Sehe 2681–2700 zwischen insgesmt: 3487

  • Topkapı’dan Topkapı’ya İstanbul Gezi Yazıları 1 (1986)

    Mustafa Kutlu’dan İstanbul gezi yazıları! Bizleri alıp İstanbul’un 35 yıl önceki ara sokaklarına, caddelerine, dükkânlarına, araçlarına götürecek; kendi gözünden yorumları ile kimi zaman duygulandıracak, kimi zaman ise gülümsetecek bir kitap… Üç kitaplık seri hâlinde yayımlanacak olan İstanbul gezi yazıları Kutlu’nun önceden yazıp bir kenara kaldırdığı, şimdi tekrar gözden geçirip okurlara sunduğu gezi yazılarından oluşuyor. İlk kitabını okuduktan sonra diğer kitaplarını da heyecanla bekleyeceğimiz bir seri…

    6,79
  • Toplum Psikolojisi Ve Empati

    Dünya geçmiş asırlara göre daha müreffeh, fakat hayat standartlarının yükseldiği, zenginliklerin arttığı toplumlarda şiddet azalmıyor, hatta tam aksine artıyor. Her gün önünden geçtiğimiz bir toplumsal histeriyle karşı karşıyayız. O halde toplum neden böyle oldu? Dünya topluluğu nereye gidiyor? Üstelik suçluların çoğu da akıl hastası değil. O halde sebep nedir? Tahammülsüzlük mü? “Öteki”nin duygusuna kayıtsızlık mı? Yoksa empati eksikliği ve bencillik yükselen bir trend haline mi geldi? Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Toplum Psikolojisi ve Empati’de dikkat çekici tespitlerde bulunuyor. Yazar, bireysel ve toplumsal şiddet ilişkisini irdelerken, hem geçmişteki toplumları inceliyor hem de günümüz toplumunu, bireyler üzerinden biyolojik ve psikolojik verilerle tahlil ediyor. Son yıllarda şiddet eğiliminin artışıyla birlikte ayyuka çıkan sosyal şizofreniyi ele alıyor, şizofreninin aslında bireyden topluma doğru yayıldığını ileri sürüyor ve buna çözüm önerileri getiriyor. Toplum Psikolojisi ve Empati günümüzün toplumsal dertlerini anlamak ve bunları çözmek adına atılmış güçlü bir adım.

    12,90
  • Toplum Sözleşmesi

    Toplum Sözleşmesi, Fransız Devrimi’nin felsefî zeminini hazırlayan eserlerin başında geliyor. Batı dünyasını şekillendiren temel siyaset teorilerinden biri olarak da görebileceğimiz Toplum Sözleşmesi’nde Rousseau, sınıf ayrımı gözetmeksizin her bireyi kanun önünde eşit kabul etmek gerektiğini savunur. Bireysel özgürlüklerin güvence altında olduğu, genel iradeye ve mutabakata dayanan sistem, “gönüllü köleliği” de ortadan kaldıracaktır. Rousseau’nun yazıldığı ilk günden beri sürekli tartışılan bu klasik metni, siyaset bilimine; mülkiyet, halkların egemenliği, genel irade gibi kavramları armağan etmiştir. Bununla da kalmayıp, çeşitli demokrasi modellerinin nasıl ve hangi koşullarda gerçekleşebileceğinin altını çizerek demokrasi teorilerine bugün bile katkı yapmayı sürdürmektedir.

    4,49
  • Toplum Sözleşmesi

    Modern demokrasi anlayışının temelini oluşturan toplum sözleşmesi öğretisiyle ünlenen J.J. Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi adlı yapıtı Fransız Devrimi’nin de esin kaynağıdır.
    Bütün hükümetlerin, yönetilenlerin onayına uygun biçimde kurulduğu bir düzeni savunan bu yapıta göre, “Toplumun temeli, kişilerin korunma karşılığı kendi istemlerinin tamamını, bütünün istemine teslim etmesiyle imzalanmış bir sözleşmedir.”
    Yazar bu yapıtında Devrim’in çağrısına uyup, genel seçim hakkı olan bir cumhuriyet istemiş yurttaşların eşitlik, özgürlük, kardeşlik haklarından yana olmuştur.

