Sehe 3281–3300 zwischen insgesmt: 3487

  • Köy Hazinesi

    Kendisini ve çevresini tanımaya çalışan bir çocuk…
    Şehir hayatının dumanlı havasından toprak kokan köy hayatına bir yolculuk…
    Bitmesini istemediği bir yaz tatili; ayrılmak istemediği aile büyükleri, arkadaşları, dostlar ve hayvanlar…

    Bu kitapta sıcak, samimi, heyecan dolu bir hikâye okuyacak, kendinizden bir şeyler bulacaksınız. Belki de bu, kendi hikâyenizdir.

    5,64
  • Küçük Prens

    ‘-Elveda, dedi.

    – Elveda, dedi tilki. İşte sana sırrımı açıklıyorum. Gayet basit bir sır: Yalnızca kalbi ile bakan gerçeği görebilir.Aslolan asla gözle görülmez.Küçük Prens unutmak için ‘’ Aslolan asla gözle görülmez.’’ diye tekrarladı.

    -Gülünü senin için önemli kılan onun için harcadığın zamandır. Küçük Prens unutmak için ‘’ Uğruna harcadığın zamandır.’’ diye tekrarladı.

    -İnsanlar bu gerçeği unuttu. Ama sen unutmamalısın.Evcilleştirdiğin şeyin sorumlusu her zaman sensin.Gülünden sen sorumlusun. Küçük Prens unutmamak için ‘’ Gülümden ben sorumluyum.’’ Diye tekrarladı.

    5,64
  • Kudüs Her Müslümanın Ortak Davası

    “Bu toprakların bir karışını bile satmam, çünkü bu topraklar bana değil, halkıma aittir. Halkım bu imparatorluğun her karışını kanını feda ederek elde etmiştir? Milletim bu vatanı kanlarıyla korumuştur. Bu toprakları kanlarımızla örteriz de elimizden alınmasına asla izin vermeyiz. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan onu tekrar kanlarımızla örteriz. Ben onun hiç bir parçasını veremem. Bırakın yahudiler milyarlarını kendilerine saklasınlar. İmparatorluk parçalandığı zaman onlar, Filistin’i hiç karşılıksız ele geçiribilirler. Bu vatan ancak cesetlerimiz parçalanarak taksim edilebilir. Her ne şekilde olursa olsun bizi parçalamalarına asla izin vermeyeceğim”
    II.Abdülhamid

    6,79
  • Kültürdeki Huzursuzluk

    “İnsan türünün kader sorusu, kültürünün gelişmesinin, insanların bir arada yaşamalarından kaynaklanan saldırganlık ve kendini imha etme dürtüsüne hâkim olmasının mümkün olup olamayacağı ve olursa, bunun ne ölçülerde mümkün olacağı sorusuymuş gibi geliyor bana. Bu bağlamda belki de tam da içinde bulunduğumuz dönem özel bir ilgiyi hak ediyor. İnsanlar şu noktada, doğa güçlerine hâkim olarak bu güçlerin yardımıyla birbirlerinin kökünü son insana kadar kazımakta hiç de zorlanmayacak hale geldiler. Bunun farkındalar, günümüzdeki huzursuzluklarının, tedirginliklerinin, mutsuzluklarının, endişeli hallerinin hatırı sayılır bir kısmı buradan kaynaklanıyor.”
    Dilimize, farklı isimlerle de çevrilmiş olan Kültürdeki Huzursuzluk, Freud’un yol haritasında neredeyse sona en yakın duraklardan birisidir. Denilebilir ki, Freud bu kitapta, Psikanalizin, –hiç de itiraf edilmemiş– bir kültür incelemesi olarak görülmesini de vasiyet eder.

    Kültürdeki Huzursuzluk, Alfred Lorenzer ve Bernard Görlich’in ortak kaleme aldığı, hemen hemen ikinci bir kitap oylumundaki uzun giriş yazısıyla birlikte, Freud okurları için yeniden ve yeniden okunacak bir kitap niteliğini taşıyor.

