Sehe 741–760 zwischen insgesmt: 3487

  • Die Mondscheingasse

    “Das Schiff hatte, durch Sturm verzögert, erst spät abends in der kleinen französischen Hafenstadt landen können, der Nachtzug nach Deutschland war versäumt. So blieb ein unerwarteter Tag an fremdem Ort, ein Abend ohne andere Lockung als die einer melancholischen Damenmusik in einem vorstädtischen Vergnügungslokal oder eines eintönigen Gespräches mit den ganz zufälligen Reisegenossen…”

    Dieses Buch enthält 2 weitere kurze Erzählungen von Stefan Zweig: Die Frau und die Landschaft und Leporella.

    5,64
  • Die Schatzinsel

    Die Schatzinsel ist ein Klassiker in der Jugendliteratur, der 1883 in Buchform erschien. Robert Louis Stevenson ließ sich von einer Schatzkarte inspirieren und schrieb den spannenden Roman für seinen Stiefsohn Lloyd – über einen Jungen namens Jim Hawkins, der auf der Suche nach einem Piratenschatz bis in die Südsee kommt und dabei aufregende Abenteuer erlebt. Das Buch ist überwiegend in der Ich-Perspektive, aus der Sicht des Romanhelden Jim, geschrieben.

    9,09
  • Die Verwandlung

    “Als Gregor Samsa eines Morgens aus unruhigen Träumen erwachte, fand er sich in seinem Bett zu einem ungeheuren Ungeziefer verwandelt.“ Der reisende Tuchwarenverkäufer Gregor Samsa erwacht eines Morgens und findet sich in seinem Bett zu einem “ungeheuren Ungeziefer” verwandelt. Diese Veränderung hat große Auswirkungen auf sich und seine Familie. Die weltberühmte „Die Verwandlung“ von Franz Kafka wurde 1912 geschrieben und erschien 1915.

    6,79
  • Dijital Çağda Müslüman Kalmak

    21. yüzyılda yaşayan faniler olarak nasıl bir dünya ile kuşatılmış olduğumuzun farkında mıyız? Alo fetva hatları, online zekât mecraları, Youtube’dan yayınlanan vaazlar, zikirmatikler, Mescid-i Haram’dan naklen yayınlanan namazlar… Bu yeni teknolojiler, yeni araçlar dinî neşvenin, ilmin, fıkhın, maneviyatın aktarılmasında kullanıldığında, esasında olmakta olan nedir?
    İşitmenin yerini görmenin aldığı, görüntünün gerçekten daha gerçekmiş gibi kabul gördüğü bir dünyada ferâseti ve basîreti nasıl kuşanacağız?
    Bilgi, mahremiyet, merhamet, mimari… duyusal, zihinsel, davranışsal ve ahlâkî, insana dair hemen her şey, muhatap olduğumuz dijital çağda nasıl bir dönüşüm geçiriyor?
    Hayatımıza katılan her teknolojik yenilik, gündelik hayat örgütlenmemizi de zihniyet dünyamızı da dönüştürüyor. Bu değişim ve dönüşümle yüzleşmeden, neyi nasıl yapacağımız konusunda bir netlik hâsıl olması mümkün değil. Bu kitap, karşılaştığınız yakıcı sorunlara çözümler sunmuyor; tasvir olmadan tahlilin, tahlil olmadan da teklifin mümkün olmayacağını hatırda tutmaya çalışarak, okuyucusunu içinde yaşadığı dijital kültürle yüzleşmeye davet ediyor.
    devamını oku

    6,79
  • Dijital Dünyada Çocuk Büyütmek

    Dijital bir denizin içindeyiz. Deniz sürekli değişiyor ve yüzmenin olanakları her seferinde yeniden keşfediliyor. Ebeveynler olarak bu denizde ilerlemeye çalışırken çocuklarımızı nasıl yönlendireceğiz? Peki ya onlar bizden daha becerikliyse… Onları olası tehlikelerden nasıl koruyacağız? Dijital Dünyada Çocuk Büyütmek bu soruların yanıtlarını arıyor. * Çocukların teknolojiyi nasıl kullanacağına dair bilinçli kararlar vermek, * Teknoloji ve çocuk gelişimi konularında en son bilgi ve araştırmalara erişmek, * İpuçları, ince müdahale ve araçlarla pratik uygulamaları öğrenmek * Ve bunları uygulayabilmek için gereken inanca sahip olmak istiyorsanız bu kitap sizin için. Çocuğunuzu ekran başından kaldırmak için bağırmanıza gerek kalmayacak. Kalktığında öfke nöbetlerine dönüşen kavgalar son bulacak. Çocuğunuzla ilişkinizi yeniden kuracak ve teknolojiye beraberce ayak uydurmanın keyfine varacaksınız.