    5,64
  • Toprağın Uyanışı

    José Saramago’nun çocukluk deneyimlerinden taşıdığı izlerle tartışmasız en kişisel, en mahrem yapıtı. Hayal dünyasının yatağını oluşturan anıların kök tuttuğu amansız bir coğrafyanın insanlarını anlatıyor. Yirminci yüzyılın başında Portekiz’in güneyindeki Alentejo eyaletinde yaşayan Mau-Tempo ailesinin üç kuşak süren hikâyesi boyunca, hayat mücadelesi veren yoksul ve topraksız köylülerin maruz kaldıkları sömürüye ve uğradıkları onca zulüm ve işkenceye rağmen hiç kaybetmedikleri isyan ve direniş ruhuna tanıklık ediyoruz.
    Saramago’nun deyimiyle “yaşam karşısında takınılan doğal ağırbaşlılık” Alentejo’nun uçsuz bucaksız düzlüklerindeki çetin koşullar içinde başlı başına bir erdeme dönüşüyor.
    devamını oku

    9,09
  • Toprak Ana

    Erkekleri askere alınan köylerde geride kalanların çektiği sıkıntılar etkileyici bir üslupla anlatılır. Eldeki yetersiz yiyeceğin muhtaç olandan başlanarak dağıtılması, dört gözle beklenen hasat zamanları, umutların hasat zamanına ertelenmesi, savaş yüzünden ürünün hemen hepsinin merkezden istenmesi, boşa çıkan umutlar, yine açlık, sefalet, bir yandan cepheden gelen ölüm haberleri, umutsuz bekleyişler, savaşın uzun sürmesi üzerine aşağı çekilen cepheye çağrılma yaşı, yine gidenler, ayrılıklar, gözyaşları… Yani tek kelimeyle ve bütün zulmetiyle; savaş.

    7,94
  • Tüfek, Mikrop ve Çelik (Karton Kapak)

    TÜRKİYE’YE ÖZEL ÖNSÖZLE

    “Bu kitap tüm kıtalardaki insanların on üç bin yıllık kısa tarihi. Herkes ve her şey anlatılıyor. Farklı kıtalardaki farklı toplumların farklı gelişmelerini ikna edici ve bilimsel bir şekilde açıklayarak ırkçı yaklaşımları yerle bir ediyor… İlk iki sayfayı okuduktan sonra elinizden bırakamayacaksınız.”
    Paul R. Ehrlich, Stanford Üniversitesi

    “Büyüleyici… İnsanlık tarihini anlamak için bir temel oluşturuyor.”
    Bill Gates

    “Büyük soruların ve büyük cevapların kitabı.”
    Yuval Noah Harari

    “İnanılmaz derecede kapsamlı bir kitap. Jared Diamond diğer birçok yazarın başaramadığını başarıyor ve altı yüz sayfa içinde tüm dünyanın tarihini başarılı bir şekilde anlatıyor. Son yıllarda insanlık tarihi hakkında basılmış en önemli ve okunaklı kitaplardan biri.”
    Nature

    “İnsanlık tarihi araştırmalarında ciddi ve çığır açıcı kitaplar ancak her nesilde bir geliyor. Tüfek, Mikrop ve Çelik de bu klasiklerin arasında yerini almaya hazır… Diamond teknolojiye olan hâkimiyetini geniş bir tarihsel kapsamla birleştiriyor. Yıllardır bu kadar özenli ve geniş kapsamlı bir kitap basılmamıştı.”
    Washington Times

    “Jared Diamond, bilimsel verileri herkesin anlayabileceği bir biçimde açıklıyor ve insanlık tarihinin nasıl geliştiğini merak eden herkesin ilgisini çekecek bir konuyu işliyor… Irkçı yanıtlara karşılık bilimsel temelli bir teori üreterek herkese büyük bir iyilik yapmış. İnanılmaz derecede ilgi çekici bir kitap.”
    Los Angeles Times