    9,09
  • Kültürden İrfana

    Kültürden İrfana ile on iki ciltlik Cemil Meriç külliyatı tamamlanıyor. Mefhumlar ve meseleler konusunda düşüncenin en ücra köşelerini yoklayan, yalınkat bir bilgi yerine kapsamlı, incelikli bir bilginin peşine düşen Cemil Meriç, Kültürden İrfana’da okurunu önyargıların köleliği yerine düşüncenin yoldaşlığına çağırıyor. “Kültür, Batı’nın düşünce sefaletini belgeleyen kelimelerden biri:
    kaypak, karanlık, samimiyetsiz. Tarımdan idmana, balıkçılıktan medeniyete kadar akla gelen ve gelmeyen düzinelerce mânâ. Kelime değil, bukalemun. İrfan, düşüncenin bütün kutuplarını kucaklayan bir kelime. İrfan kendini tanımakla başlar. Kendini tanımak, önyargıların köleliğinden kurtulmaktır, önyargıların ve yalanların. Kültür, irfana göre, katı, fakir ve tek buutlu. İrfan, insanı insan yapan vasıfların bütünü. Batı, kültürün vatanıdır. Doğu, irfanın.”

    11,39
  • Kur’an ve Sünnet Işığında Davet ve Davetçi

    Her şeyi Allah (cc) rızası için yapan, gaye olarak onun rızasını seçen ve bu yolda tebliğ ve davet vazifesini bilinçli bir şekilde yerine getiren toplum, mutluluğun sırrına erer.

    Kur´an-ı Kerim, insanlara tebliğ edilmek üzere indirilmiştir. Hz. Muhammed (sav), bu yolda her türlü sıkıntıya göğüs gererek, gerektiği gibi bu vazifeyi yerine getirdi.

    Davetçi; Kur´an ve Sünnete uyan, karşılığını da sadece Allah´tan bekleyen, ihlâsla ve bütün gücüyle bu görevi yerine getirme gayretinde olandır.

    9,09
  • Kur’an’ı Anlamada Yöntem

    Ümmetimiz asr-ı saadet döneminde Kur’ân’la iletişimi en iyi şekilde gerçekleştirdi. Onu iyi anladı. Maksatlarını iyi kavradı. Büyük ölçüde hayatın farklı alanlarında onu iyi uyguladı ve insanları basiretle ona davet etti. Bunun en iyi örneği sahabelerdir. Öyle ki Kur’ân onların hayatını tamamen değiştirdi. Onları cahiliyye sapıklığından İslam’ın doğru yoluna taşıdı. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkardı. Kur’ân neslinden sayılan talebeleri (tabiûn) ve talebelerinin talebeleri (etba-i tabiûn) en güzel bir şekilde onlara uydu. Allah o nesillerle kulları hidayete erdirdi, memleketleri fethettirdi, onlara yeryüzünde hâkimiyet bahşetti. Onlar da yeryüzünde adalet, ihsan, ilim ve iman medeniyetini ikame ettiler. Bu nesilden sonra gelenler Kur’ân’ı terk ettiler; harflerini ezberleyip ahkâmını görmezden geldiler. Onunla sağlıklı bir iletişim kurmadılar. Hakkıyla anlamadılar. Teberrüken onu taşıyıp duvarlarını ayetleriyle süsledilerse de bereketin O’na uymakta ve ahkâmını uygulamakta olduğunu unuttular. Ümmeti, içinde bulunduğu yokluktan, geri kalmışlıktan, bölük pörçük yaşamaktan kurtarmanın yolu Kur’ân’a dönmekle mümkündür. Hidayete giden temel taşlar, O’ndadır. Tabi olunacak rehber O’dur. Rehber olarak Kur’ân yeter…

