Sehe 3361–3380 zwischen insgesmt: 3487

  • Örtüde 70 Esma

    Arşla arz buluştu.
    Tüm esma yansıdı.
    Varlık titredi. Hira titredi.
    Resûl evine koştu.
    Arş kalpli kadın kapıdaydı. Şefkat dolu kalbe seslendi:
    “Örtün beni!
    Örtün beni!”

    Vahyin ağırlığını örtü teskin ederdi. Bildi mübarek annemiz, örtünün muhkem gücünü. O bilinçle örttü kendisini ve eşini.
    Örtülere bürünmüş Resûl ve örtülere sarınmış annemiz anladı: Arş’ın dili olan vahyin ağırlığını ancak örtü taşıyabilirdi. Sır, örtü ile açıldı; örtü açılınca sır kapandı. Kalp ağacının Arş’ta dal budak vermesi için beden çekirdeğini örtü toprağında sarıp sarmalamak gerekirdi.

    Vahyin ilk yansıması örtüye bürünmek oldu. Resûl’ün ilk hitabı da kadına: “Örtün!”

    Örtüde 70 Esma, sizi Asr-ı Saadet’e götürecek, annelerimizin örtüsüyle tanıştıracak, örtüdeki derin manaları ve İlahi sırları keşif yolculuğuna çıkaracak.
    gizle

    10,24
  • Oruç Fıkhı

    Ramazan ayı insanların her yıl en yüce değerler ve en üstün amaçlar ekseninde eğitimini sağlamak için dinimizin açtığı benzersiz bir okuldur. Bu ayı fırsat bilen ve bu aydaki rahmet esintilerinden en iyi şekilde istifade eden kimse, Allah’ın emrettiği şekilde mükemmel bir oruç tutmuş, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) belirlediği şekilde Ramazan’ı en güzel şekilde değerlendirmiş olur. Ayrıca bu kişi ebedi imtihan için de iyi bir hazırlık yaparak, büyük kazançlar elde ederek ve bereketli anlaşmalar yapmış olarak böyle değerli bir zaman dilimine veda ederler. Elbette cehennemden kurtulmak ve Allah’ın affını elde etmekten daha büyük bir kazanç olamaz.

    7,94
  • Osmanlı Padişahları

    “Ben, Sultan II. Mehmet Han, bundan böyle bütün Dünya´ya ilân ediyorum ki, Bosna Fransiskanları bu ferman ile benim korumam altındadır. Ve emrediyorum ki: Kimse bu insanlara veya kiliselerine zarar vermeyecek! Devletimde barış içinde yaşayacaklar. Göçmen haline gelmiş bu insanlar, güvende ve özgür olacaklar. Devletim sınırları içerisinde olan manastırlarına geri dönebilirler. Devletimden hiçbir önemli kimse, vezirler, kâtipler veya hizmetkârlar onların izzetlerini kıracak ya da onlara zarar verecek bir şey yapmayacaklar! Kimse onlara hakaret etmeyecek, tehlikeye atmayacak ya da kendilerine veya mallarına veya kiliselerine saldırmayacak!

    Ayrıca, bu insanların kendi memleketlerinden getirdikleri şeyler ve kimseler de aynı haklara sahiptir… Bu fermanı buyurarak, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın ve onun Resûlünün ve ondan önceki 124,000 peygamberlerin adına kılıcım üzerine yemin ederim ki; hiçbir vatandaşım bu fermanın aksine hareket etmeyecek!”

    10,24
  • Osmanlı ve Avrupa

    “15. ve 16. yüzyıllar Avrupa’sı, zamanın büyük politik-ekonomik gücü Osmanlı’yı hesaba katmadan anlaşılamaz.”
    “Avrupa tarihiyle Osmanlı tarihi iki paralel tarihtir; bu nedenle iki dünyanın tarihi karşılaştırmalı olarak incelenmelidir.”
    Halil İnalcık