    10,24
  • Dijital Dünyada E-Beveyn Olmak

    “Dijital dünyada e-beveyn olmak” derken ne kastediyoruz? İnternet artık hepimizin hayatının vazgeçilmez bir parçası. Bir yanıyla çok zengin bir fırsatlar dünyası, bir yanıyla da önü alınmazsa büyük risklere gebe bir mayın tarlası. Hadi biz yetişkinler bu mayın tarlasında bir şekilde güvenle yol alabiliyoruz. Peki çocuklarımız? Onların bu dünyada var olmalarının önüne geçmek ne mümkün ne de gerçekçi. O halde zaman zaman kendimizi çocuklarımızdan daha acemi hissettiğimiz bu dünyada onları nasıl koruyacağız? Adeta herkesin “orada” olduğu bu fırsatlar ve riskler evreninde tek çözüm, çocuğunuzun elinden tutup caddenin güvenli tarafında birlikte gezmek… El tutma yaşını geçtiyse, en azından onun birkaç adım arkasından yürümek… Takip mesafesini doğru ayarlamak… Eğitimci Salih Uyan, işte bu evrende çocuklarının güvenliğini sağlamak isteyen anne babalara sesleniyor. Dijital dünyanın kendine has özellikleri, bizi bu dünyayla bağlantılı hale getiren akıllı telefonlar, oyunlar, sosyal medya…. Medya üzerinden üretilen sanal gerçeklik, siber zorbalık ve bütün bunların çocuklarımızın kişilik gelişimine, sosyal uyumuna, dil gelişimine etkileri gibi konuları masaya yatırıyor. Hem bir eğitimci hem de bir “dijital dünya göçmeni” olarak, bizleri dijital dünyanın yerlileri olan, doğdukları andan itibaren kendilerini bu âlemde bulan çocuklarımıza nasıl rehberlik edebileceğimiz üzerine birlikte kafa yormaya davet ediyor. Kimi zaman esprili, kimi zaman bizi bize gösteren ince dokunuşlarla ve çözüm önerileri getiren bir bakışla…

    9,09
  • Dijital Gelecekte İnsan Kalmak

    Bugüne kadar geleceği bazıları biyoloji üzerinden okudu, bazıları ise teknoloji üzerinden… Bu kitap size bir sentez vadediyor.

    Dünyaya aslında ne yapmak için gelmiş olabiliriz?
    Yapay zekâ, bireysel olarak bizim için ne ifade ediyor?
    Dijital gelecek bizi etkileyecek! Ama nasıl?
    Dijitalleşme yüzünden işimizi kaybedecek miyiz?
    Dijital geleceğin insana daha yaraşır olması için neler yapabiliriz?

    Bu kitapta bir sinir bilimci ve bir mühendis geleceğe dair ipuçları veriyor. Öngörülen gelecek senaryoları masaya yatırılıp geleceğe dair hayal gücümüz kışkırtılıyor. Ve en önemli soruya cevap aranıyor:

    Dijital gelecekte hâlâ insan kalmayı nasıl başarabiliriz?

    Gelecek muhtemelen çok farklı olacak! Ama nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin, olasılıklara kafa yoranlar o geleceğe daha hazır olacak.

    11,39
  • Dijital Kale

    Ulusal Güvenlik Teşkilatı dünyanın kaderini değiştirecek ve dijital ortamdaki tüm şifreli metinleri bilecek özel bir bilgisayar üretir. Ne var ki, günün birinde bu özel bilgisayar karşılaştığı esrarengiz bir şifreyi çözemez. Ve kriptoloji uzmanı, zeki ve güzel Susan Fletcher göreve çağrılır. Genç kadın korkunç bir gerçekle yüzleşir. Silahlarla ya da bombalarla değil, Amerika Birleşik Devletleri’nin en güçlü haber alma örgütü olan Ulusal Güvenlik Teşkilatı çözülemez bir şifreyle rehin alınmıştır.
    Sırlar ve yalanlar fırtınasına yakalanan Fletcher inandığı teşkilatı kurtarma savaşı verir. Dörtbir yandan ihanete uğrayan güzel kadın yalnızca ülkesini değil, kendi canını ve sevdiği erkeği de kurtarmaya çalışır…

