Derler ki, güvercinler uyumazmış. Yorulduklarında, her an uyanacakmış gibi hafif bir uykuya dalarlarmış. Hatta bir gözü uyurken, diğer gözü nöbet tutarmış tehlikelere karşı. Bu yüzden çok kısa sürermiş uykuları.
İnsanoğlu, bir güvercin uykusu kadar kısa, hatta ebedi sonsuzluk karşısında güvercin uykusunun ta kendisi olan dünya hayatını tanımalı ve hesap verme vakti gelene kadar geçen kısa sürede aşkı arayıp aşk ile yaşamayı bilmeli.
Derviş’in de dediği gibi;
“Uyanmak lazım evlat! İnsanın gördüğü düşler hep bir güvercin uykusudur. Çok uzun sürmez. Anlıktır, bir nefes misali… Haydi, evlat uyan şimdi! Güneşi yarensiz bırakma… Yola çık, ölümsüz sevdalar için.
Bu hikâye, güvercin uykusundaki bir gencin ve onu uyandırmaya çalışan bir dervişin hikâyesidir.