<h1><strong>Halil İnalcık Kimdir?</strong></h1> Halil İnalcık, geçmişten günümüze sıkça aratılmaktadır Bu noktada belirtmek gerekir ki Türkiye’nin gururu olarak benimsenen ve hocaların Hocası olarak anılan Halil İnalcık, Türk tarihini dünyaya tanıtan ve birçok başarıya imza atan bir tarihçidir. Halil İnalcık hakkında detaylı bilgi vermek adına bu yazımızı derledik, keyifli okumalar. Dünyaca ünlü tarih profesörü Halil İnalcık, 26 Mayıs 1916'da İstanbul'da dünyaya geldi. Aynı zamanda çocukluğunun savaş yıllarında geçtiğini de belirtmek gerekmektedir. İstanbul serüveninden sonra 1924 yılında, ailesiyle birlikte Ankara'ya yerleşti ve ilkokulu burada, Gazi İlkokulu'nda bitirdi. Belirtmek gerekir ki Halil İnalcık çocukluk yıllarını annesiyle geçirdi. Babası Seyit Bey ailesini bırakıp Mısır'a yerleştiği için baba hasretiyle baş başa kaldı. Zor bir çocukluğun sinyallerini burada daha net görmekteyiz. Ortaokul sürecinde ise yatılı olarak Sivas Öğretmen Okulu'na verilen İnalcık, 1932 yılında ise Balıkesir Necatibey Öğretmen Okulu'na nakledildi. <h2>Halil İnalcık Hayatı</h2> Genel olarak ilkokul ve ortaokul süreci böylelikle tamamlanmış oldu. 1936 yılına geldiğinde Yeni Çağ Tarih bölümünden Ankara Üniversitesinden Mezun oldu. Okuduğu fakültesi de Asistanlık yapmaya başlayınca tarih noktasında ilerledi. Bu yıllarda "Büyük Rivat'e Osmanlı İmparatorluğu ve Kırım Hanlığı" teziyle doçentliğe yükseldi. Doçentliğe yükselmesiyle birlikte Türk Tarih Kurumu üyeliğine seçildi. Halil İnalcık kendisini daha ileriye taşımak ve akademik kariyer yapmak için İngiltere’ye gitti ve Bristish Museum’da çalışmalar yaptı. 1951 yılında Türkiye’ye dönen Halil İnalcık, başarılarıyla bütün ilgilerin odağı haline geldi. Yabancı dile olan hâkimiyetiyle birlikte birçok yayın yaptı. Bu durum daha fazla tanınmasını sağladı diyebiliriz. 1993 yılında Ankara Bilkent Üniversitesi’nde Tarih Bölümünü kurdu ve başarılı öğrenciler yetiştirmeyi hedefledi. Bu noktada bir başarıdan daha bahsetmek gerekir ki Cambridge Uluslararası Biyografi merkezi tarafından sosyal bilimler alanındaki dünyada 200 bilim adamı içerisine girmiştir. Bu durum Türkiye için bir gurur kaynağı olmuştur. Tarihçilerin ışığı Halil İnalcık 25 Temmuz 2016 yılında tedavi gördüğü hastanede çoklu organ yetmezliği nedeni ile 100 yaşında hayata veda etti. <h2>Halil İnalcık Kitapları</h2> <blockquote>Tarih alanında birçok başarıya imza atan Halil İnalcık, Türk Dünyasına olan katkılarıyla bilinmektedir. Halil İnalcık’ın en çok satılan eserlerini şu şekilde sıralayabiliriz;</blockquote> <ul> <li>Devlet-i Aliyye & Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar( Bu kitabın birçok serisi olmakla birlikte her birinin ayrı önemi vardır)</li> <li>Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler</li> <li>Atatürk ve Demokratik Türkiye</li> <li>Halil İnalcık’ın Merceğinden Osmanlı</li> <li>Osmanlı Hâkimiyetinde Ortadoğu