    Dünya üzerinde yaşayan bütün insanların 13.000 yıllık tarihi…

    İnsanlık tarihi, devletler, savaşlar, keşifler, icatlar ve yeniliklerle doludur. İmparatorluklar kurulup yıkılırken, tarihin seyrini değiştiren, kıtaların kaderlerini belirleyen olaylar yaşandı. Ancak insanlık tarihi nasıl başladı ve nasıl şekillendi? Anadolu ve Orta Doğu coğrafyası tarihin akışında neden bu kadar önemli? Neden Avrasya’da atlar evcilleştirilebilirken Afrika’da zebralar evcilleştirilemedi? Neden Amerika kıtasının yerlileri Avrupa’yı istila etmedi de tersi oldu? Neden bazı toplumlar zenginken diğerleri fakir kaldı?

    Tüfek, Mikrop ve Çelik, insanlık tarihinin en can alıcı ve önemli sorularını soran ve bilimsel kanıtlarla yanıtlayan muhteşem bir eser. Biyoloji, coğrafya, dilbilim ve tarih gibi birçok alandan yararlanarak yazılmış, “Batılı” koşullandırmalardan arınmış, geleceği gösteren bir tarih kitabı.

    Dinlerin nasıl doğduğu, devletlerin nasıl kurulduğu, mikropların ve onlara bağlı hastalıkların nasıl oluştuğu, tarım ve hayvancılığın hayatımızdaki önemi, yazının neden icat edildiği, insanoğlunun teknolojiyi nasıl ve neden geliştirdiği, insanlık tarihinin temellerinin neler olduğu ayrıntılarıyla bu kitapta inceleniyor.

    Ve tüm hikâye bundan 13.000 yıl önce Orta Doğu’da yaşayan bir insanın bir buğday tanesini toprağa ekmesiyle başlıyor.

    “Sanatsal, bilgilendirici ve eğlenceli… Bir konunun daha önce akla hiç gelmemiş yönlerini aydınlatan bir pencere görmek gibisi yoktur ve Jared Diamond da tam olarak bunu yapmış.”
    William H. McNeil, New York Review of Books

    “Bu kitabın kapsamı ve açıklayıcı gücü inanılmaz.”
    The New Yorker

    “Tüfek, Mikrop ve Çelik’te açıkça görebiliyoruz ki, hiçbir bilim insanı sosyal meseleleri Jared Diamond kadar açıkça ve rahatlıkla anlatamıyor. Bu inanılmaz derecede başarılı kitapta biyoloji ve tarih bilimlerini birleştiren Jared Diamond insan durumunu hiç olmadığı kadar derinlemesine anlatıyor.”
    Edward O. Wilson, Harvard Üniversitesi

    “Sahip olanlar ve olmayanlardan oluşan dünyamızın nasıl oluştuğunu açıklayan nefes kesici bir kitap. Daha önce hiç bu kadar büyük bir uzmanlık ve şefkatle işlenmemiş bir konu.”
    The Times

    “Fevkalade ve ikna edici bir kitap. Kapsamı ise inanılmaz.”
    Observer

    “Bu kitap beni Orta Çağ savaşlarını araştıran bir tarihçiden insanlık tarihi öğrencisine dönüştürdü.”
    Yuval Noah Harari

    “İlgi çekici ve aşırı derecede önemli… Bu kitabın bir özetinin çıkarılması ona haksızlık olur.”
    David Brown

    “En temel düzeyde insanlık tarihini merak eden herkesin ilgisini hak ediyor. Zirvede bir eser. Diamond insanlık tarihinin mantıklı ve kanıtlara dayanan bir öyküsünü yazmış.”
    Thomas M. Disch
    devamını oku

