Description
Çevirmen: | Osman Çakmakçı |
Yayın Tarihi: | 18.06.2019 |
ISBN: | 9944888059 |
Baskı Sayısı: | 15. Baskı |
Dil: | TÜRKÇE |
Sayfa Sayısı: | 109 |
Cilt Tipi: | Karton Kapak |
Kağıt Cinsi: | Kitap Kağıdı |
Boyut: | 13.5 x 21 cm |
€3,90
Author | Franz Kafka |
---|---|
Publisher | Is Bankasi Kultur Yayinlari |
Kafka, içinde yaşadığı dönemin, o dönemin olaylarının değil, gelmiş geçmiş tüm zamanların toplumsal mekanizmalarının yarattığı yalnızlığı, anlamsızlığı betimlemiştir.
Kuşkusuz, karanlık bir tablodur bu. Bu karanlık tabloyu aydınlatan ise
Kafka Güneşi’dir. Gecenin en yoğun ânında doğan, karanlığın tüm gizlerini açığa vuran ışığıyla, bizlere, insanlara yalansız bir dünya göstermeye çalışan, bunu handiyse özür dilercesine mırıldanarak gerçekleştiren, son aşamada da pişman olup tüm yazdıklarının yakılmasını (bunu hiçbir zaman yerine getirmeyecek bir dostundan istemiş olsa da) isteyen, hiçlikten sahici bir dünya yaratan bir insan.
Eğer Kafka’nın yapıtında manevi değerler ve umut aranıyorsa, burada aranmalı.
Ve bu aforizmalar da bu ışığın altında okunmalı.
Bu kitap, Kafka’nın ardında bıraktığı tamamlanmış ender elyazmalarından biridir. Tüm aforizmalar Kafka tarafından tek tek numaralandırılmıştır.
Max Brod, altısı, küçük okul defterlerine yazılmış aforizmalardan, kısa
öykücüklerden, çeşitli konulardan oluşan bu elyazmaları “yığınını” Taşrada Düğün Hazırlıkları başlığıyla tek bir kitapta toplamıştır. Daha sonraları birçok ülkede,
bu kitaptan küçük başka kitaplar üretilmiştir: Babaya Mektup ve Aforizmalar gibi.
Bu kitaptaki aforizmaların tam olarak ne zaman yazıldığını bilmiyoruz.
Bir sayfadaki 1917 tarihiyle Günlük’te yer alan benzer cümleler, aforizmaların 1917-18 yılları arasında yazıldığına işaret etmektedir.
Max Brod, bu aforizmalara “Günah, Acıçekme, Umut ve Gerçek Yol Üzerine
Derin Düşünceler” başlığını uygun görmüştür. Ama Kafka, bu elyazmalarına
bir ad vermediğine göre, en uygun başlık, kuşkusuz, yazın alanındaki bu türün
genel adı olan Aforizmalar’dır.
Hemen şunu da belirteyim ki, Kafka’nın tüm kitaplarında, özellikle Günlüklerinde
ve mektuplarında yazılmış, çeşitli konularda, ayıklanacak olsa, başlı başına büyük
bir kitap oluşturacak kadar aforizma vardır.
Ferit Edgü’nün önsözünden
Stokta yok
Çevirmen: | Osman Çakmakçı |
Yayın Tarihi: | 18.06.2019 |
ISBN: | 9944888059 |
Baskı Sayısı: | 15. Baskı |
Dil: | TÜRKÇE |
Sayfa Sayısı: | 109 |
Cilt Tipi: | Karton Kapak |
Kağıt Cinsi: | Kitap Kağıdı |
Boyut: | 13.5 x 21 cm |
Temmuz 1883 yılında Prag’da moda ürünler satan bir dükkân işleten Hermann ve Julia Kafka’nın 6. Çocuğu olarak dünyaya geldi.
20. Yüzyılın Modern Alman Edebiyatının Öncülerinden biridir. Yaşadığı süre boyunca çok bilinmeyen Kafka yakın arkadaşı Max Brod’a öldükten sonra tüm eserlerini vererek yakmasını istemişti o ise aksini yaptı ve eserleri yayınlamaya başladı. Ölümünden sonra Tüm dünyanın sevdiği ve tanıdığı bir yazar oldu Franz Kafka
Türkçeye Değişim ya da Dönüşüm olarak çevrilen romanında 20. Yüzyıl sanayi sonrası batı toplumunu ve içinde bulunan yalnızlığını çok iyi şekilde işlemiştir.
Yahudi olan Franz Kafka iki erkek kardeşini çok küçük yaşlarda kaybetti. 3 kız kardeşini ise Nazi soykırımında kaybetmişti.
Tüm dünyada sevilen Franz Kafka mutsuz ve kötü bir çocukluk geçirdi. Özellikle babası ile anlaşamayan ve sorunlar yaşayan yazarın babasına karşı tek hissettiği nefret duygusunu eserlerin de dahi vurgulamıştı.
Almanca konuştuğu zamanlar Çekler, Yahudi olduğu için Almanlar hiç sevmemişti.
Kafka’nın en kritik ve önemli dönemi olan babası ile yaşadığı dönemleri şu şekilde dile getirmişti büyük yazar;
‘’Asker selamı vermeyi ve asker gibi yürümeyi becerdiğim zaman desteklerdin beni, ama ben geleceğin askeri değildim ya da iştahla yemek yiyebildiğim, hatta yanı sıra bir bira da içebildiğim zaman desteklerdin beni. Anlamadığım şarkıları tekrar edebildiğim veya senin en sevdiğin lafları senin peşinden geveleyebildiğim zaman, ama bunların hiçbiri benim geleceğimin bir parçası değildir. Ve aslında bugün bile, herhangi bir konuda, ucu ancak sana da dokunuyorsa, zedelediğim veya benim şahsında zedelenen (Örneğin Pepa beni azarladığı zaman) senin onurunsa destekliyorsun beni. O zaman destekleniyorum, bana değerim hatırlatılıyor, yapmaya hakkım olan hamlelere dikkatim çekiliyor ve Pepa mutlak bir biçimde mahkûm ediliyor. Ama şimdiki yaşımda artık desteğine neredeyse hiç ihtiyaç duymadığımı bir kenara bıraksak bile, ancak öncelikle söz konusu olan ben değilsem, gelen desteğin bana ne faydası olacak?