ve Balkanlar</li> <li>Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600)</li> <li>Osmanlı’da Devlet, Hukuk ve Adalet, Osmanlı ve Avrupa</li> </ul> Yukarıda yer alan kitaplar bireylerin sıkça araştırdığı eserler arasında yer almaktadır. Bütünüyle incelendiğinde okura muazzam bir bilgi akışı sağlayan ve tarih konusunda gerekli bilgileri sunan bu eserler, MGV Publications ile erişime açıktır. Avrupa online kitap noktasında sizler için bir referans olan MGV Publications, hızlı kargo ve sağlıklı bir süreç sunmaktadır. Almanya, Avustralya, Hollanda, Fransa gibi ülkelerde olup bu kitaplara erişim sağlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. <h2>Halil İnalcık’ı En Çok Satan Kitapları</h2> <strong>Osmanlı ve Avrupa</strong> Halil İnalcık’ın en çok satan kitapları arasında yer alan Osmanlı ve Avrupa genel olarak dönem tarihi hakkında bilgi vermektedir. 15. ve 16. yüzyıllar Avrupa’sı ve Osmanlı ilişkileri donanımlı bir şekilde ele alınarak okuyuculara bilgi vermek amaçlanmıştır. Bilindiği üzere 15. yüzyılın ortalarından itibaren Osmanlı, Avrupa tarihini şekillendirmede çok önemli bir rol oynamıştır. Bu durumun etkilerini günümüzde de görmekteyiz. Osmanlı ve Avrupa eseri hakkında detaylı bilgi almak için ve satış işlemini gerçekleştirmek için MGV Publications ile iletişime geçebilirsiniz. <strong>Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler</strong> Tüm dünya tarihinde olduğu gibi Osmanlı tarihinin kaynaklarına inildiğinde de birçok abartılmış olay ve efsanevî şahsiyet görmekteyiz. Temel olarak incelenen tarih eserlerinde bu tarz durumlara şahit olmaktayız. Kendi tarihimizi doğru bir şekilde öğrenme isteğimizden hareketle Halil İnalcık’ın eseri olan ” Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler “ okunması gereken kitaplar arasında yer almaktadır. Genel olarak sade ve gerçek bir bilgiye erişmek için dünyaca ünlü yazar Halil İnalcık eserleri, sizler için en doğru seçim olacaktır. MGV Publications Avrupa online kitap noktasında büyük bir hizmet sağlamaktadır.
TARİHÇİLERİN KUTBU HALİL İNALCIK’TAN GELECEĞİMİZE IŞIK TUTAN MAKALELER… Halil İnalcık; Osmanlı tarihçiliği alanında tüm dünyanın kabul ettiği bir otorite. Makaleleri ve eserleri zaman geçtikçe önemini ve güncelliğini korumaya devam ediyor. Tarihçiler, öğrenciler ve tüm meraklılar onun yazdıklarıyla ufuklarında bambaşka pencereler açıyorlar ve yeni yollar keşfediyorlar. İnalcık’ın derinlikli analizleri ve geleceğe ışık tutan yorumları, gerek ülkemizde gerekse tüm dünyada kitap okurlarının başucundan eksilmiyor. Halil İnalcık’ın elinizdeki çalışması; diğer pek çok yoğun arşiv malzemesinin kullanıldığı uzmanlık makalelerinden farklı olarak, entelektüel birikimi ile güncel tartışmalara dâhil olduğu genel okuyucuların ilgisini çekebilecek konuları içeriyor. Kitap, modern Türk tarihçiliğinin bir değerlendirmesi ile başlıyor; sonrasında Fransız Annales