    14,84
  • Tuhaf Bir Gezgin’in Gizemli Öyküsü

    Yazılmayınca, anılmayınca, hatırlanmayınca yaşananlar… yaşanmış sayılır mıydı?” “İyi Dertler Arkadaşlar”ın yazarından bu sefer kurmaca bir serüven. Dünyayı dolaşıp el yazması günlükleri ve hikayelerini avlayan bir gezginin macerasına katılmaya hazır mısınız? Amerika’dan Fransa’ya, Sicilya’dan İspanya’ya, Mısır’dan Fas’a, Kıbrıs’tan Kudüs’e film tadında bir yolculuk sizi bekliyor. Okurken ülkelerin daha önce bilmediğiniz yerlerine dikkat kesilirken günlüklerin hikayelerine hayran kalacaksınız. Sinematik Öykü formatının başat örneklerinden olan bu kitap size farklı bir deneyim vaat ediyor. İyi Dertler serisinin ikinci kitabı olan “Tuhaf Bir Gezginin Gizemli Öyküsü” sizi heyecanlı bir maceraya çağırıyor. “Çünkü tarih, tarih kitaplarında anlatıldığı gibi değildir. Tarih, şahit olanların hatıralarında kalandır. Ben o hatıraların peşindeyim…”

    6,79
  • Tünelden Önceki Beyaz Ev

    Çocukluğundan beri yurt dışında yaşamını sürdüren Eren, dedesinin ölüm haberiyle birlikte İstanbul’a gelir. Cenaze işlemlerini bir an önce bitirip geri dönmeyi planlamaktadır. Ancak hiçbir şey planladığı gibi gitmez. Çünkü çocukluğunun geçtiği, içerisinde annesini kaybettiği ve dedesinden miras kalan Beyaz Ev’e yıllar sonra ilk adımını atmıştır. Eren’i Beyaz Ev’de birçok gizemli olay beklemektedir. İlk olarak evin sınırlarındaki bir ormanda insan parçaları bulunur. Hemen ardından ise evin içerisinde doğaüstü ve açıklanamayan olaylar yaşanır. Günden güne karmaşıklaşan olaylar dizisine, 162 odalı Beyaz Ev’in lanetli olduğu ve zaman içerisinde kendiliğinden büyüdüğü dedikoduları eklenir. Üstelik Eren, soruşturmayı yürüten Komiser Emris tarafından da baş şüpheli ilan edilmiştir. Eren ve Emris için tüm bu gizemli olayları çözmek kolay olmayacaktır. Çünkü hiçbir şey tahmin ettikleri gibi değildir ve olayların sonunda çok büyük bir sürpriz onları beklemektedir. Korku hikâyelerinin başarılı anlatıcısı ve araştırmacısı Işıl Işık’tan, her sayfası merak ve heyecan dolu bir polisiye roman sizleri bekliyor. Korkularınızla yüzleşmeye ve gizemli olayları çözmeye hazır mısınız?

    11,39
  • Türk Olamadıysan Oldun Amerikalı

    “TÜRK OLAMADIYSAN OLDUN AMERİKALI” İsmet Özel’in Türkiye’de her şey olup bittikten sonra Müslümanların tekrar toparlanabilmesi için şuanda edinecekleri istikameti nasıl tayin etmeleri gerektiğini izah ettiği yazılarından müteşekkildir. “Türk Olamadıysan Oldun Amerikalı” evvelce neşrolmuş “Desem Öldürürler Demesem Öldüm” ve “Küfrün İhsanı Olmaz” kitaplarından sonra Kur’an harfleri ile sağdan sola, latin harfleri ile de soldan sağa neşredilmiş üçüncü İsmet Özel kitabıdır. Türk olmayanlar Türkiye’nin Türkiye olmasına itiraz edenlerdir. Büyük sıkıntı Türklük aleyhine faaliyetlerini Türk kisvesine girip yürütenlerden doğdu. Sıkıntı devam etmektedir. Başı sıkışan bütün Türk düşmanları, Türklük düşmanları, Türkiye düşmanları kendilerinin de Türk oldukları, yerlerini Türklük içinde ve lehinde buldukları, yaptıklarını Türkiye uğruna yaptıkları iddiası güder. İddia ederler; ama bunu ispata yanaşmazlar. Hâlbuki beyyine külfeti müddeiye düşer. Onlar yük olarak yanlarında Türklüğün tarihten, Türkiye’nin haritadan silinmesi halinde tesirini gösterecek kozlar bulundurur. Türk görünülse bile Türk olmamak cem olmuş haldedir. Bu toplanmışlık Türk karşısındadır ve her biri yanındakinin kazancından istifadeye gözünü dikmiştir.