    12,54
  • Dijital Mahremiyet Yeni Medya ve Gözetim Toplumu

    Dijital Mahremiyet, modern insanın mahremiyet arayışında günümüzün en etkin medyası olan internet ve sosyal medyanın nasıl bir rol üstlendiğini, geçmişten bugüne çeşitli örnekler üzerinden ele alırken aynı zamanda liberal teorisyenler tarafından ileri sürülen medyanın demokratikleştirici ve özgürleştirici niteliklerini tartışmaya açmaktadır. Yeni iletişim ve gözetim teknolojileri bir yandan bireyin mutlak farkındalığından yoksun ve rızası dışında mahremiyetinin tüm detaylarını metalaştırıp dolaşımını sağlarken, diğer yandan sunduğu müthiş kitleselleşme vaadiyle bireyin rızasını üreterek mahremiyetini kamusallaştırmaktadır. Endüstri, özellikle sosyal paylaşım platformları aracılığıyla bireye egemenlik alanı sunmakta, varlığını kitlelere haykırmak isteyen birey, esasında mahremini endüstrinin egemenliğine armağan etmektedir. İster rızası dâhilinde, ister rızası haricinde olsun bireyi nesneleştiren dijital teknolojiler, kişisel verilerden beslenmekte ve bireyin mahremiyetini ihlal ederek endüstriyi yeniden üretmektedir. Bu kitapta karşı karşıya olduğumuz bu tehdit, pek çok güncel örnek üzerinden detayları ile tartışılmış ve daha özgür bir dünya için mahremiyet hakkının önemi ve gerekliliği vurgulanmıştır.

    11,90
  • Dijital Minimalizm Ekran Bağımlılığı ve Teknoloji Yorgunluğu Sarmalından Kurtulmak İçin Bir Yol Haritası

    Bir zamanlar gözümüz ikide bir telefona kaymadan dostlarımızla uzun uzun sohbet edebiliyorduk. Sürükleyici bir kitabın, büyüleyici bir günbatımının veya bir hobi faaliyetinin içinde saatlerce kaybolabildiğimiz zamanlar da oldu. Hatta lezzetli bir yemeğin, güzel bir ânın veya bir konserin tadını sosyal medyada paylaşmaya gerek duymadan da çıkarabiliyorduk. Asıl önemlisi, bir zamanlar düşüncelerimizle baş başa geçirebildiğimiz uzun zamanlarımız vardı ve hiçbirimiz bundan şikâyetçi değildik.
    Bugünse çeşitli ebatlardaki ekranlar ve 7/24 internet erişimi olmadan adım atamaz haldeyiz. Akıllı telefonlarımız en mahrem anlarımızda dahi bize eşlik ediyor. Dahası, bizim bir zamanlar sahip olduğumuz gerçek hayat hissini neredeyse hiç tatmamış, odaklanma ve empati becerisini gitgide yitiren bir kuşak yetişiyor gözlerimizin ve ekranlarımızın önünde.
    Peki ne oldu da böyle oldu? Daha da önemlisi zararın neresinden, nasıl dönebiliriz?
    Pürdikkat adlı eseriyle dünya çapında adından söz ettiren Cal Newport, elinizdeki kitapta dikkatimizi sömüren bu dijital sarmalın içine adım adım nasıl itildiğimizi anlatıyor. Bu sarmaldan çıkabilmek için önümüze bir yol haritası seren Newport, “dijital minimalizm” olarak adlandırdığı özgün bir teknoloji kullanımı felsefesi öneriyor.
    Cal Newport’a göre dijital teknolojilerin nimetlerini reddetmenin âlemi yok; bütün mesele hangi aracı, ne zaman ve ne amaçla kullanacağımıza karar verip geri kalan tüm ıvır zıvıra sırt çevirmek. Bunun için öncelikle “dijital temizlik” olarak adlandırdığı otuz günlük bir derlenip toparlanma sürecinden geçmemizi öneren Newport, dijital minimalistlerin faydalandığı uygulamalardan ve analog hayatlarından örnekler veriyor.
    Dijital minimalizm, albenili teknoloji yığınında kaybolduğumuz bu çağda yaşamaya değer bir hayat kurmakla alakalı bir felsefe. Bizi ekran bağımlılığıyla yüzleşmeye davet eden Cal Newport’un çağrısına kulak vermenin şimdi tam zamanı.New York Times Bestseller 2019
    Wall Street Journal Bestseller 2019
    Publishers Weekly Bestseller 2019

    9,09
  • Dijital Psikolojik Devrim

    Dijital Göçmenler Kimler?
    Dijital Sağırlık
    Değişen Suç Tanımı!
    Dijital Kölelik
    Gerçeklik İlkesinin Yitimi
    Dijital Zombilik
    Yapay Zeka ve Aile
    Katil Robotları Durdurun!
    Dijital Ekonominin Vergi Ödemeyen Kralları!