ekolünün başta Fuad Köprülü ve Ömer Lûtfi Barkan olmak üzere Osmanlı tarihçileri üzerindeki etkisi ele alınıyor. Türk-İslâm devletlerinde kanun yapma geleneğinin irdelendiği üç çalışmada ise töre ve yasa geleneğinin tarihi kökenleri, devlet kanunu fikri ve Osmanlı dünyasında din ve kültür ilişkileri inceleniyor. Daha sonra Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne süreklilik ve kopuş ele alınıyor ve Türk-İslâm Sentezi fikrinin oldukça kıymetli bir eleştirisi yapılıyor. Osmanlı’da siyasi kültür, halk kültürünün temeli; bunun Cumhuriyet dönemine ve kuruluşa etkileri de yerli ve yabancı bilim insanlarının tartışmaları ışığında ele alınıyor. Sonraki üç makalede ise Avrupa devletler sistemi içerisinde Osmanlı ve Türkiye’nin konumu, Osmanlı ve Avrupa arasındaki kültürlerarası etkileşim ve ikinci bin yılda Türklerin tarih sahnesindeki yeri, Osmanlı Devleti’nin başarısının arka planı, 1908-1918’deki ilk devrim hareketi, Batılılaşma sürecinde ortaya çıkan tartışmalar ile günümüze kadar olan etkileri ve laikliğin tarihî kökleri irdeleniyor. Türklük, Müslümanlık ve Osmanlı Mirası; Modern Türkiye’de tarihçilik, Türk tarihinde kanun yapma, din ve devlet ilişkileri, Osmanlı kimliği, Türkiye ve Avrupa ilişkileri, sekülerleşmenin tarihî kökenleri, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e değişim gibi gündemde olan meselelere dair ilham verici bir perspektif sunuyor.
Devlet-i ‘Aliyye’nin birinci cildi Osmanlı Devleti’nin bir beylikten Balkanlar ve Ortadoğu’ya hükmeden güçlü bir imparatorluğa dönüşümünü konu alır. İkinci cilt, padişah ve devlet otoritesinin zayıfladığı 17. yüzyılın ilk yarısındaki iktidar mücadelelerini inceler. Üçüncü cilt, merkezi devlet otoritesinin yeniden kurulduğu “Köprülüler” dönemini, Orta Avrupa’da Habsburglarla süren uzun iktidar mücadelesini, malî ve siyasî bunalıma karşı çözüm arayışlarını ayrıntılarıyla ele alır. Dördüncü cilt ise, Osmanlı Devleti’nin geçirdiği askerî ve malî dönüşümü mercek altına alır, Tanzimat ve Meşrutiyet dönemine kadar uzanan süreçte gelişen olayları takip eder. Ayrıca Birinci Dünya ve Kurtuluş Savaşları sonunda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına uzanan geniş bir kesit sunar. Osmanlı Devleti’nin kuruluş devrinin, hukukî ve idarî teşkilâtının, ekonomik, sosyal ve toplumsal altyapısının detaylı olarak işlendiği Devlet-i ‘Aliyye külliyatının beşinci cildi, Osmanlı-Avrupa ilişkileri, Annales Okulu ve bu okulun Osmanlı tarih araştırmalarına etkisiyle sonlanıyor. Halil İnalcık’ın bu son cilt için bir araya getirdiği İngilizce ve Türkçe makalelerinin yer aldığı eserde, ayrıca serinin tamamını ihtiva eden detaylı bibliyografya da sunulmaktadır.
HALİL İNALCIK’IN KALEMİNDEN
ATATÜRK VE TÜRK MODERNLEŞMESİ
…İşte böylece Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal Paşa’nın kişiliğinde ve etrafında, Anadolu halkı bağımsızlık savaşının önderini bulmuş oluyordu.”
