her kaygı, her üzüntü rengini değiştirir, onu bulanıklaştırıp karartır. Bütün güzelliğine ve ihtişamına rağmen, hayat huysuz ve bencildir. Huysuz bir hayatla mücadele etmek, iyi yaşayabilmek ciddi bir sanattır. O sanatı da hayat kendisi öğretir bize; onun sesini duyanları, özen gösterenleri, anlamaya çalışanları bilir. Ona bakışımızı, duyduğumuz hayranlığı, onunla mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimizi hissettikçe, bizimle başka türlü bir ilişki kurmaya başlar. Bize arkasını dönmez, unutmaz. İki kere vursa da üçüncüde öyle güzel şeyler yaşatır ki şaşırır kalırız. Huysuz hayatla iyi geçinebiliyor, bunun için mücadele etmekten hiç yorulmuyor ve vazgeçmiyorsak, ne mutlu bize. Çünkü sadece bu mücadeleden hiç vazgeçmeyenlerin dereleri güneşte pırıl pırıl parlayarak akar… Gülseren Budayıcıoğlu bir kez daha kendi “Kırmızı Oda”sının kapısını aralıyor ve orada biriken hikâyelerden seçtiklerini bizlerle paylaşıyor; “hayatın sesi”ni daha iyi duyup anlayabilelim diye…

    12,54
  • Hayatın Tekrarı Yok

    Eksikliğimizi görebilmek, yanlışlarımızdan dönebilmek, hatalarımızın farkına varıp özür dilemeyi becerebilmek bu kadar zor mu? Ya özür dileyeni affetmek, pişmanlığına inanmak, değişmesine yardımcı olmak daha mı zor ilkinden? Hayatın rövanşı olmadığına göre gerçekten yazık oluyor sevmeyi ve sevilmeyi tadamadan, kahırla, adavetle geçen ömürlere …

    6,79