    15. yüzyılın ortalarından itibaren Osmanlı, Avrupa tarihini şekillendirmede çok önemli bir rol oynamıştır. Osmanlı’ya referansta bulunmaksızın raison d’etat, reel politik, güç dengesi ve hatta Avrupa kimliği gibi kavramları açıklamak mümkün değildir. Osmanlı ile Avrupa arasında karşılıklı etkiler aşikâr olduğu halde maalesef bu etkileşim Batı tarihçiliğinde çok fazla dikkate alınmamıştır.
    Hristiyan Haçlı geleneği, uzun süren savaşlara bağlı olarak gelişen düşmanlık, kültürel yabancılaşma gibi bazı tarihsel nedenlerden ötürü ve belki de Osmanlı’nın Aydınlanma sürecinin dışında kalması dolayısıyla Osmanlılar Batı tarihçiliğinde genellikle Avrupa ve Avrupalılığın karşıtı ve antitezi olarak ele alınmıştır. Oysa taraflar arasında çatışmadan çok daha fazlası mevcuttur.
    Osmanlı Devleti’nin modern Avrupa’yı şekillendirmedeki etkileriyle birlikte Batı tarihindeki yeri ve Avrupa’yla arasındaki siyasi-ekonomik ilişkiler, sosyo-kültürel bir karşılaşma olarak en büyük tarihçilerimizden Halil İnalcık’ın kaleminden, Osmanlı ve Avrupa’da…

    11,39
  • Osmanlı’da Bilim Kültürel Yaratı ve Bilgi Alışverişi

    Osmanlı’nın İslamiyet’in altın çağından sonraki kültürel ve teknolojik gelişmesinin kendi içine kapalı bir şekilde gerçekleştiği, yeniliklere karşı duyulan ilginin giderek azaldığı ve sonuçta imparatorluğun duraklama ve gerileme dönemine girdiği uzun yıllar boyunca genel kabul gören bir görüştü. Özellikle Batı dünyası 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başlarındaki Osmanlı’yı böyle görüyordu. Bu alanda son 60 yılda İngilizce yazılmış ilk eser olma özelliğini taşıyan Osmanlı’da Bilim kitabında Miri-Shefer-Mossensohn, Osmanlı toplum ve kültürünün zengin bir bilimsel hayatı mümkün kılabilecek bereketli ortamı sağladığını öne sürmektedir. Osmanlılar dışarıdan gelen icat ve buluşları kendi ihtiyaçlarına göre değiştirerek bunları geliştirmede çok başarılıydı. Örneğin, 1877 yılında Osmanlı İmparatorluğu dünyanın yedinci en uzun telgraf ağına sahipti. Hatta modern iletişim altyapısı bakımından zamanın en gelişmiş devletlerinden biriydi. İmparatorluk içinde bilim, eğitim ve öğretim mekanizmaları, teknolojik gelişmelerde devletin üstlendiği rol ve bilimi üreten ve kullanan Türkçe ve Arapça konuşan Osmanlılar üzerinde önemli bir rol oynamıştır. Sonuç olarak, Osmanlı’nın bilimle olan ilişkisi, imparatorluğun altı yüz yıl sürmesini sağlayan dinamik unsurlardan biridir. Bu doğrultuda Osmanlı’da Bilim, bilginin “ne” olduğu sorusundan ziyade “nasıl” sorusuna, yani Osmanlı’nın bilgiyle etkileşime geçtiği süreçlere ve bunlara atfettiği değerlere odaklanmıştır. Çeşitli zaman ve mekânlarda Osmanlı için bilmeye değer şeyler nelerdi? Osmanlı bunları nasıl öğrenmeye çalıştı? Karşılaşılan zorluklar nelerdi? Osmanlı’nın sistemleştirilmiş bilgiyle olan deneyimlerinin ortaya çıkarıldığı Osmanlı’da Bilim, erken modern dönem Ortadoğu bağlamında “bilim” etiketinin altında yatanların tanımlanması açısından da bir rehber niteliğindedir.

    12,54
  • Osmanlı’nın Çöküşü

    Bu kitapta, Osmanlı gerçeğiyle ilgili tarihi veriler ışığında, ‘üç kıtaya yayılan, elli devletten haraç ve vergi alan bir imparatorluğun çöküş nedenleri’ yanıtlanmaya çalışılmıştır.

    Osman Bey liderliğinde Türkmenlerin kurduğu beylik tarih sahnesinde yerini almış, fakat aile egemenliğine yönelik anlayışıyla Türkmenler yönetimden uzaklaştırılmıştır. Devleti, devşirmelerle yönetmeyi yeğlemişler ve savaşçılığa yönelik çokuluslu bir hanedan devleti kurmuşlardır. Savaş devleti olarak çöküşü içinde büyüten bir İmparatorluğa ulaşmışlar, ama büyüttükleri devleti koruyamamışlardır.

    Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş nedeninin özü; ulema ve hanedanın bilime, eğitime, üretime, demokrasiye, ekonomiye, teknolojiye, sanayiye önem vermeyen ve ‘önce insan’ demeyen bir devlet yapılanması ve yönetim anlayışıdır. Çöküşle ilgili nedenler yumağı ise, bu öykünmeci çarpık yapılanmanın ve yönetim anlayışının ayrıntılarıdır.