    İletişim tasarımcısı Murat Dağıtmaç ve Nöropsikolog Şehadet Ekmen dijital dünyanın geçmişi, şimdisi, geleceği; insanlığa getirileri, insanlıktan çaldıkları ve insan psikolojisine etkilerini her yönüyle ele alan bir kitap yayımladı. “Dijital Psikolojik Devrim” adıyla Motto Yayınları tarafından satışa sunulan kitap; hem dijital devrime yetişebilmek hem de olumsuz etkilerinden korunabilmek adına önemli tavsiyeler içeriyor.
    “Başıma İcad Çıkar!”
    Kitabın önsözünde, tüketirken tükenen bir toplum olmamak için bazı ihtarlar yer almakla beraber çocuklarımıza sıklıkla kullandığımız “Başıma icat çıkarma!” sözünü “İcat çıkar!” sözüyle değiştirmemiz gerektiği de vurgulanıyor.
    Türkiye’deki Gençlerin Tüm Davranış Şekilleri Kayıt Altında
    Dünyada en çok kullanılan mesajlaşma uygulamalarının da haritalandırıldığı kitapta; sosyal ağ kullanımıyla, ülkemizdeki 16-24 yaş arasındaki gençlerin tüm davranış şekillerinin hem sosyolojik olarak hem de psikolojik olarak çıkartılmış olduğu iddiası yer alıyor.
    Sanal Alemde “Online” Olan Ölüler: Dijital Zombiler
    Ölen kişilerin sosyal medyasını aktif hale getirerek onların hâlâ hayatta olduğu ve yaşamlarına devam ettiği algısı yaratan bu çalışmalar ilk kez 2007 yılında ortaya çıkıyor. Amerika’da bir okulda ölen öğrencilerin arkadaşları ve aileleri onların Facebook’ta “yaşıyor” olarak görünmelerini talep ediyor.
    Amerika’da bulunan Eternime ve LifeNaut adlı şirketler bu alanda çalışmalarını sürdürüyor. Kişiye ait tüm bilgiler ve geçmişindeki tüm dijital hareketler veri olarak alınıyor, yapay zeka algoritması kullanılarak ölenlerin sanal alemde online olacağı yeni bir ‘SİZ’ avatarı meydana getiriliyor. Microsoft araştırma merkezinin siber ya da dijital olarak nitelediği bu yeni “siz”lerin öğrenmeye ve evrimleşmeye devam edeceğini söylüyor.
    Dijital Din / Yapay Zekânın Görünmeyen Güçlerle Ruhani Bağlantısı
    Yapay zekânın tüm iş kollarında aktif hale gelip insanları işsiz bırakacağı söylemi, kitapta daha önce üzerinde fazla durulmamış bir konunun başlığa taşınmasına sebep olmuş. “Dijitalleşen Din” adında açılan başlığın altında ilk olarak “Sosyal Medya Dindarlığı” ele alınmış. Aynı ana başlık altında ele alınan bir diğer konu ise “Dijital Dünyada Olmayan Din!”
    Yazarlar bu noktada şu soruyu yöneltiyor: “Yapay zekâlı bir robot imam olabilir mi? İmamın âkıl-bâliğ olması şartı, erkek olması şartı vb. kurallar göz önüne alındığında bu robotun arkasında namaz kılmak caiz mi?”.

    7,94
  • Dijital Sağlık Okuryazarlığ

    2000’li yıllarda Otizm tanısı almak 150/1 iken son istatistiklerde 64/1 de düştü. Nedeni araştırma konusu. Ancak şu gerçek ki yeni insan nesli dijital nesil bu zamanın yerlisi. 40 yaşın üstü ise bu zamanın göçmeni konumunda kaldı. Yeni bir göç teorisi yazmak gerekiyordu. Siberkondri; bireyin var olduğunu düşündüğü hastalıkları hakkında internet ortamında bilgi, belge ve tedavi yöntemleri araştırarak kendisine tanı koymaya çalışma ya da tedavi etme uğraşında olma durumudur. Dijital okuryazarlığı ile sağlık okuryazarlığının önemini bu olgular bize gösterdi. Ebeveyn gözetimi olmadan dijital medya kayıp bir nesle sebep olabilir. Artık hepimiz daha bilinçli olmak durumundayız.

    10,24
  • Dikkat Dinozor Çıkabilir !