Halil İnalcık
Türk tarihini dünya tarihçiliğine kabul ettiren Halil İnalcık’tan Atatürk, inkılaplar, cumhuriyet, modernleşen Türkiye ve Türklerin fikir, şuur, zihin dünyası…
Atatürkçülük, İnalcık’a göre yüz elli yıllık bir tarihî gelişimin son ve radikal ifadesidir. Günlük siyasi ve sosyal akımların etkisinden korunduğu ölçüde anlaşılacak, Türkiye’nin problemleri daha gerçekçi çözümlere kavuşabilecektir. Elinizdeki eserde İnalcık; hilafet, inkılaplar, modernleşme problemleri, Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş ve yabancı tarihçilerin Atatürk devrimlerine dair yorumları üzerine çok kritik analizler yapıyor. Türkiye için bir tek yükseliş yolu olduğunu söylüyor: “Atatürk devrimini, gerçek ruhuyla benimsemek ve şaşmaz bir şekilde izlemek.”
Türk tarihinin en büyük sorununun Avrupa ile boy ölçüşme olduğunu düşünen İnalcık, bunun bir sorun olarak kalmaması için batıyı da doğuyu da iyi anlamak gerektiği üzerinde duruyor. Türkiye ve Japonya’nın siyasi modernleşmesi, Türk tarihi ve Atatürk’te tarih şuuru, yüzyıla damgasını vuran bir düşünür olarak Ziya Gökalp üzerine yazdığı makalelerle fikir dünyamızı genişletiyor.
Atatürk ve Demokratik Türkiye, cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk ile devrimlerinin kaynağını daha iyi öğrenmek, modernleşen Türkiye’nin sorunlarını daha iyi anlamak için eşsiz bir eser…
ALTMIŞ YILIN ÜRÜNÜ; HALİL İNALCIK OSMANLILAR’I YAZDI…
Halil İnalcık, Osmanlı sosyal-ekonomik yapısını, onu belirleyen belli başlı kurum ve kanunları, tahrir sistemini, Osmanlı’nın kuruluşuna dair merak edilen soruları, Osmanlı fetih yöntemlerini, tarihten günümüze Avrupa ile ilişkilerle alakalı bugüne kadar bilinmeyen birçok şeyi OSMANLILAR kitabında anlatıyor.
“Bu kitabı okuyanlar umuyoruz ki, Osmanlı İmparatorluğu’nun ortaya çıkışı ve gelişimi, fetih yöntemleri, devlet sistemi ve nihayet ezeli rakibi Hıristiyan Avrupa ile ilişkileri üzerine altmış yıla varan araştırmalarımın genel çizgisini bulacaktır. “ Prof. Dr. Halil İnalcık
***
“Halil İnalcık, bu sahanın en seçkin uygulayıcılarından biri… Dünya bilimine katkıları su götürmez. Çabalarının hedefi haline gelmiş konu üzerinde bize sadece teşekkür etmek düşer.”
Immanuel Wallerstein
***
“O yıllarda Yunanistan “cahiliye” dönemindeydi, İnalcık’ın “Fatih Devri Üzerine Tetkikler ve Vesikalar” kitabı çıkmıştı. Seminerde tanıştığım, bilgisiyle beni büyüleyen bu genç adam Türklere hayranlık duymamı sağladı.”
Prof. Dr. Elizabeth Zachariadou
***
“Çok etkileyici, biraz ciddi ve çok fazla gülmeyen bir insan olarak hafızama kaydettim. Aramızda çok fazla yaş farkı vardı, bir süre dostluk anlamında sorunsuz bir ilişki sürdürdük ve bu dostlukta, ilginçtir, yaş farkını hiç hissetmedik. Onunla ilgili yaygın deyiş “Osmanlı Tarihinin Babası”ydı… Bu zaten çok açıktı.”
Prof. Dr. Gilles Veinstein
devamını oku
ORTADOĞU VE BALKANLARDAKİ
OSMANLI HÂKİMİYETİNE GENİŞ BAKIŞ…
Tarih alanında dünyanın tartışmasız en büyük isimlerinden biri olan Halil İnalcık’ın, Osmanlı Devleti’nin Ortadoğu ve Balkanlar üzerindeki hâkimiyetini devlet, toplum, ekonomi ve siyaset pencerelerinden inceleyen çalışmaları bir arada.