    8,90
  • Otağ 1 / Büyük Doğuş

    ıllardır birçok tarihçi yetiştiren, yaptığı televizyon programlarıyla ve yazdığı kitaplarla tarihi yediden yetmişe herkese sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in kaleminden yepyeni bir seri: OTAĞ!

    Osmanoğullarının bir cihan devletine dönüşme macerasını anlattığı KAYI serisiyle yüz binlere ulaşan Prof. Dr. Şimşirgil, tarih okunun yayını bu defa daha geriye çekiyor ve İslâmlaşma sonrası Türk tarihini, kurulan devletleri, tarihe yön veren hükümdarları anlatıyor. Herkesin anlayabileceği, akıcı bir üslupla kaleme alınmış OTAĞ serisinin ilk kitabı Büyük Doğuş Türkler ve İslâmiyet ile alakalı merak edilen pek çok meseleyi aydınlatıyor.

    9,09
  • Öykülerle Osmanlı Padişahları 1

    Uzun yıllardır çocuklarımızın anlayabileceği seviyede Osmanlı tarihini ve Padişahlarımızı anlatan yayınların eksikliğini hisseden yayınevimiz, değerli yazar İbrahim Halil ER’in yazmış olduğu bu kitabı yayınlamakla önemli bir boşluğu doldurmuştur.

    Dili ve anlatım üslubuyla çocuklarımızın severek okuyacağını umduğumuz kitap,konulara uygun çizimlerle zenginleştirilmiştir.Serinin ilki olan bu kitapta Osman Gazi, Orhan Gazi,1.Murad (Hüdavendigar) ve Yıldırım Bayezid‘in hayatları anlatılmaktadır…

    6,79
  • Öykülerle Osmanlı Padişahları 2

    Çocuklara tarih bilinci kazandırmak hem önemlidir, hem de zordur. Bu zorluğun üstesinden gelmek ve çocuklarımıza tarih bilinci kazandırmak amacıyla hazırlamış olduğumuz “Öykülerle Osmanlı Padişahları” serimizin ikinci kitabını sizlerle buluşturmanın mutluluk ve heyecanını yaşıyoruz.

    Çocuklar, Osmanlı Devleti’nin yükselme dönemini anlattığımız bu kitabımızla Mehmed Çelebi ile Osmanlı Beyliği’ni Fetret Devri’nden çıkaracak, 2. Murad Han ile beylikten devlet olma yolunda adımlar atacak, Fatih Sultan Mehmet ile Konstantiniyye surlarına dikilip “Ya Ben Bizans’ı Alırım Ya Bizans Beni” düsturu ile hareket edip Konstantiniyye’yi fethedeceksiniz.

    6,79
  • Öykülerle Osmanlı Padişahları 3

    Çocuklara tarih bilinci kazandırmak hem önemlidir, hem de zordur. Bu zorluğun üstesinden gelmek ve çocuklarımıza tarih bilinci kazandırmak amacıyla hazırlamış olduğumuz “Öykülerle Osmanlı Padişahları” serimizin ikinci kitabını sizlerle buluşturmanın mutluluk ve heyecanını yaşıyoruz.

    Osmanlı tarihinin yükselme dönemini anlatan bu kitapta sevgili yavrularımıza Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman ve 2.Selim’in hayatlarından kesitler hikaye tadında anlatılmaktadır….

    6,79
  • Oyun Teorisi

    Öyle bir oyun düşünün ki bütün oyuncular aynı ekipten. Yani siz, kendi ekibinizden birine karşı oynuyorsunuz.
    Muhteşem bir kriptolojik kurgu! Rakibiniz aslında sizinle aynı amaçlara hizmet eden biri oluyor. Siz ve rakibiniz
    (!) sizin için hangi strateji en büyük getiriyi sağlıyorsa onu tercih ediyorsunuz. Siz açıktan yapıyorsunuz, o ise
    gizliden gizliye yapıyor. Size karşı oynuyormuş gibi gözükerek size hizmet ediyor.
    Burada guguk kuşu, rakibinizin bizzat kendisi olmuş oluyor. Bir kripto. Çok çeşitli sahalarda bunun
    uygulamalarını görmek mümkündür. Örneğin kendi elemanınızı, rakip bir kuruluşun önemli bir yöneticisi
    yapmayı başarmanız gibi bir şey!
    Bugün bize karşı kurgulanan bütün oyunları tek tek çözümlemeye başladığımızda, aslında hepsinin anasının bir
    dünya hâkimiyeti oyunu veya kurgusu olduğunu görüyoruz. Eğer düşmanlarımızla ya da daha yumuşak bir
    ifadeyle rakiplerimizle mücadele edeceksek, bu mücadeleyi tüm katmanlarda yapmak mecburiyetindeyiz. Aksi
    takdirde kaybetmeye mahkûm olmuş oluruz. Yani, kısacası, Türkiye küresel ölçekte bir oyun kurucu olmalıdır.
    Bu bir tercih değil, zorunluluktur.
    Büyük devletler şartları oluşturur, küçük devletler şartlara tabi olur. Türkiye’miz büyük bir devlettir ve şartları
    oluşturmak zorundadır.

