Bilali Yıldırım

  • Bay Başkan

    “Bu hikayeyi başkasının anlatmasına izin mi verseydim?” “Biz köklü bir tarihe ve medeniyete sahibiz. Korkacak neyimiz olabilir?” “Dünyaya, akıntıya karşı duranın mevcut düzen olduğunu hatırlatacağım.” Okuduğunuz / okuyacağınız bu kitaptan dışarı çıkan, haykıran, “artık herkes duysun, bilsin, söylesin bizi” diyen üç cümle… Son 300 yılımız “yaptırmazlar” kelimesinin kavramlaşmasıyla geçmiş. Oryantalizmin zerk edildiği zihinlerimizde “bizden” olan her şey marjinal geliyor artık… BAY BAŞKAN, dünyanın en gerçek hayalini kuruyor aslında. Bizde olanı bize hatırlatıyor. Hem de tek bir soruyla. “Neden?” Sorunları kişiselleştiren, sorumluları değil, sorunlardan zarar görenleri kutuplaştıran bu düzende daha güzel bir dünya için çözülmesi gereken “bir” soruna “çözümü” olan bir “adamın” hikayesi… “Yeni bir dünyanın” var olabileceğinin “bizden” bir kanıtı… Yeni bir dünya için gerekli olanların özeti olan kitap bize; kendi hikayemiz olması gerektiğini, kendi hikayemizi kendimizin anlatması gerektiğini, kendimizi tanımamız gerektiğini söylüyor. Dediği çok doğru olan ve her birimizin “evet ya” demesi gereken şey ise: Bugün sokağa çıkıp soralım; kim yaşadığı hayattan, kurulu düzenden, adaletten, haktan, paylaşımdan memnun? Kimse değil mi? O zaman neden değiştirmiyoruz bu düzeni? Değiştirmememiz ne kadar anlamsız değil mi? Yaptırmazlar dediğinizi duyuyorum… BAY BAŞKAN, yaptırmazlar diyenlere, “neden” diye soruyor… Nasıl yapılacağını..

    6,89
  • Sair Zaman Güncesi

    Kelimeler bir vücudun beyni ise kavramlarda kalbidir. Düşünmek için, hayatı anlamlandırmak için kelimelere ihtiyaç duyarız. Peki kullandığımız kelimelerin manasına sen kadar hakimiz? Eğer hayatımızda yanlışlar büyüyorsa, kalabalıklar bir sözün aslından çok şekline hayran olmaya başlamışsa, gerçekler gücünü kaybediyor, yalan olan geçer akçe olmaya devam ediyorsa; durmak gerekmez mi? Bir karar hareket halinde alınamaz der eskiler. Durmalısın. Nerede olduğuna dikkat etmeli, etrafını izlemelisin. Hız ve haz çağı diyorlar bu çağ için. Hızlı olmanın iyi olduğunu söylüyorlar ya. Yalan söylüyorlar? İhtiyacımız olan şey yavaşlamak aslında. Hamasetten uzak, gerçeklerin yakıcı etkisiyle tanışmak, kim olduğunuzu hatırlamak, durduğunuz yerin konumunu güncellemek için bir fırsat bu. İçine hapsolduğumuz zindanlardan kaçmanın en anlamlı yolu düşünmektir. Düşünmeyi bıraktığınızda gardiyanların sultan olabileceklerine ikna olmanız kolaylaşır. Gerçeklere güvenin. Gerçeklerin ortaya çıkmaya huyunu sevin, barışın onunla. İnsanca yaşamak o zaman mümkün olabilir… Bilali Yıldırım’ın Habeşli Bilal mahlasıyla yazdığı denemelerden oluşuyor bu kitap. Yavaşlamanın cazibesine, kelimelerin gücüne, kavramların hükümranlığına davet ediyor okuyucusunu. Sizde eğer yorulduysanız, nefes almak istiyorsanız bu kitap tam size göre…

    9,09
  • Tuhaf Bir Gezgin’in Gizemli Öyküsü

    Yazılmayınca, anılmayınca, hatırlanmayınca yaşananlar… yaşanmış sayılır mıydı?” “İyi Dertler Arkadaşlar”ın yazarından bu sefer kurmaca bir serüven. Dünyayı dolaşıp el yazması günlükleri ve hikayelerini avlayan bir gezginin macerasına katılmaya hazır mısınız? Amerika’dan Fransa’ya, Sicilya’dan İspanya’ya, Mısır’dan Fas’a, Kıbrıs’tan Kudüs’e film tadında bir yolculuk sizi bekliyor. Okurken ülkelerin daha önce bilmediğiniz yerlerine dikkat kesilirken günlüklerin hikayelerine hayran kalacaksınız. Sinematik Öykü formatının başat örneklerinden olan bu kitap size farklı bir deneyim vaat ediyor. İyi Dertler serisinin ikinci kitabı olan “Tuhaf Bir Gezginin Gizemli Öyküsü” sizi heyecanlı bir maceraya çağırıyor. “Çünkü tarih, tarih kitaplarında anlatıldığı gibi değildir. Tarih, şahit olanların hatıralarında kalandır. Ben o hatıraların peşindeyim…”

    6,79
Open chat
Wie können wir Ihnen behilflich sein?