Halil İnalcık bu eserinde, Osmanlı devlet geleneğinin tarihi köklerini Kutadgu Bilig’deki Türk ve İran siyaset düşüncelerinde arıyor ve Osmanlı veraset sistemini Türk hükümdarlık geleneği içerisinde ele alıyor. Erken Osmanlı dünyasının ilginç dervişlerinden Otman Baba’nın Fatih Sultan Mehmed ile iktidar ilişkisini ve Kanuni Sultan Süleyman dönemi devlet telakkisi ile kanun yapım sürecini tartışıyor. Ortadoğu’da Osmanlı ve İngiltere arasında gerçekleşen pazar rekabetinin ayrıntılarını gözler önüne seriyor.
Halil İnalcık eserin ilerleyen sayfalarında Papa ile II. Bayezid arasındaki Cem Sultan’a dair anlaşmanın izini sürüyor ve 16. yüzyıl Akdeniz’inde Osmanlı-Fransa işbirliğini irdeliyor. Rus Çarlığı, Kırım Hanlığı ve Osmanlı İmparatorluğu arasındaki iktidar temsillerinin ayrıntılarını sunuyor.
“Osmanlı Hâkimiyetinde Ortadoğu ve Balkanlar”, geniş okuma perspektifleri kazandıran ve ufuk açan bir kaynak…
devamını oku
“Milletleri millet yapan tarihleri ve kültürleridir. Tarihsiz bir millet, kişiliğini kaybetmiş bireye benzer. Bu kitabı okuyanlar umuyoruz ki, Osmanlı Devlet-i ‘Aliyye’sinin (İmparatorluğunun) birçok millet ve dini, altı yüz yıl nasıl bir arada tuttuğunu ve nasıl idare ettiğini öğrenmiş olacaklar.”
Halil İnalcık
Altı asır boyunca egemenliğini devlet, hukuk, adalet anlayışıyla sağlayan Osmanlılar, iktidarlarını ise kanun ile ahlak dengesiyle ayakta tutmuşlardır. Batı kaynaklarında Osmanlı halkından herhangi bir kimsenin hükümdarı bile dava edebileceğinden övgüyle bahsedilmiştir. Öte yandan bürokratlar ise hükümdarın asli prensipleri ezip geçmesi karşısında onu tahtından edebilmişlerdir. Hem Osmanlıları “Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye” yapan hem de “Devlet-i Ebed-müddet” sözünü slogan olmaktan kalıcı bir mekanizma haline getiren düşünce, din ve devletin selameti adına devlet-hukuk-adalet güçlerinin bir direnç unsuru olarak daima bir arada yaşamış ve yaşatılmış olmasıdır.
Tarih yazıcılığında çığır açmış olan Halil İnalcık, Osmanlı’da Devlet, Hukuk ve Adâlet kitabında devlet anlayışı, kanun rejimi, kanunların uygulanış biçimi ve adalet yöntemleri üzerine araştırmalarını bir araya getiriyor. Okuyucular kitabı bitirdiklerinde, Osmanlı Devleti’nin birçok millet ve dini altı asır nasıl bir arada tutup idare ettiğini en orijinal bilgiler eşliğinde öğrenmiş olacaklar.
devamını oku
Tarih alanında dünyanın tartışmasız en büyük isimlerinden biri olan Halil İnalcık’ın, Osmanlı sosyal tarihi ve modern Türkiye’nin ortaya çıkışıyla ilgili çalışmaları bir arada.
Kitabın ilk bölümü, Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasi ve toplumsal sisteminin temelini oluşturan toprak meselesi, çift-hane uygulaması ve tahrir meselesini irdeliyor. Sonrasında Osmanlı tebaası gayrimüslim milletlere dair arşiv vesikalarını, Rum Ortodoks Kilisesi’nin yetki alanını, Osmanlıların Sefarad Yahudilerine iskân hakkı vermesinin özel koşullarını, modern Avrupa’nın gelişmesinde Türk etkisini ve sultanın siyaset alanındaki diğer güç odaklarıyla iktidar mücadelesinin dönüşümünü ele alıyor.