    12,54
  • Türk Siyaset Tarihinde Milli Görüş

    Türkiye’de gerçekleşen 1960 darbesinden sonra gelişen süreçlerle birlikte 1969 yılında Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Konya’dan Bağımsız Milletvekili seçilmesiyle birlikte İslâmî mücadele, partileşerek siyaset sahnesi içerisinde kendine has bir metot geliştirmiştir. Bu süreç içerisinde Milli Görüş Hareketi olarak kendini tanımlayan, daha sonra Türk siyaset tarihinde Milli Görüş Partileri serüvenini başlatmıştır. Milli Görüş Partileri sırayla: Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi ve Saadet Partisi olarak Türk siyasetinin son 50 yılına damga vurmuştur. Elinize aldığınız bu kitap, Milli Görüş Hareketi öncesinde İslâmcılık olarak adlandırılan sürecin daha sonra Milli Görüş’e çevrilmesini ve ondan sonra verilen mücadele hakkında ayrıntılara girmeden yüzeysel olarak genel bilgileri ele almaktadır. Çalışmamız: Son yüzyılın İslâmcılıktan Milli Görüş’e geçiş sürecini ele alarak siyaset sahnesinde mütedeyyin siyaset anlayışının doğuşunu, gelişmesini ve kendi içerisinde yaşadığı kırılmaların tarihsel sürecini anlatmaktadır. İkinci kitap olarak size sunacağımız MİLLİ GÖRÜŞ HAREKETİNİN TEMEL PRENSİPLERİ kitabından önce okunması gereken bu kitap: İslâmcılık ve Milli Görüş Hareketi adına yazılmış kaynaklara dayanılarak hazırlanmıştır. Üç ana kitap çalışmamızın ilki olan bu çalışma temel olarak Recep Taha Engin’in Yüksek Lisans Tezinde yer alan ve çıkartılan konu başlıklarının eklenmesiyle hazırlanmıştır. Üç seriden biri olan bu kitabımız, daha sonraki süreçte MİLLİ GÖRÜŞ HAREKETİNİN TEMEL PRENSİPLERİ ve MİLLİ GÖRÜŞ PARTİLERİ ve SÖYLEMLERİ olarak sizlere sunacağımız bu kitaplarla da son bulacaktır

    8,90
  • Türk Tarihinde Liderler

    Dünya tarihine adını yazdırmış birçok Türk lider vardır. Bu büyük liderler tarihe damga vurarak olayların seyrini değiştirmişlerdir. Dünyadaki dengelerin yeniden kurulmasını sağlayarak bir çağın kapanıp yeni bir çağın açılmasına da sebep olmuşlardır. Başarıları ile adlarından söz ettiren bu liderler; yönetim anlayışları, stratejileri, zekaları yüksek cesaretleri, yaratıcı düşünce yapıları ve kişisel özellikleri ile de dikkatleri çekmeyi başarmışlardır.
    Bu kitapta, Motun Tanrıkut’dan Atatürk’e kadar Türk tarihindeki liderlerin hayatlarını, başarılarını ve önemli özelliklerini konu eden makaleler yer almaktadır. Bu mütevazı çalışma ile çok değerli uzmanların birikimleri neticesinde Türk tarihinin önemli liderleri hem yad edilmiş hem de tarihe bir kez daha not düşürülmüş olunacaktır. Şüphesiz, Türk tarihindeki liderler bu kitap çerçevesinde ele alınan kadar değildir; ancak kitapta bu kadarına yer verilebilmiştir.