    9,09
  • Oyunun Sonu

    DEVLETLER; ÇIRAKLIĞINDA OYUNA GELİR, KALFALIĞINDA OYUN BOZAR, USTALIĞINDA OYUN KURAR…

    Fırat Kalkanı’ndan 2020’ye uzanan gizemli bir yolculuğa hazır mısınız?
    Satır aralarında kaybolmuş olan o devasa ayrıntıları öğrendiğinizde okuduklarınıza inanamayacak, duygularınıza hâkim olamayacaksınız.
    Televizyonlardan izlediğiniz olayların üzerindeki gizem perdesi kaldırıldığında, o zaferlerin hangi şartlarda geldiğini göreceksiniz.
    Okuyacaklarınızda, gelecek yüzyıllara bırakılan destanların ilk adımlarını bulacaksınız.
    Bu serinin SON GÜN ve BÜYÜK İHANET kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da hangisinin gerçek hangisinin kurgu olduğu konusunda algılarınızı zorlayacaksınız.
    Binlerce yıldır insanlık tarihine damgasını vuran bir milletin, nasıl kuşatıldığını görecek, kuşatmaları nasıl yardığına şahit olacaksınız.
    Ve bu milletin gelecek bin yıllara da ismini taşıyacağına iman edeceksiniz.

    Her zaman söylediğimiz gibi: Yüreğiniz yoksa bu kitabı okumayın…

    9,09
  • Özgür ve Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç

    Tarihin muhtelif dönemlerinde, insanlık bunalımının yaşandığı zamanlarda, insanlığın bir nebze nefes almasını sağlayan diri nefesli insanlar gelmiş, ölmeye yüz tutmuş kalpleri yeniden uyandırmışlardır.

    Modern zamanların diri nefesli insanlarından biridir Aliya İzzetbegoviç. 1970’li yılların totaliter rejimli Yugoslavya’sında Genç Müslümanlar Hareketi ile başlayan insanlık mücadelesi, İslam Deklarasyonu’nu yayınlamasıyla yeni ve diriltici bir ışık saçmaya başlamış, Bosna’nın bağımsızlık mücadelesine yön veren bilge liderlikle doruk noktasına ulaşmıştır.

    Dr. Halit Çil, İslam dünyasının ihtiyaç duyduğu “Bilge Kral” modelinin yakın dönemli bir temsilini sunuyor Özgür ve Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç’te…

    9,09
  • Özgürlükten Kaçış

    İnsanoğlunda, doymak bilmez bir iktidar hırsı yaratan şey nedir? Yaşamsal enerjilerinin gücü mü, yoksa temelde yaşamın kendiliğindenliği içinde, sevgiyle yaşama yetersizliği ve zayıflığı mı? Bu karşı durulması zor isteklerin gücünü oluşturan ruhbilimsel koşullar nelerdir? Bu ruhbilimsel koşulların dayandığı toplumsal koşullar nelerdir?
    Özgürlüğün ve yetkecilik güçlerinin insansal yönlerinin çözümlenmesi, genel bir sorunu, yani ruhbilimsel etmenlerin toplumsal süreç içerisinde etkin güçler olarak oynadığı rolü ele almamızı gerektirir; bu da sonunda bizi, toplumsal süreçteki ruhbilimsel, ekonomik ve ideolojik etmenler arasındaki karşılıklı etkileşim sorununa götürür.

    12,54
  • Özlenen Gencin Örnek Ahlakı

    Bugün, fabrika ayarlarıyla oynayan, fıtratına çelme takan modern insanın tüm dertlerine derman olacak yegâne şey, ilahî kurallara riayetleri ile kullukta zirve yapan insanların ayak izlerinde saklıdır. Onlar büyük bir ahlâk üzere yaşamış, arkalarında imrenilesi imzalar bırakmışlardır. Hasretini çektiğimiz insanlık, o muhteşem ahlakta saklıdır. İşte bu kitap, yaşadığı çağın karanlığını ahlâkının parıltılarıyla yırtmaya azmeden herkese, bilhassa gençleredir. Ayrıca Prof. Dr. Mehmet Yaşar Kandemir hocamızın nazik üslubu ve çok kıymetli tecrübeleriyle yoğrulmuş yorumu ile çok daha güzel bir mana kazanan “ahlâk” kavramının hayatlarımızda çok daha fazla yer bulması; insanlığın aksi istikametten vazgeçip fıtratına, ahlâkına, orijinine, ana eksenine dönmesi adına çağrıdır.”