Kitabın ikinci bölümü İmparatorluktan Cumhuriyete geçiş sürecine ışık tutuyor. Özellikle Avrupa ile Ortadoğu arasındaki Türkiye’nin stratejik konumu ve 1924’de Halifeliğin kaldırılması ve Atatürk inkılapları arasındaki ilişkiye dair incelemeleri, İnalcık’ın modern Türkiye Cumhuriyeti tarihi araştırmalarında da ne denli önemli bir yer teşkil ettiğini gösteriyor.
İmparatorluktan Cumhuriyete, hem meslekten tarihçiler hem de tarih meraklıları için bir başucu kaynağı.
devamını oku
OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN
KURULUŞ ÖYKÜSÜ…
Bir sınır beyliğiyken dünyanın en güçlü devletine dönüşen Osmanlı İmparatorluğu’nun hikâyesi… Merhum Halil İnalcık’ın uluslararası akademik çevrelerde tanınmasına vesile olan, birçok dile çevrilen ve alanında temel kaynak olarak kabul edilen dev eser…
Klasik Çağ tabirini tarih literatürüne kazandıran İnalcık bu eserinde Osmanlı İmparatorluğu’nun 1300-1600 yılları arasındaki siyasi gelişmelerini, devlet yönetimini, iktisadi örgütlenmelerini ele almakta, meseleye özellikle kurumlar üzerinden bakmaktadır.
Hâlâ tartışılmakta olan Osmanlı tarihinin dönemlendirilmesi konusuyla başlayan kitabın ilk bölümünde Osmanlı Devleti’nin kökeni, sınır beyliğinden imparatorluğa geçiş serüveni, Fetret Dönemi ve ardından gelen toparlanışı, imparatorluğun iyice kuvvetlenerek bir dünya gücü oluşu ve gerileme meseleleri ele alınmaktadır. İkinci bölümde Osmanlı’nın özellikle devlet yönetimi analiz edilmekte; hanedanın doğuşu, tahta çıkış (cülus), devlet kavramı ve sınıf sistemi, hukuk, saray, merkezi yönetim, eyalet yönetimi ve İnalcık hocanın üzerinde en çok durduğu konu olan timar sistemi incelenmektedir.
Üçüncü bölümde Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ekonomik ve toplumsal yaşam üzerinde durulmakta ve uluslararası ticaret, Osmanlı kentleri, ulaşım ağı, kentli nüfus, lonca ve tüccarlar gibi konular anlatılmaktadır. Dördüncü bölümde imparatorluk halkının dini yaşamı, kültür ortamı, medreseler, ulema, ilmi çalışmalar, bağnazlık ve halk kültürü ile tarikatlar özetlenmektedir. Kitabın son bölümünde ise Osmanlı hanedanı soyacağı, Osmanlı tarihi kronolojisi, sözlük, ağırlıklar ve ölçüler gibi tarih tutkunlarının hem işlerini kolaylaştıracak hem de bundan sonraki okumalarını zenginleştirecek ekler yer almaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600), Osmanlı tarihine ilgi duyan herkes için vazgeçilmez bir başyapıt…
devamını oku
Osmanlı tarihinin kaynaklarına inildiğinde birçok abartılmış olay ve efsanevî şahsiyet görmek mümkün. Bu durumda okurlar şu soruyu sormakta çok haklı: “Kaynakları bile böyleyse, biz kendi tarihimizi nasıl öğreneceğiz?” İşte bu soruya cevap verebilmek için Osmanlı tarihçiliği konusunda tüm dünyanın parmakla gösterdiği Halil İnalcık, özel olarak araştırdığı 18 konuya özel bir dosya hazırlar ve bu dosyaya şu ismi koyar: Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler. Halil İnalcık kitabına Anadolu’nun Türkleşmesi sürecinde Rumlarla olan irtibat, İzmir’i fethedip Bizans’ı ürküten Türk