    15,99
  • Kur’an’da Allah’ın Sevdiği Gençlik

    Bizi yaratıp bu imtihan dünyasına gönderen Rabbimizin sevdiği gençlik tipi nasıldır? Bu gençlerin ahlâkî nitelikleri nelerdir? Allah (c.c.) hangi gençleri sever?
    Tüm bu soruların cevaplarını, bütün çağların, bütün zamanların, bütün mekânların evrensel mesajı olan kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bulabilirsiniz.
    Bu çalışmamızda, Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın (c.c.) sevdiği ve razı olduğu gençlerin amel ve davranışlarının neler olduğunu bulabilirsiniz.
    ***
    “Sana, her şeyi açıklayan ve Müslümanlara doğru yolu gösteren bir rehber, rahmet ve müjde olarak Kur’an’ı indirdik.” (Nahl Suresi, 89)

    7,94
  • Kuran’da Sabır

    Şüphesiz Kur’ân-ı Kerîm, Allah’ın ebedî kitabı, İslam’ın kapsamlı bir anayasası, Hz. Peygamber’in en yüce nişanesi, en büyük ve kıyamete kadar baki olacak bir mucizesidir. O, İslam inanç, hukuk, ahlak ve adabının birincil kaynağıdır. Allah (celle celaluhu) Kur’ân-ı Kerîm’e bilgi hazinelerini, hakikat sırlarını, adaletin temellerini, iyiliğin yöntemlerini, hal ve gidişatın kurallarını ve hidayet ve şeriatin ilkelerini yerleştirdi. Ben de böyle bir düşünceye inanarak, bu tarzda bazı Kur’ân meselelerini yazmaya başladım. Allah’ın tevfiki ve yardımıyla, benzer başka çalışmaların da bunu takip edeceğini ümit ederek, bugün sizlere bunun bir örneğini sunuyorum: es-Sabr fi’l-Kur’ân (Kur’ân’da Sabır). Allah Teala’nın, Kur’ân’ın nuruyla hidayete erme, onun ipine sımsıkı sarılma ve yolunda istikamet üzere olma hususunda bizlere yardımcı olmasını niyaz ederim. Başarı yalnızca Allah’ın yardımıyladır. Sadece O’na tevekkül ettim ve O’na yöneldim.

    9,09
  • Kuruluştan Çöküşe Osmanlı

    Bu kitapta ortaya koymak istediğimiz; Osmanlı tarihini kuruluşundan batışına kadar ana hatlarıyla anlatmak ve egemen bir zümrenin bakış açısını yansıtmaya çalışmaktır. Osmanlı tarihi bir yönüyle savaşlar tarihidir. Ancak, bu kitapta Osmanlı tarihine arka pencereden bakmaya, Osmanlı anlayışını, sosyal ve ekonomik yapısını, Osmanlı’nın insana bakış açısını vermeye çalıştık. Öz olarak, Osmanlı tarihiyle yüzleşmeye yönelik bir adım atmayı, Osmanlı gerçeğini vermeyi amaçladık.
    Soran, sorgulayan bir yaklaşımla Osmanlıları Türklerin gözüyle görmeye çalıştık. Üç kıtaya yayılan ve bir dönem Avrupa’nın en güçlü devleti olan Osmanlı’nın, adım adım çöküşünü yansıtan tarihi bir yolculuğun içinde insanı görmeyi amaçladık.

    12,54
  • Kuruluştan İtibaren Kronolojik Sırayla Osmanlı Tarihi

    XIII. yüzyıl sonlarına doğru Kuzeybatı Anadolu’da ortaya çıkan küçük bir beylik, yüzyıl gibi kısa bir süre içerisinde Anadolu’nun dörtte üçünü, Balkanlarda ise Sırbistan ve Boğdan’a kadar olan toprakları hâkimiyetine alan bir devlet haline gelmiş, daha sonraki asırlarda ise Asya, Avrupa ve Afrika’da çok geniş topraklara sahip olarak yüksek bir medeniyet vücuda getirmiştir.Selçuklu-Bizans sınırındaki küçük bir beyliğin nasıl olup da dünyanın en büyük devletlerinden biri hâline geldiği tarihçileri hâlâ meşgul eden bir sorudur. Aslında verilecek tek bir cevap vardır. Osmanlı sadece bir imparatorluk değil, bir medeniyetin her alanda var oluşudur.

