Yaşamak, ele geçen parayı kitap ve dergilere yatırmaktır. Sahilde bir bankta Milli Gazete okumaktır. Meydanın orta yerinde, güvercinlere yem vermektir. Şehrin işlek caddelerinde, bisiklete binmektir. Ekranlara inat Oğuzhan Asiltürk’ü sevmektir. Mütevazı bir kulübeyi lüks bir daireye tercih etmektir. Ruhi Su’dan “Geçti Dost Kervanı”nı dinlemektir. Bir yetimi sevindirmek, ihtiyar bir amcaya hatır sormaktır. Aya, yıldızlara ve güneşe bakmaktır. Mona Roza’yı okumaktır. Ahmet Uluçay’dan “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” filmini izlemektir. Çoğu zaman meteliksiz kalmak, para bulduğunda da “yemekler benden” demektir. Her seçim yenilgisinden sonra “İslam Birliği’’ne daha çok inanmaktır. İki kişiden biri kaybedecekse, kazanan olmaktan imtina etmektir. Tenhalarda hüzünlenmektir. Muhtelif ebat ve çapta günahlarla, Allah’tan mağfiret beklemektir.