komutanı Çaka Bey, son araştırmalar eşliğinde Ertuğrul Gazi’nin gerçek hikâyesi gibi kuruluş döneminin en önemli sayfalarıyla başlıyor. Kitabın devam eden sayfaları arasında Çelebi Mehmed’in iktidar yolu, İstanbul Kuşatması’ndaki kritik üç gün, İstanbul’un fethi gibi oldukça şaşırtıcı ve kritik konular mevcut. Boğazların 800 yıllık tarihi ve İstanbul, Sultan II. Osman’ın katli, iç savaş döneminin en merak edilen şahsiyeti Kösem Sultan, Sultan I. İbrahim’in hal’i ve katli, Osmanlıların Avrupa’da Protestanlığın yayılmasındaki rolü ve son olarak İnalcık’ın Türk Tarih Kongrelerinin değerlendirmesi ile kitap son buluyor. Araştırmalara özgünlük kazandıran ve birer kanıt değeri taşıyan fotoğraflarla Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler’de Halil İnalcık, koca bir imparatorluğu yeniden ayağa kaldırıyor. Bu kitap sayesinde, size öğretilenlerin üzerine daha fazla bilgi koyabilir ya da bildiklerinizin sadece bir efsaneden ibaret olduğunu görebilirsiniz.
Halil İnalcık’ın Merceğinden Osmanlı kitabı; İnalcık’ın bazı önemli söyleşilerinden, yazılarından, sempozyum ve açılış konuşmalarında dile getirdiklerinden derlenen metinlerin Osmanlı başlığı altında bir araya getirilmesiyle oluştu. Tek yanlı yorumlanmış bu tarihin okumasını doğru yapabilmekte fayda sağlayan bu kitap, Osmanlı’nın istatistik sisteminden yemek kültürüne kadar detaylı bilgiler aktarıyor. Ve İnalcık, tüm bunların kültür tarihi bakımından önemini anlatırken elbette Osmanlı tarihini yorumlayışımıza da büyük katkı sağlıyor.
Halil İnalcık Devlet-i ‘Aliyye’nin ilk cildinde, Osmanlı Devleti’nin bir beylikten güçlü ve köklü bir imparatorluğa dönüşümünün öyküsünü konu ederek geniş kitlelere ulaştı. Okuyucuların merakla beklediği ikinci cildin konusu, imparatorlukta padişahlık otoritesinin yok oluş sürecinde çeşitli odakların iktidarı ele geçirmek için verdiği mücadele…
Halil İnalcık, dönemin tarihçilerinin “tagayyür ve fesad”, yani bozuluş ve kargaşa olarak adlandırdıkları bu durumu, o çağın kaynaklarından ve az bilinen arşiv belgelerinden de yararlanarak günümüz okuyucusu için anlatıyor, yorumluyor.
Devlet-i ‘Aliyye’nin birinci cildi Osmanlı Devleti’nin bir beylikten Balkanlar ve Ortadoğu’ya hükmeden güçlü bir imparatorluğu dönüşümünü konu alır. İkinci cilt ise padişah otoritesinin zayıfladığı ve yok olduğu 17. Yüzyılın ilk yarısındaki iktidar mücadelesini inceler ve Köprülü Mehmed Paşa’nın mutlak bir otoriteyle veziriazamlığa gelmesiyle sonlanır. Devlet-i ‘Aliyye’nin üçüncü cildi, merkezi devlet otoritesinin yeniden kurulduğu Köprülüler dönemini mercek altına alıyor. Bir yandan bu dönemde yaşanan mâli krizi Avrupa’da yaşanan Fiyat Devrimi ile ilişkili olarak değerlendirirken, diğer yandan da Orta-Avrupa’da Habsburglarla süren uzun iktidar mücadelesini ayrıntılarıyla ele alıyor. Bu büyük meselenin yanı sıra Venedik’le Akdeniz ve Ege’de, Fransa’yla Cezayir’de süren ihtilafları da inceliyor. Mali ve siyasi bunalıma karşı çözüm arayışları ve bu çerçevede yazılan ıslahat layihalarını mercek altına alıyor.