    Bu kitapta, Abdrasul İsakov, Abdulkadir Özcan, Ahmet Taşağıl, Ali Ahmetbeyoğlu, Bihter Gürışık Köksal, Cemal Zehir, Cezmi Eraslan, Cihan Piyadeoğlu, Erhan Afyoncu, Erkan Göksu, Gülseren Ceceli Dursun, Hayrunnisa Alan, İlyas Kemaloğlu, İzzetullah Zeki, Konuralp Ercilasun, Kürşat Yıldırım, Mehmet Ersan, Necati Avcı, Okan Yeşilot, Osman Gazi Özgüdenli, Osman Sezgin, Ömer Soner Hunkan, Tufan Gündüz ve Vahdettin Engin’in makaleleri yer almaktadır.

    11,39
  • Türkçe Ezan ve Menderes Bir Devrin Yazılamayan Gerçekleri

    Mustafa Armağan, Türkçe ezanın okunduğu günleri ve Başbakan Menderes’in Arapça ezanı serbest bıraktırdığı günü yaşayanları konuşturarak yakın tarihimizin bu unutturulmuş döneminin perdesini aralıyor.

    “İnsaf ediniz, diyorlardı. “Allahuekber” dedi diye insan tutuklanır mı? Caminin içinde Arapça okumak suç değil. Fakat minareye çıkınca suç oluyor. Keza minareden ezan yerine küfür edilse yine suç değil. Fakat Allahuekber denilince hapishane hazır. Bu bizim 1300 yıllık geleneğimiz. Biz 1300 yıldan beri Allahuekber demeğe alışmışız. Mademki laikiz, neden ezan okurken “Tanrı Uludur” yerine “Allahuekber” dediğimiz için bizi hapse atıyorsunuz? Bir Hıristiyan, ibadetini istediği lisanla yapınca ses çıkartmıyorsunuz da, bizim Allah huzuruna çıkışımızda alıştığımız lisanda konuşmağa neden müsaade etmiyorsunuz?”
    (Bir Türkçe ezan mağdurunun sözleri…)

    10,24
  • Türkçe Sözlük A’dan Z’ye TDK Uyumlu (Plastik Kapak, Çanta Boy)

    A’dan Z’ye TDK’nın son değişikliklerine göre hazırlanmıştır. DİLİN ÖNEMİ Konfüçyüs’e sormuşlar: Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız yapacağınız ilk iş ne olurdu? Büyük filozof şöyle cevap vermiş: Hiç kuşkusuz, dili gözden geçirmekle başlardım. Çünkü dil kusurlu olursa, kelimeler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılamazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilmez. İşte bunun içindir ki, hiçbir şey dil kadar önemli değildir.

    6,79
  • Türkiye ABD İlişkilerinin Psikolojisi

    Missouri Gemisi İstanbul’a demirlediğinde takvim yaprakları 5 Nisan 1946 Cuma gününü gösteriyordu. İkinci Dünya Savaşı bitimindeki bu kritik tarih, Cumhuriyet Türkiye’sinin kaderini şekillendirecek gelişmelerin başlangıcıydı. Mecliste yapılan konuşmalar ve gazetelerde yayımlanan yazılar ABD’nin Türkiye’de sempatiyle anıldığını, iyiliksever, koruyucu ve kurtarıcı bir imgeyle baş tacı edildiğini hatta kutsandığını gösteriyordu. Başbakan Şükrü Saraçoğlu için ABD “Dünyanın en mükemmel çocuğu” idi. CHP vekili Muhittin Baha Pars Amerikan Başkanı Roosevelt için “Peygamber gibi temiz ve kusursuz” nitelemesinde bulunmuştu. Celal Bayar ise Türkiye için NATO’nun “imanlı bir uzvu” diyordu. Türkiye’nin siyasal ve kültürel elitine hakim olan bu duygusal atmosfer yaklaşık yirmi yıl boyunca devam etti. 5 Haziran 1964 günü ABD Başkanı Lyndon Johnson tarafından İsmet İnönü’ye yazılan mektup, Türkiye’deki yerleşik Amerikan romantizmini sarstı. O günden sonra Türkiye ABD ilişkileri hiç bir zaman 1950’lerdeki altın yıllarına dönemese de, ABD’nin Türkiye üzerindeki belirleyici etkisi devam etti.