    7,90
  • Kuyucaklı Yusuf

    “Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez’in varlığı Yusuf için büyük boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf’un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olmayacağını sanıyordu.” Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hikayesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.

    4,90
  • Kuyudan Da Mümkündür

    “Şuna inanmalıyız ki, şartlar ne kadar ağır olsada; bir imkân her zaman için vardır. Kuyunun derinliğine bakıp yese kapılmamalıyız. Kuyuya atılan Yusuf’u Mısır’a kral yapan irade, çağın Yusuflarını da kuyudan elbet çıkaracaktır. Şu bir gerçektir ki Allah (cc) isterse kuyundan da mümkündür.”

    7,94
  • Maci Kaybettik

    Hayatın içinden konuşan yazar,kimi zaman yaşadığımız günlerin ironik yanlarına temas ediyor kimi zaman da okuru,insan ruhunun derinliklerine doğru bir yolculuğa davet ediyor.Duru bir dilin,sağlam bir kurgunun eseri olan öykülerden oluşan Maçı Kaybettik,yazarın ilk öykü kitabı…

    Yok abi, bunlarla bir daha top oynamam ben.Bundan sonra Metin diye bi’ arkadaşımda yok benim.Siz ne yaparsanız yapın beni ilgilendirmez.Yüzünü bile görmek istemiyorum.Adını da duymak istemiyorum.O densizin ismini ağzınıza almayın benim yanımda.İşim olmaz benim onlarla.Gitsinler ilkokul çocuklarıyla oynasınlar.Madem hep kendi dedikleri olacak.Madem hep yenecekler,yenemediklerinde de kavga edecekler.Gitsinler çoluk çocukla oynasınlar.Hem yenerler hem de döverler.
    -N’oldu lan buna?
    -N’olacak oğlum,maçı kaybettik.

    4,49
  • Madam Bovary

    Madam Bovary, 19. yüzyıl Fransız kadınının kıstırılmış hayatını ve iç dünyasını oldukça şeffaf bir şekilde ele alırken, dönemin kadın erkek ilişkilerine de ayna tutan bir başyapıt.

    Vasat bir doktorla evlendikten sonra boğucu taşra yaşamı içinde sıkışıp kalan genç ve güzel Madam Bovary, mutsuzluğu bir kader olarak kabul etmeye razı olmaz. Büyük hayalleri, hayattan büyük beklentileri vardır; okuduğu romanlardaki tutkunun ve romantik fantezilerin özlemiyle yaşar ve aradığı ideal aşkı bulmak için çıktığı yolda hiçbir fedakârlıktan kaçınmaz. Madam Bovary’nin bu mücadelesini ve sürüklendiği çıkmazı anlatan roman, tutkulu bir hikâyenin gerisinde evlilik, cinsellik ve zenginlik kavramlarını sorguluyor. 1857’de ilk kez yayımlandığında büyük yankı uyandıran, toplumun din ve ahlak anlayışını sarstığı gerekçesiyle yasaklanmaya çalışılan Madam Bovary, 19. yüzyıl Fransası’nın ahlak anlayışına ve burjuva değerlerine karşı güçlü bir eleştiridir.