Bu cilt, hem Macaristan’daki bir buçuk yüzyıllık Osmanlı hâkimiyetinin sonunu hızlandıran, hem bu yöredeki en önemli müttefik olan Kırım Hanlığı’yla ilişkilerin kaderini belirleyerek Rusya’nın yeni bir güç olarak bölgede ortaya çıkışının ilk belirtilerinin görülmesine yol açan İkinci Viyana Seferi’yle sonlanıyor.
Devlet-i ‘Aliyye, Osmanlı tarihçiliğinin çağımızdaki en büyük isimlerinden Halil İnalcık’ın yarım yüzyılı aşan çalışmalarının bir ürünü. Eserin bu ilk cildi, Osmanlı Devleti’nin bir beylikten Orta-Doğu ve Balkanlar’ı hükmü altına alan güçlü ve köklü bir imparatorluk haline gelişine odaklanıyor. İnalcık Osmanlı Klasik Dönemi’ni sadece siyasi tarih olarak ele almıyor. Siyasi tarihin toplumsal–ekonomik alt-yapısını, yani nüfus hareketleri, göçler, kitlelerin temel ihtiyaçları, tarım ve ticaretin bu ihtiyaçları karşılama şekilleri ve şehirleşme konularında da analizler yapıyor. Tarihsel sorunları açıklamada geçmişten gelen geleneksel zihniyet ve kurumlar çerçevesinin tespitine girişiyor. Geç Selçuklu döneminden I. Ahmed’in saltanatının başlangıç yıllarına uzanan üç yüzyıllık süreye dair araştırmalarını elden geçirerek bütünleştirdiği bu cilt, Osmanlı Devleti’nin bir parçası olduğu Avrupa Devletler Sistemi’nin girdiği büyük ekonomik bunalımla sonlanıyor.
“15. ve 16. yüzyıllar Avrupa’sı, zamanın büyük politik-ekonomik gücü Osmanlı’yı hesaba katmadan anlaşılamaz.”
“Avrupa tarihiyle Osmanlı tarihi iki paralel tarihtir; bu nedenle iki dünyanın tarihi karşılaştırmalı olarak incelenmelidir.”
Halil İnalcık
15. yüzyılın ortalarından itibaren Osmanlı, Avrupa tarihini şekillendirmede çok önemli bir rol oynamıştır. Osmanlı’ya referansta bulunmaksızın raison d’etat, reel politik, güç dengesi ve hatta Avrupa kimliği gibi kavramları açıklamak mümkün değildir. Osmanlı ile Avrupa arasında karşılıklı etkiler aşikâr olduğu halde maalesef bu etkileşim Batı tarihçiliğinde çok fazla dikkate alınmamıştır.
Hristiyan Haçlı geleneği, uzun süren savaşlara bağlı olarak gelişen düşmanlık, kültürel yabancılaşma gibi bazı tarihsel nedenlerden ötürü ve belki de Osmanlı’nın Aydınlanma sürecinin dışında kalması dolayısıyla Osmanlılar Batı tarihçiliğinde genellikle Avrupa ve Avrupalılığın karşıtı ve antitezi olarak ele alınmıştır. Oysa taraflar arasında çatışmadan çok daha fazlası mevcuttur.
Osmanlı Devleti’nin modern Avrupa’yı şekillendirmedeki etkileriyle birlikte Batı tarihindeki yeri ve Avrupa’yla arasındaki siyasi-ekonomik ilişkiler, sosyo-kültürel bir karşılaşma olarak en büyük tarihçilerimizden Halil İnalcık’ın kaleminden, Osmanlı ve Avrupa’da…