    12,54
  • Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi (Ciltli)

    MODERN TÜRKİYE İDARESİNİN OLUŞUMU VE TARİHİ SERÜVENİ… “Akdeniz dünyasında üç tane ‘Roma İmparatorluğu’ vardı. Bu üç Roma, yeniçağların ulusçu imparatorluklarından farklı, kendilerine özgü geleneksel yapıları ve ideolojileri olan siyasal toplumsal sistemlerdi. Bu geleneksel Roma imparatorluklarının üçüncüsü ve sonuncusu Osmanlı İmparatorluğu’dur. Onun içindir ki bu imparatorluğun kurumlarını ve yapısını incelemek, Türklerin tarihini incelemenin ötesinde bir anlam taşımaktadır.” İLBER ORTAYLI Modern Türkiye idaresinin oluşumu altı yüzyıllık ömrü olan Osmanlı İmparatorluğu’nun ve etrafındaki devletlerin tarihini incelemekle anlaşılabilir. Osmanlı devlet teşkilâtının yapısal özelliklerini anlamak için toprak sistemini derinlemesine analiz etmek gerekir. Osmanlı sistemi toprak rejimine dayanır. Bu rejim ise ülkenin maddî şartlarına özellikle de teknolojik düzeyine dayanan nedenlerin bir biçimlenişidir. Tarımsal teknolojinin doğurduğu üretim ve denetim faaliyetleri; ülkenin yerleşim düzenini, idarî yapısını, kentlerin yapısını ve aktivitelerini, ulaşımı, ticareti etkilemekte ve biçimlendirmektedir. Bu nedenle merkezî idare, taşra idaresi gibi kurumların yanı başında kentsel yapının da ele alınması zorunludur. İlber Ortaylı rehber niteliğindeki çalışmasında; önce Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde yer aldığı çağdaş dünyaya, Avrupa ve Asya’nın diğer geleneksel sistemlerini karşılaştırarak bakıyor. İslâm devletinde yönetimi inceledikten sonra Ortaçağda Akdeniz ve İtalyan denizci devletleri ile 12. ve 13. yüzyılda Anadolu’nun idari yapısını çözümlüyor. Daha sonra idari tarihimizin en önemli meseleleri olan Osmanlı toprak sistemini, merkez ve taşra örgütlerini, şehirleri, ulaştırma sistemini anlatıyor. Siyasal ve toplumsal değişme dönemini ele aldıktan sonra ise Türk modernleşme tarihini, yani Tanzimat dönemini aydınlatıyor. “Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi”; Osmanlı İmparatorluğu’nun kurumlarını ve yapısını konuya ilgi duyan her okurun anlayabileceği bir dille aktarırken, Türk tarihinin en kritik konularına da ışık tutmuş oluyor.

    14,84
  • Türkiye’nin Maarif Davası

    Hakikat aşkına sahip insanlar, cemiyetin içinde çoğalmadıkça, hakikat aşkı cemiyet içinde en yüksek ve muhterem yeri tutmadıkça ve hakikatin ihtirası cemaat içerisinde bir umumi cereyan, büyük bir hareket haline gelmedikçe, milli mektep gerçekten var olmayacaktır.

    9,09
  • Türkiye’nin Yakın Tarihi

    “Osmanlı İmparatorluğu gürültüyle ve aniden ortadan kalktı. Büyük imparatorluklar artlarında üç-beş yıllık değil, yüz yıllık sancılar bırakır.”

    “İttihatçılar vatanseverdi, bu onların hem gücüydü, hem de hatalarının bir nedeni…”

    “Türk toplumu yeryüzü tarihinin en büyük devrimini yaşayan yerkürenin devlerine karşı varlık mücadelesi vermiştir.”

