Fyodor Mihaylovic Dostoyevski

Fatma Çağdaş Börekçi çocukları eğlendirirken aynı zamanda onlara yeni bir şeyler öğretmek amacıyla çok sayıda hikayeler ve bulmaca kitapları çıkarmıştır. Yazarın kitapları çeşitli yayınevleri tarafından okuyucularına sunulmuştur.

  • Arme Leute

    »Nein, ich danke für diese Märchendichter! Anstatt etwas Nützliches, Angenehmes, Erquickendes zu schreiben, kratzen sie da die kleinsten Kleinigkeiten aus der Erde hervor und schnüffeln überall herum!… Ich würde Ihnen einfach verbieten, zu schreiben! Zum Beispiel, was soll das: man liest … unwillkürlich denkt man doch nach, – aber … aber … es kommen einem nur alle möglichen Ungereimtheiten in den Kopf. Nein, wirklich, ich würde ihnen verbieten, zu schreiben, ganz einfach und unter allen Umständen: schlankweg verbieten!«

    6,79
  • Notes from the Underground

    Dostoevsky’s most revolutionary novel, Notes from the Underground marks the dividing line between nineteenth- and twentieth-century fiction, and between the visions of self each century embodied. One of the most remarkable characters in literature, the unnamed narrator is a former official who has defiantly withdrawn into an underground existence. In full retreat from society, he scrawls a passionate, obsessive, self-contradictory narrative that serves as a devastating attack on social utopianism and an assertion of man’s essentially irrational nature.

    5,64
  • Yeraltından Notlar

    Kitabın isimsiz anlatıcısı, Yeraltından Notlar’ı için “edebiyattan ziyade kendimi ıslah çabası” der. Ama satırlarını okuyan herkesin yerine haklı isyanını dile getirdiğini hatırlatır. Çürümekten, alışmaktan uzak durmak için yazmıştır Yeraltı Adamı: Biliyorum; belki söylediklerime kızacak, bağıracak, ayak direteceksiniz. “Yalnızca kendi adınıza, yeraltındaki sefaletiniz hakkında konuşun ve sakın ‘biz hepimiz’ demeye cüret etmeyin!” diyeceksiniz. Beyler, affedersiniz ama bu hepimizcilikle kendimi haklı çıkarmaya çalıştığım yok.

    4,49
  • Cinler

    Cinler, Rus toplumunu bekleyen çalkantıları seneler öncesinden
    sezebilmiş Dostoyevski’nin, gerçek bir olaydan esinlenerek kaleme
    aldığı siyasi romanıdır.
    Bir taşra gölünde, infaz edilmiş bir adamın cesedi bulunur. Bu
    genç adamın öldürülme nedeninin uzaklaştığı devrimci örgütten
    ayrılmak istemesi olduğu sonradan anlaşılır. Dostoyevski’nin
    1869’da gerçekleşen bu olaydan esinlenerek yazdığı Cinler’de,
    Çar’ı devirmeyi ve devleti ele geçirmeyi amaçlayan bir siyasi
    örgütün içindeki aydınların, sosyalistlerin, anarşistlerin,
    tanrıtanımazların resmini çizer. 19. yüzyıl sonu Rusyası’nı kasıp
    kavuran şiddet çığırtkanlığına karşı bir haykırış niteliğinde olan bu
    başyapıt en iyi siyasi romanlardan biri olarak kabul edilmektedir.
    “Dostoyevski’nin Cinler’i devrimci bir komplodan esinlenerek
    yazılmış en iyi romanlardan biri.”
    JOSEPH FRANK

    7,90
  • İnsancıklar

    Dostoyevski’nin ilk romanı olan İnsancıklar yayımlandığında büyük övgüyle karşılanmış, edebi bir dehanın habercisi olarak görülmüştü.