    Günümüzden milyonlarca yıl önce yaşamış kocamaaaan büyüklükteki canlıları merak etmemek mümkün mü? Dinozorlardan bahsediyorum, evet. Üzerine birçok film çekilen, kitap yazılan ama hâlâ tam olarak ne olduğunu bilmediğimiz canlılar… Fakat bilgi sahibi olduğumuz ve gördüğümüzde heyecanlandığımız çokça dinozor iskeleti ve fosili de var. O zaman biz de dedik ki beraberce bir seyahate çıkalım. Bu seyahatte dinozorların dünyasına doğru yol alalım. Ve bakalım neler yaşamışlar, başlarından neler geçmiş, hayatları nasıl sona ermiş? Var mısınız böyle bir seyahate? Varım, diyorsanız hiç durmadan hemen başlayalım. Yalnız dikkat edin, karşımıza her an bir dinozor çıkabilir!

    10,24
  • Dikkat Vücudunuz Konuşuyor / Türkiye’de Beden Dili İş Yaşamı ve Renkler

    “Yatağa uzanırken uykunuzu getirsin diye elinize aldığınız bir kitabın bütün gece sizi uyutmadığı oldu mu? Dikkat Vücudunuz Konuşuyor böyle bir kitap.”
    – Dr. Öner Göv

    “Yıllardır yerli yabancı uzmanların verdiği üst düzey bir çok eğitim programına katıldım, bu kadar etkileyici bir seminerle karşılaşmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim.”
    – Atilla Okumuş
    Jumbo Genel Müdürü

    “İş yaşamındaki başarılarını uzun süredir yakından izlediğim Şerif İzgören’in iş yaşamındaki deneyimlerini iletişim başlığı altında okumak çok etkileyiciydi. Herkesin, hayatla ilgili bir şeyler öğreneceği bir kitap.”
    – Prof. Dr. Vahap Katkat

    “34 yaşındayım, 34 yıldır böyle ilginç bir eğitim almamıştım yaşama bakış açıma çok şey eklediğini düşünüyorum.”
    – Önder Aytaç
    Polis Akademisi Öğretim Üyesi

    “Bu kitap için keyifli ve etkileyici kelimelerinin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Farkında olmadığımız bir hayatın bize sunuluşu”
    – Prof. Dr. Cihan Akçaboy

    “Okuduğunuz ve unutamadığınız iki elin parmakları kadar kitap vardır, kesinlikle onlardan birisi”
    – İsmail İğdeli
    (Arka Kapak)

    9,09
  • Dil Belası

    Eser, büyük İslam alimi İmam Gazali’ye ait İhya’dan bir bölümün tercümesidir. İçinde her insanın cennete veya cehenneme gitmesinde en önemli sebep olan dilin afet ve hastalıkları işlenmektedir.
    Eserde, dilin yirmi çeşit hastalığından ve dille düşülen tehlikelerden bahsedilmekte, tespitten sonra tedavi yolları gösterilmektedir.
    Günümüz insanın en fazla müptela olduğu yersiz, gereksiz ve ölçüsüz konuşma hastalığına kesin ilaç olacak bir kitap.

    7,94
  • Dil Belası – Dilin Afetleri

    Dil, Allah Teâlâ (C.C.)’nın yarattığı sanat harikalarındandır. Çünkü o, hacmi itibarıyla küçük olmasına rağmen, işleri itibarıyla vücudun diğer bütün organlarından daha büyüktür. Diğer organların iş alanları sınırlıdır. Örneğin göz, sadece renk ve şekilleri görür; kulak sadece sesleri duyar; el yalnızca maddeye temas eder. Dil ise, maddi ve mânevi bütün varlıklarla, ilim, tasavvur ve hayal alanlarına giren tüm şeylerle ilgilenebilir. O, bunları doğru veya yanlış bir şekilde, kabul veya ret tarzında seslendirebilir. İnsanın ebedi saadet veya felaketine sebep olan iman ve küfür de dilin ikrarıyla sabit olurlar. Bu özelliğinden dolayı, dil sonsuz hayra da sonsuz şerre de vesile olabilir. Dilini Şeriat ölçüleriyle kontrol eden ve onu yalnızca dünyada ve ahirette kendisine fayda veren sözlerle sınırlandıran bir kimse, kurtuluşa erer. Onu kayıtsız ve kontrolsüz bırakan bir kimse de dünya ve ahirette bela ve musibet görür. Böyle bir dil şeytanın sesi olup çıkar ve bombadan beter bir yıkım aracı haline gelir.

    7,90