Çocuk bir türlü söz dinlemiyor, kardeşine kötü davranıyorsa…
Ödevini yapmıyor, okuldan sürekli şikâyet geliyorsa…
Aile içindeki sorumluluklarını yerine getirmiyor, yetişkinlere saygısızlık yapıyorsa…
“Bu davranışların karşılığını görmeli,” deyip cezalandırmalı mı?
Yoksa “Artık baş edemiyorum,” diye ilaca mı başlamalı?
Kızarak, azarlayarak, ceza vererek çocuğun davranışları düzeltilebilir mi? Yoksa ceza, yetişkinin çaresizlik gösterisi midir?
Evet, ceza bir eğitim aracı değil, bir aşağılama davranışıdır…
Cezasız Eğitim kitabında çocukla çatışmanın onun kişilik gelişimini nasıl etkilediğini, tepkisel hale getirdiğini, öfke kontrolünü bozduğunu… Cezanın kısa vadede işe yarasa da uzun vadede çocuğa değersizlik hissi yaşattığını ayrıntılarıyla anlattık.
Peki, kızmadan, ceza vermeden çocuk eğitimi olur mu? Olursa nasıl olur?
Cezasız Eğitim 2’de işte bu soruların cevabını aradık.
Pedagog Adem Güneş, Cezasız Eğitim 2’de ‘öğrenme’ yerine, ‘edinmeyi’ tarif etti. Edinebilmek için ‘merak-heves-istek’ üçlüsünün önemini anlattı. ‘Kalıcı Öğrenmenin Üç Derinlik Boyutu’na değindi.
Çocuğun kişilik gelişimini önemseyen anne babalar ve eğitimcilerin bakış açısını değiştirecek bir kitap…