    İnsancıklar, St. Petersburg’da bir devlet dairesinde çalışan orta yaşlı ve alçak gönüllü kâtip Makar Devuşkin ile uzaktan akrabası, yirmili yaşlarının başında genç bir kadın olan Varvara Dobroselova arasındaki mektuplaşmalardan oluşan bir eserdir. Dostoyevski’nin henüz 24 yaşındayken kaleme aldığı; yoksulluk, dostluk ve sanat sevgisi gibi temalarla örülü bu roman, dönemin eleştirmenlerince adeta göklere çıkarılarak yazarın edebiyat çevrelerine bir yıldız gibi girmesini sağlamış ve çok parlak bir “toplumsal roman” olarak nitelendirilmişti.

    “Sahip olduğu ilham perisiyle çatı ve bodrum katlarında yaşayanlara hayat veren genç şairi tebrik ediyorum. Yaldızlı köşklerde yaşayanlara ‘yoksullar da insan, onlar da kardeşlerimiz,’ diye haykırıyor.”
    VİSARİON BELİNSKİ

    7,94
  • Yeraltından Notlar – Hasan Ali Yücel Klasikleri

    Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar’ın çarpıcı konusu ve farklı kurgusuyla dikkatleri çekti. İnsan ruhunun derinliklerini sergileyiş gücüyle önemli bir yazar olarak ün kazandı. Ancak daha sonra yayımlanan eserleri o dönemde fazla ilgi görmedi. Dostoyevski 1849’da  I.Nikolay’ın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Sibirya sürgününden sonra yazdığı romanlarla tekrar eski ününe kavuştu. 1864’de Vremya dergisinde yayımladığı Yeraltından Notlar gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalarını ve hezeyanlarını konu alır. Bu roman Dostoyevski’nin daha sonra yazacağı büyük romanların ipuçlarını taşımaktadır.

    Nihal Yalaza Taluy (1900-1963): Cumhuriyet’in ilk kuşağının önde gelen Rusça çevirmenlerindendir. Dostoyevski ve Tolstoy’un yanı sıra Puşkin, Gogol ve Turgenyev çevirileri de beğeniyle okunan Taluy’un çeviri külliyatı otuz kitabı aşmaktadır.

    10,24
  • Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları

    Dostoyevski’nin ilk Avrupa seyahatinin ardından kaleme aldığı Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları öfkeli ve alaycı bir Batı eleştirisidir.

    Dostoyevski, 1862 Haziranı’nda Petersburg’dan ayrılarak ilk kez Batı Avrupa seyahatine çıktığında, tedavi için gittiği bu topraklarda bir yandan da varlığını uzaktan sezdiği yoldan çıkmışlığı ve yozlaştırıcılığı arama niyetindedir. Yazar Avrupa’nın kültür başkentlerinde sivri kalemiyle Londralı hayat kadınlarından Fransız küçük esnafına herkesi Slavcı bakış açısıyla deşifre ederken karşı olduğu bir kültürün ahlâki ve siyasi zaaflarına olan öfkesini saklama gereği görmez.

    “Dostoyevski 19. yüzyılın Fransız burjuvalarına baktığında soyluluğun ve kibarlığın altında gizlenen adi bir çıkarcılık görmüştü.”
    SAUL BELLOW

    “Dostoyevski’nin Kış Notları yazarın bugüne kadar yay

    6,79
  • Suç ve Ceza

    Suç ve Ceza yayımlandığı 1866 tarihinden bu yana, modern insana yaklaşımıyla ve sorduğu can alıcı sorularla güncelliğini hiç kaybetmediği gibi, edebiyatın çıtasını erişilmesi güç bir seviyeye yükseltmiştir. Dostoyevski’nin dehasını tüm yönleriyle yansıttığı roman, bir suçun psikolojik kaydıdır aynı zamanda.

    11,39
  • Karamazov Kardeşler

    Dostoyevski, yaşamının son yıllarında başyapıtı Karamazov Kardeşler’i tamamladığında, Rus yazınında ‘felsefe düzeyinde roman-tragedya denen türün de temelini attığının bilincinde değildi. Dostoyevski’nin yaşam birikiminin tümünü ve sanat gücünün doruğunu içeren bu roman, gerçekte insanı insan yapan ne varsa, onlara adanmış bir destan niteliğini taşır. Yazar, hiçbir romanında “Karamazov Kardeşler”de olduğu denli insan ruhuna inmemiş, insanoğlunu bu denli kesitler biçiminde, içgüdülerinin ve istencinin tüm görünümüyle sergilenmiştir. Bir aileyi konu alan ve bir felaketler zinciri olarak gelişen olay örgüsü, bireysel öğelerin yanı sıra, ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısındaki Rus toplumunu da geçirdiği sarsıntıların tümüyle, dünya edebiyatında bir eşi daha bulunmayan bir sanat aynasından yansıtır.