    “Şairler nasıl bahara şükran duyuyorsa, romancılar da Flaubert’e öyle şükran duymalıdır. Onunla her şey yeniden başlar.”
    JAMES WOOD

    10,24
  • Mağaradakiler

    Aydın mı dersiniz, entelektüel mi dersiniz? İki kavrama farklı anlamlar mı yüklersiniz? Aydınlardan entellektüellerden çok şeyler mi beklersiniz, hiçbir şey beklemez misiniz? Öyle ya da böyle, kültürle derinlemesine alışveriş kaygınız arsa zaman eksenine düşünce mesaisi düşünebiliyorsanız bu kavramlar üzerine kafa yorarsanız bu sorulara cevap ararsınız ufuk ararsınız. Cemil Meriç’in hakikatte içi de, dışı da bir mağarayı anlattığı kitap Mağaradakiler bir geniş ufuk kitabı.

    10,24
  • Mağaradan Arş’a

    Nasıl ki Ashab-ı Kehf bir mağaraya sığınarak Arş’a yükselmiş ve Allah Teâlâ onları kıyamete kadar peygamberlerin dahi hepsinin adını koymadığı kitabına sure ismi olarak koymuş, yüceltmiş ve bütün gençlerin örneği yapmışsa bu demektir ki ey genç kardeşlerim ve bacılarım; Allah size tıpkı namazda Fatiha’yı unutmamanızı buyurduğu gibi her cuma günü on ayetini okumayı buyurduğu Kehf suresini de unutmamanızı istiyor demektir. Onlar İsa aleyhisselama iman etmiş delikanlılardı. Jüpiter’in ilah olmadığını söyledikleri için zamanlarının jandarma-polisiyle kovalandılar. Bugünün gençlerini de Allah, Kehf suresinde delikanlı olmanın en güzel örneğini veren bu yedi adamı taklit etmeye çağırıyor. Onları saray zevki hapsetmek istiyordu; sizi de diplomalar, şehvetiniz, internet hapsetmek istiyor. Onların putu saraydı, sizin veya başka bir neslin putu değişebilir; ama Allah aynı Allah, imtihan aynı imtihandır. Allah’ı arıyor ve onun cennetine girmek istiyorsanız, kıyamet günü herkesin liderleriyle ve hayran olduklarıyla çağrıldığı anda dizi-film aktörleriyle dirilenler olacağı gibi siz de üç yüz yıl uyumuşlarla dirilmek arzusundaysanız; bu kimseler aynanın karşısında saatler geçirenler ya da bir böcek maruz kalsa zehirleneceği kadar yoğun parfüm kullananlar, merhaba demek için açtığı telefonu namaz vakti geçtiği hâlde hâlâ kapatmayanlar olmayacaktır herhâlde…

    5,90
  • Mahrem Cevaplar

    Eşimle tartıştık, ‘Erkeksen beni boşarsın!’ dedi. İki çocuğumuz var, eğitim seviyesi ve dini bilgisi ham; ne yapmalıyım ben bu söz üzerine? Erkeklik yap ve boşama. Zira eşin seni, erkeklik adına düşüklüğe çekmek istemiş. Seviyenizi yüksek tutun. Erkeklik gösterin, sabır gösterin, sebat gösterin ama tuzağa gelmeyin. O sözü o söylemedi, şeytan söyletti. Cevabınız şeytanın istediği gibi olursa sonuçta kimin mutlu olacağını bilmelisiniz. Çocuklarınıza acıdığınızdan değil erkek olduğunuzdan dolayı tuzağa düşmeyin. Sonunda kazanan siz olursunuz. Allah sabrınızı mübarek kılsın.

    6,90
  • Masal Kuyusu

    Evvel zaman içinde kasabanın birinde çok derin bir kuyu varmış.O kadar derinmiş ki hiç kimse inmeye cesaret edemezmiş. Kuyunun da sihirli olduğu da yıllardan beri söylenegelirmiş. “Söz var, icraat yok” gerçeği o zaman bile geçerliymiş. Kasabanın gençlerini bir meraktır sarmış. Ama ne merak? Yatsan yatamaz, kalksan kalkamazsın denecek türden bir merak. Kasabanın yaşlılarının tüm uyarılarına rağmen kuyunun sırrını araştırmaya karar vermişler.

    4,49