    “1924 Anayasası hem bizim tarihimiz hem de yakın tarih için Balkanlar Dünya Savaşı’ndaki ağır hatalar ve boş özlemler sebebiyle, İkinci Dünya Savaşı’na ihtiyatla yaklaşılmıştı.”

    “6-7 Eylül olayları, Varlık Vergisi ile birlikte yakın tarihin en büyük sorun çıkaran iki tertibidir. Tertiplerin akışına sorumlular bile hakim olamamıştır.”

    “Yassıada duruşmaları hiçbir hukukçunun onaylayamayacağı biçimdeydi.”

    “Türkiye anayasaları boyuna yenileniyor. Yenilenmeyen politikanın örgütlenme biçimi ve eğitimidir.”

    ***

    Türkiye’nin önde gelen tarihçilerinden İlber Ortaylı Türkiye’nin gündeminden düşmeyen anayasa tarihimizden seçimlere, Birinci Dünya Savaşı’nın acı sonuçlarından İkinci Dünya Savaşı’ndaki denge politikasına, Enver Paşa’nın komutanlığından İsmet İnönü-Adnan Menderes çatışmasına, komşu ülkeler Irak, Suriye, İran ilişkilerinden Abd, Rusya ve Avrupa Birliği politikasına, askeri darbelerden eğitim sistemimize kadar birçok konuda yakın tarihimizin dönüm noktalarını farklı bir bakış açısıyla ve sıra dışı analizleriyle ele alıyor.

    Türkiye’nin Yakın Tarihi 20.yüzyılda Türkiye’nin geçirdiği değişimin arka planını merak eden okurlar için kaçırılmaması gereken bir kitap.

    9,09
  • Türkiye’nin Ağaçları Albümü İğne Yapraklı Ağaçlar

    Türkiye’nin Ağaçları Albümü, çocukların ve büyüklerin ağaçları tanımasını ve ayırt etmesini kolaylaştıracak bir rehber seri.
    Elinizdeki rehberde neler bulacaksınız?
    Ağacın Latince ismi, sınıfı, ailesi ve cinsi. Bu bilimsel sınıflandırma sayesinde istediğiniz ağaçla ilgili araştırma yapabilirsiniz.
    İnfo-grafikler: Ağacın Türkiye’de nerelerde görüldüğü. Ağacın ulaşabileceği en uzun boy. Boyunun diğer ağaçlarla yahut bir binayla karşılaştırılması. Deniz seviyesinden ne kadar yüksekte yetişebileceği.
    Yaprak, çiçek, meyve ve tohum görselleriyle birlikte ayrıntılı bilgiler.
    Birbirine benzeyen ağaç türlerini ayırt etmek için ipuçları.
    Ağaçların hangi endüstrilerde kullanıldığı.
    Ağaçların anavatanı, nerelerde yetiştiği ve ağaçlarla ilgili ilginç bilgiler.
    devamını oku

    4,49
  • Türkiye’nin Ağaçları Albümü Meyve Ağaçları

    Türkiye’nin Ağaçları Albümü, çocukların ve büyüklerin ağaçları tanımasını ve ayırt etmesini kolaylaştıracak bir rehber seri.
    Elinizdeki rehberde neler bulacaksınız?
    Ağacın Latince ismi, sınıfı, ailesi ve cinsi. Bu bilimsel sınıflandırma sayesinde istediğiniz ağaçla ilgili araştırma yapabilirsiniz.
    İnfo-grafikler: Ağacın Türkiye’de nerelerde görüldüğü. Ağacın ulaşabileceği en uzun boy. Boyunun diğer ağaçlarla yahut bir binayla karşılaştırılması. Deniz seviyesinden ne kadar yüksekte yetişebileceği.
    Yaprak, çiçek, meyve ve tohum görselleriyle birlikte ayrıntılı bilgiler.
    Birbirine benzeyen ağaç türlerini ayırt etmek için ipuçları.
    Ağaçların hangi endüstrilerde kullanıldığı.
    Ağaçların anavatanı, nerelerde yetiştiği ve ağaçlarla ilgili ilginç bilgiler.
    devamını oku

    5,64