    7,94
  • Pal Sokağı Çocukları

    Nemecsek, Boka ve Pál Sokağı’nın öbür çocukları 1907 yılında Budapeşte’nin yoksul Józsefváros semtinden yola çıktılar. Bugün artık bütün dünyada tanınıyorlar. Bugüne kadar her yaştan milyonlarca insan onların dokunaklı hikâyesini okudu; tıpkı Budapeşteli çocuklar gibi onlar da Boka’nın cesaretine hayran oldu, Nemecsek’in ürkek ama kararlı kahramanlığı karşısında gözyaşlarını tutamadı.
    Şimdi artık Pál Sokağı Çocukları’nın Arsa’sında kocaman çok katlı evler var.
    Ama ne gam: Dünyanın bütün çocukları
    Pál Sokağı’ndandır!

    6,90
  • Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Hanımları / Gökteki Yıldızlar Serisi 6

    Müslümanlar için ayrı bir yeri olan Hz.Peygamberimiz (s.a.v) Efendimizin mübarek hanımları, Müminlerin anneleri;

    Hz. Hatice (r.anha)…….
    Hz. Sevde (r.anha)……..
    Hz. Aişe (r.anha)………..
    Hz. Hafsa (r.anha)……….
    Hz. Zeynep Binti Huzeyme (r.anha)……….
    Hz. Ümmü Seleme (r.anha)……….
    Hz. Zeynep Binti Cahş (r.anha)……
    Hz. Cüveyriye (r.anha)………
    Hz. Safiyye Binti Huyey (r.anha)…….
    Hz. Ümmü Habibe(r.anha)……..
    Hz. Meymune Binti Haris (r.anha)………
    Hz. Mariye (r.anha)………..
    Hz. Reyhane (r.anha).’nın hayatları çoçuklarımızın anlayabileceği bir dille anlatılmaktadır.

    6,79
  • Peygamberimin Sevdigi Musluman

    İslamiyet nedir? Müslüman kimdir?
    Allah ve Resulü bizden nasıl bir insan olmamızı bekler?
    Allah’ın ve Resulünün sevgisine bizi hangi davranışlar ulaştırır?

    Bu sorunların cevapları, ayetlerden ve sahih hadislerden derlendi ve hayatın bütün aşamalarını kuşatacak şekilde düzenlendi. Böylece İslamiyet hakkında kapsamlı bir rehber kitap ortaya çıktı. Herhangi bir konuda, ‘Peygamberimin sevdiği Müslüman ne yapardı?’ diye düşünecek olduğunuzda, sorunuzun cevabını da bu kitapta bulacaksınız.

    13,69
  • Peygamberimizden 101 Hatıra

    Öğrenmenin en güzel yolu sormaktı. Sahabe dediğimiz Peygamber dostları da öyle yaptı. Her biri sıkıntısını ona açtı ve derdine çözüm istedi. Böylece, hayatımızın her safhasında bize ışık tutacak ilkeler ortaya çıktı. Bu ilkeleri bize ders veren peygamber hatıralarından 101 tanesi, güvenilir hadislerden derlendi. Asr-ı Saadetten derlenen bu gonca güller, burcu burcu kokusuyla sizi alıp o kutlu çağa götürecek, dünyanın en bahtiyar insanlarıyla birlikte Peygamberin gül bahçesinde gezinmenizi sağlayacak.

    5,64
  • Peygamberimizin Dilinden Kıssalar

    Çocukların dilini iyi bilen ve onlara hikayelerle güzeli ve doğruyu anlatan Mehmet Yaşar Kandemir,6 kitaplık bu seride uzak diyarlara ve bazen de gizemli olaylara götürüyor minik okurlarını. Keyif almak kadar hikmetleri görmenin de önemsendiği bir bakış açısıyla yazılan bu hikayeler, sevdirirken öğretmeyi de ihmal etmiyor. Sade dili, şefkatli üslubu ve neşeli şiirleriyle çocuklarımızı merak dolu bir dünyaya götürüyor bu eserler. Yeniden resimlendirilen ve gözden geçirilen seriyi minik okurlarımızı sunmaktan gurur duyuyoruz

    3,34