    22,89
  • Ezilmiş ve Aşağılanmışlar

    Ezilmiş ve Aşağılanmışlar, Dostoyevski’nin on yıl süren kürek mahkûmiyeti ve sürgün cezasının ardından kaleme aldığı ilk büyük romanıdır.
    Ezilmiş ve Aşağılanmışlar ilk kez Dostoyevski’nin kardeşiyle birlikte çıkardığı Vremya (Zaman) dergisinin Ocak 1861 tarihli ilk sayısında yayımlandı ve yedi sayı boyunca tefrika edildi. Roman, okurlar arasında büyük heyecan uyandırdı ve derginin bir sonraki sayısı sabırsızlıkla beklendi. Övgülerin yanında epeyce olumsuz eleştiri alsa da aynı yıl basılan Rus romanları içinde en ilginç ve en çok okunan eser oldu. Dostoyevski’nin duygusal bir melodramla kendi kişisel hikâyesini harmanladığı Ezilmiş ve Aşağılanmışlar ilerideki başyapıtlarında yer alan tipleme ve motiflerin de habercisidir.
    “Ezilmişler ve Aşağılanmışlar’ın, Dostoyevski’nin başyapıtı Suç ve Ceza’dan aşağı kalır yanı yok. Romanın kahramanı Nataşa, Yunan tragedyasının asil kurbanlarını andırıyor; hayranlık duymamak imkânsız.

    11,39
  • Delikanlı

    Dostoyevski, Delikanlı’da baba-oğul arasında yaşanan değer çatışması ekseninde, 19. yüzyıl ortası Rus toplumunun geçirdiği ideolojik dönüşümün izini sürüyor.
    Delikanlı, kadın düşkünü bir toprak sahibinin gayrimeşru çocuğu olan on dokuz yaşındaki Dolgorukiy’in, St. Petersburg’da bir araya geldiği babası Versilov’la yaşadığı çatışmaların anlatısıdır. Baba ve oğlun duygusal, ideolojik ve ahlâki tartışmaları etrafında şekillenen uyuşmazlıklar, Dolgorukiy’in zıtlıklarla dolu yaşam öyküsünü ortaya koyar. Dostoyevski’nin son romanı olan Karamazov Kardeşler’den önce kaleme aldığı Delikanlı, yazarın diğer eserlerindeki felsefi ve politik sorunlardan uzak olmakla birlikte, odağındaki insanlar arası ilişkilerle ve psikolojik incelemelerle öne çıkıyor.
    “Dostoyevski’nin tüm büyük romanları bir yana, Delikanlı farklı bir yerde durmaktadır. Büyük sorunları ve çelişkileri tartışmaz yazar burada. Basit, gündelik durumları ve yaygın insani tutkuları kullanarak oluşturulan bu roman, incelikli, gerilim dolu ve nefes kesici bir başyapıttır.”

    15,99
  • Beyaz Geceler

    Beyaz Geceler, Dostoveyski’nin ilk yapıtlarından biridir. Kitabın adı “aydınlık geceler” anlamındadır. Olayın geçtiği St. Petersburg’da kış geceleri hava geç kararır.

    St. Petersburg sokaklarında hayaller kurarak dolaşan kahramanımız, Neva Irmağı kıyısında ağlayan Nastenka ile karşılaşır. Birbirlerine kendi öykülerini anlatırlar ve aralarında masum bir aşk belirir.

    Nastenka’nın öyküsü acaba nasıl sonuçlanacak, gözyaşları dinecek midir?

    6,79
Open chat
Wie können wir Ihnen behilflich sein?